Recep Çınar

Recep Çınar

Geri sayım başladı

Geri sayım başladı

31 Mart’a ne kaldı?

Bugünü saymazsak tam tamına 26 gün...

Bir aydan 4 gün eksik!

Dört yıl boyunca ne yerel, ne genel seçim yapılmayacak...

Federasyonlar ve kulüpler hariç!

Çünkü, 2020’de federasyonların seçimi olacak...

Kulüpler de tabela iyi giderse seçim meçim olmaz, ama işler iyi gitmezse haftada bir seçim olur!

Çünkü, taraftarlar tribünde rahat durmazlar ve yönetimleri mutlaka seçimlere zorlarlar...

Burası Türkiye...

Skora endeksli...

Avrupa’da da böyle mi?

Tabii ki değil...

Orada skor ne olursa olsun, oyuncular tribünlere çağrılır ve alkışlanarak soyunma odasına gönderilir...

Bizim burada mı?

Yuhlanarak!

xxx

Biz konumuza dönelim en iyisi...

31 Mart’a...

Yani yerel seçimlere...

Dört yıl boyunca seçim olmayacak ve insanlar kutuplaşmayacaklar...

Kavga olmayacak...

Kimse kimseye “sen şucusun, sen bucusun” diyemiyecek...

İnsanlar biraz kafa dinleyecek...

Seçimi geçtik, geçim nasıl olacak?

Seçimden sonra zamlar arkaya arkaya gelecek, çok canımız yanacak” diyorlar...

Ben değil, konu komşu söylüyor bunları...

Hem de AK Partiye sadece oy değil, gönül verenler dillendiriyor bu can sıkıcı şeyleri...

İnşallah yanılırlar...

Değilse işimiz var hayatla!

xxx

Artık bu domates, biber yazmaktan sıkıldım...

Tadı varsa kaçtı...

Tadının kaçtığını görünce, devlet el koydu da, mesele karakolda bitmedi...

Ve...

Cemrelerle birlikte domates ve biberin de fiyatı düştü...

İnşallah daha da düşer...

Sadece domates, biber, salatalık değil, diğer ürünlerde de fiyatlar normalleşir...

Çünkü, önümüz Ramazan...

Mayıs’ın 6’sı orucun ilk günü...

İftar sofralarının “tam takır kuru bakır” olması hem gözleri, hem de gönülleri incitir...

Buna meydan vermemek lazım...

Mübarek Ramazan’da fesatçıya ve fırsatçıya yol verilmemeli...

Bu ülkede fakir fukara çok...

Beni ilgilendirmez” diyemeyiz...

Dahası dememeliyiz...

Geçimle uğraşan fakir fukaranın derdi, seçimle uğraşanların da derdi olmalı...

Neyse...

Daha fazla etliye sütlüye karışmayalım seçim arifesinde...

İhale bize de kalabilir...

Yanlış anlaşılabiliriz...

Belli mi olur!

Ama...

Bazılarının da tekerine çomak lazım!

Öyle değil mi?

xxx

Yoğun ve rutin hayat şartlarının oluşturduğu stres nedeniyle, hem ruhen, hem de bedenen inanılmaz derecede yıpranıyoruz...

Hafta da bir ya da iki ara verip, bu rutinden uzaklaşmak istiyor insan...

Hafta da bir de olsa bunu yapıyorum...

Cumartesi günler malum...

Türbeönü, Kadınlar Pazarı, Aziziye Cami, Bedesten, benim vazgeçilmezlerim...

Buralardan beslenirim...

Bana ilaç gibi geliyor...

Seviyorum buralarda dolaşmayı...

Eski, ama eskimeyen dostları görüyorum...

Ayaküstü de olsa iki satır lafın belini kırıyoruz...

Dedim ya ruhen yeniliyorum kendimi.

xxx

3-1-050.jpg

Eski Buğday Pazarını bilirsiniz...

Kadınlar Pazarı’nı Muhacir Pazarı’na bağlayan Larende Caddesi üzerinde yıkık dökük bir durumdaydı...

Yıkıldı, yerine katlı otopark ve iş merkezi yapılıyor bildiğim kadarıyla...

İnşaatın yanında da bir sokak var…

Larende Caddesi’ni Kızılay Hastanesi’ne bağlayan sokak…

Sıra sıra dükkanlar…

Her esnafın kendine ait belirli bir tezgah alanı var…

Buraya kadar bir sıkıntı yok…

Peki sıkıntı ne?

Yayaların yürüyebileceği bir alan kalmamış…

Tezgahlar yolun 3’te ikisini kapatmış durumda…

İnsanlar, omuz omuza yürüyorlar…

Sanırım Meram Belediyesi sınırları içerisinde bu sokak…

Orada bir tecavüz söz konusu…

Sanırım yetkililer bu konuda bir adım atarlar.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi