'Geri çekilme operasyonunda itibarı kaybettik'

'Geri çekilme operasyonunda itibarı kaybettik'
"İtibardan tasarruf olmaz" gerekçesiyle Saraylar yapan Türkiye'nin, Süleyman Şah operasyonunu Milli Gazete, 'Bir devlet için olmazsa olmaz niteliğindeki itibarı kaybettik' ifadesiyle verdi.

Türkiye’nin Süleyman Şah Türbesi’nden geri çekilmesi ‘polemik malzemesi’ olarak gündemdeki sıcaklığını koruyor. Oysa bu konu ne CHP, ne de bir başka çatışmada polemik malzemesi olabilir. İktidar ve çevresi olayı askerimizin sağ salim bölgeden taşınması zeminine taşıyor. Fakat olay sadece askerlerimizin can güvenliği değil. Elbette bu da çok önemli. Peki, ya kaybettiklerimiz? Mevzi kaybettik…Toprak kaybettik… Defalarca DEVLET ADINA VERİLEN TAAHHÜTLERE RAĞMEN geri çekildik… Daha da önemlisi bir devlet için olmazsa olmaz niteliğindeki itibarı kaybettik… Zira bir devlet düşünün ki, ABD ile masaya oturup “Eğit-Donat” projesine imza attıktan hemen sonra, bir örgütten askerini, bayrağını ve ceddin emanetini kaçırıyor. Üstelik toprağını geride bırakarak. İyi ama bu sevinç, bu zafer naraları niye: Maalesef iri puntolu manşetlerle, fotoğraf kareleriyle zafer kazanılmıyor. Hezimetten zafer çıkmaz!

Geçici türbe yapıldı

Suriye’den Türkiye’ye getirilen Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşlarının bulunduğu sandukalar, yeni türbe alanının inşası tamamlanana kadar, geçici olarak oluşturulan türbede muhafaza ediliyor. Süleyman Şah ve 2 askerin naaşları için Şanlıurfa Müftüsü İhsan Açık tarafından dua edildi ve saygı atışı yapıldı.

“Bayrak İnmedi, Bayrak Dikildi”, “Dünya Saygı Duruşunda”, “Operasyon Bizim İşimiz”, “Süper Operasyon”, bunlar operasyon sonrası iktidara yakın medya tarafından atılan manşetler. Hükümetin yanlış Suriye politikası nedeniyle Türkiye’nin sınırları dışındaki son toprak parçasını kaybetmesi, medya aracılığı ile başlatılan asıl operasyon olan, algı operasyonunun meyveleri ile taçlandırıldı. Hükümet, Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu ve içindeki personelini koruyamaması sonucu gerçekleştirdiği tahliye harekâtını, medya zafer olarak pazarlıyor.

“Bayrak İnmedi”, “Bayrak İnmedi, Bayrak Dikildi”, “Dünya Saygı Duruşunda”, “Operasyon Bizim İşimiz”, “Süper Operasyon”,  “9 Saatte Şah Mat.” Bu sözler dün gazete manşetlerini süsledi. Türkiye’nin Süleyman Şah Saygı Karakolu’ndan çekilerek, sınırları dışındaki son toprak parçasını kaybetmesi, medya aracılığı ile başlatılan asıl operasyonun meyveleri ile taçlandırıldı.

Hezimetten zafer çıkmaz!

Hükümet, Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu ve içindeki personelini koruyamaması sonucu gerçekleştirdiği tahliye harekâtını, medya operasyonu sonucu zafer olarak pazarlıyor. Dünyanın en güçlü ordularından birisine sahip olduğu her fırsatta dillendirilen Türkiye, sınırları dışındaki son toprak parçasını kaybetti. Hükümet her ne kadar “Geri çekilmedik, Suriye sınırımızdaki Eşme köyünde daha büyük(!) bir araziye yerleştik” dese de, dünyanın en güçlü ordularından birisi olan Türk ordusunun, kendi toprağını terör unsurlarından koruyamamış olmasının gerçekliği, hezimetin boyutlarını görmemize yardımcı oluyor.

Terör Örgütüne İmtiyaz

Türkiye gündemini meşgul eden “Şah Fırat” harekâtı, maskeleri düşürmeye devam ediyor. Çözüm süreci ile birlikte terör örgütüne elini veren ancak kolunu kurtaramayan Hükümetin, her çözümsüzlük anında tehditlere boyun eğdiği ve ipleri tamamen İmralı/Kandil/HDP şeytan üçgenine verdiği hezimet harekâtının ardından bir kez daha ortaya çıktı.

Hükümet, 6-7 Ekim olayları esnasında Kobani bahanesi ile tüm Türkiye’yi kan gölüne çeviren terör örgütü yandaşlarına boyun eğmek zorunda kalmıştı. Peşmergeye Kobani’ye girebilmesi için koridor açmak zorunda kalan Hükümet, tanklarını Kobani’den yürüterek, terör örgütüyle el ele kol kola girdiğinin fotoğrafını verdi.

“Büyük Türkiye” Devletlerle Değil,  Örgütlerle Masaya Oturuyor

Her fırsatta “Yeni Türkiye”, “Büyük Türkiye” sloganlarını bayraklaştıran Hükümet, gelinen süreçte artık devletlerle değil, örgütlerle masaya oturuyor. Konsolosluk olayında IŞİD ile masaya oturan, Kobani olaylarında ve Süleyman Şah Harekâtı’nda ise terör örgütü ile masaya oturan Hükümet, içine düştüğü çıkmazı balçıkla sıvamaya çalışıyor.

Haçlılar’a nefer, kendi toprağına yabancı!

NATO Libya’ya girdiğinde asker gönderen, ABD Afganistan’a ve Irak’a girdiğinde yine askeri güçle takviye yaparak Haçlı birliklerini destekleyen Hükümet, söz konusu kendi toprağı olduğunda asker göndermek bir yana var olan askerlerini de geri çekti. NATO’ya ve ABD’ye askeri yardımları ile bilinen ve İslam coğrafyasına yapılan Haçlı saldırılarına askeri ve lojistik destek veren Türkiye, son olarak Suriye ve Irak’ta sözde terör bahanesi ile oluşturulan koalisyona desteğini açıklamıştı. Söz konusu Haçlılar olunca orduyu harekete geçiren Hükümet, sınırları dışındaki son toprak parçasından “güvenlik endişesi” sebebiyle geri çekildi. Şimdi bu geri çekilme medya operasyonu ile bertaraf edilmeye çalışılıyor.

Geçici türbe yapıldı

Türkiye’nin ‘Şah Fırat’ adını verdiği operasyonla Suriye’den Türkiye’ye getirdiği Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşlarının bulunduğu sandukalar, yeni türbe alanının inşası tamamlanana kadar, geçici olarak oluşturulan türbede muhafaza ediliyor. Taşınması planlanan Suriye’deki Eşme Köyü’ndeki alana 1 kilometre uzaklıktaki Eşmeler Hudut Karakolu’nda oluşturulan geçici türbeye konulan sandukalar için dini tören düzenlendi ve saygı atışı yapıldı. Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşları, bitmesinin ardından Suriye’deki yeni türbeye taşınacak.

Cumartesi gecesi başlatılan ve pazar sabahı tamamlanan Şah Fırat operasyonuyla Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşları ile türbedeki emanetler, Saygı Karakolu’nda görevli 38 askerle birlikte Türkiye’ye getirildi. IŞİD tehdidi nedeniyle kullanılamaz hale getirilen türbenin yeni yeri olarak, Türkiye sınırındaki Eşmeler Köyü’nün hemen karşısındaki Suriye topraklarında bulunan Eşme Köyü seçildi. Bayrak dikilen alanda yeni türbe yerinde iş makinaları çalışmaya başlarken, sandukalardaki naaşlar ise sınırdan geçirildikten sonra 2’nci Hudut Tabur Komutanlığı’na getirildi.

Karakoldaki Bir Oda Türbeye Dönüştürüldü

Suruç’a getirilen Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşlarının bulunduğu sandukaların geçici olarak yeni taşınacağı türbe olan Suriye’deki Eşme Köyü’ne en yakın noktadaki, Birecik İlçesi’nin Eşmeler Köyü’nde bulunan Eşmeler Hudut Karakolu’nda muhafaza edilmesi kararlaştırıldı. Bunun üzerine Eşmeler Hudut Karakolu’nun bahçesinde diğer binalar ile bağlantısı olmayan bağımsız bir oda geçici türbe olarak seçildi. İç düzenlemesi tamamlanan odanın dışına da Türk bayağı altına yazılı ‘Süleyman Şah Türbesi’ tabelası ile Osmanlı tuğrası hazırlanarak asıldı, önünde askerler nöbet tutmaya başladı. Aynı bölgeye yine Suriye’den getirilen Süleyman Şah’ın tarihçesi ile büstü de konuldu.

Milli Gazete

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.