Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Fransızlar

Fransızlar

Fransızlar, ABD’nin Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna  da operasyon yapacağı konusunda kesin kararlı olduğunu anlayınca Suriye’den çekiliyorum (!?) demesi üzerine, “Ben Suriye’den çekilmiyorum PKK /PYD’yi desteklemeye devam edeceğim” dedi.

Bu arada şu gerçeği bir daha söylüyorum: ABD, Suriye’den çıkmıyor, bir taktik gereği çekiliyor, görünüyor. Afganistan’dan, Irak’tan çekildi mi? Suriye’deki birliklerini kısmen Irak’a, Erbil’e yerleştirecek ve İran’ı vuracaktır. Öyle tahmin ediyoruz.
İhtimal dâhilindedir ki;  ABD, Türkiye, Rusya ve İran’ın, kısmen boşalan kısmı doldurma konusunda aralarındaki nizayı seyredecek, bu arada DEAŞ’ı da canlandıracak ve muhtemelen diyecek ki, “DEAŞ palazlandı; ben Fırat’ın doğusuna tekrar gelmem gerekir.”
Bu, olmayan bir şey için bir akıl yürütmedir. ABD, Fırat’ın doğusundan çekilmiyor, çekilmez de. Öyleyse neden böyle bir istidlal yürüttük?  ABD, Fırat’ın doğusundan çekiliyor, diye televizyon kanalları bas bas bağırıyor da onun için böyle bir fikir jimnastiği yaptık.
Ne ise dönelim sadedimize. Fransızlar, girdiği İslam coğrafyasından kendi isteğiyle hiç bir zaman çıkmadı. Bu akbabayı, Birinci Dünya Harbi’nden sonra işgal ettiği Antep, Maraş ve Urfa’dan çıkaran Sütçü İmamlar ve “Kuva-yı Milliye ruhudur. Suriye’den, Afrika ülkeleri Cezayir, Çat, Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon’dan da Asım’ın nesli çıkaracaktır. İnşallah!
Adı geçen bu Afrika ülkeleri, bağımsızlığını kazanmış olsalar bile Fransa, bu mazlum ülkeleri mali yönden hala sömürmektedir;  yıllık gelirlerinin % 85’ini ellerinden almaktadır! Yani bu mazlum ülkeler, mali yönden akbabanın boyunduruğu altında inim inim inlemektedir.
Mehmed Akif şöyle diyor: “Tarih tekerrürden ibarettir derler, tarihten ibret alınmış olsaydı, hiç tarih tekerrür eder miydi?”
Tarihten ibret almıyoruz, alsaydık Fransa yukarıda ifade ettiğim beyanatı veremeyecekti, hatta Suriye’de olmayacaktı. ABD ve Rusya da olmayacaktı. DEAŞ ve PKK’da olmayacaktı. Asya, Avrupa ve Afrika ümmetin, yüce milletimizin, Türk’ün toprağıdır. Türk,  Avrupa’da İslam kelimesiyle özdeş olarak kullanılmaktadır.
Osmanlı evlatlarını Avrupa’ya gönderdi, okusun ilim sahibi olsun ve ülkelerine hizmet etsinler diye. Onların üçte ikisi, Jön Türkler adı altında kümeleştiler, Osmanlı’yı içerden hançerlediler!  İngiltere’yi ilahlaştıran, dünyayı İngiliz’den başkası yönetemez zehabına kapılan Jön Türkler, haçlı seferlerinden ibret alsalardı, böyle bir teşkilat adı altında birleşirler miydi? Mümkün değil.
Bakın, Fransa’ya gidip, Şorbonne Üniversitesi’nde hukuk ve felsefe öğrenimi gören zeki, çalışkan başarılı ve Teşkilat-ı Mahsusa’dan olan Osman Nevres, mahlas adıyla Hasan Tahsin, İtalyanlar, Trablus Garba çıkarma yaptıklarında, can evinden vuruluyor ve şöyle diyor: “Nasıl olur bize öğrettikleri adalet prensipleri? Hani devletler hukuku? Hani insan hakları? Neredesiniz Fransızlar….” (Komisyon, Hikâyeciliğimizin 100. Yılında Yüz Örnek, s.573)
Ah kardeşim ah! Ah benim zeki, çalışkan kardeşim ah! Ah İzmir’de Hukuk-ı Beşer gazetesinin başyazarı Yunan Efzun taburunu çevirerek ateş etmeye başlayan ve önündeki iri kıyım sancaktarının alnının tam ortasından vurup yere seren ve orada şehit olan kardeşim. Siz haçlı zihniyetini tanımadınız mı? Tarih derslerinde bu zihniyeti öğrenmediniz mi? Haçlı zihniyetinden nasıl adalet, hukuk, insan haklarına saygılı olmasını beklediniz? Ah benim cesur kahraman ve vatan aşkıyla yanan kardeşim ah!
Üç kıtanın mirasçıları biz de mi ibret almayacağız tarihten? Bakın önce bir tarihten ibret alalım, ondan sonra konuşalım.
Size Batı insanının zihniyetini anlatabilmek için Fransızların bunca gaddarlığından bir misal verelim: Fransızlar, Afrika’da esir aldıkları Arapların kafalarını tıraş ediyorlar, boğazlarına kadar kuma gömerek, güneşte, öğle güneşinin şuaları altında bırakıyorlar, çabuk ölmesin diye ara sıra üzerlerine su döküyorlardı. (Age.s.245)
İngilizler, Ruslar, Bulgarlar, ABD de aynı; bunların yaptıklarını teker teker anlatmayalım,  daha dün ABD’nin Irak’ta insanlık dışı sergilediği işkenceleri gördük! Neden hemen unutuyoruz? Bu kadar safdillik olur mu?
Sonuç olarak diyoruz ki, ey üç kıtanın mirasçıları! Gelin Batı’nın değil, “Liva-i Muhammed” in altında birleşelim. Birleştiğimiz gün ne ABD kalır ve ne de Fransız kalır Akdeniz Havzası’nda. Haçlı zihniyeti pılını- pırtısını toplar arkasına bakmadan çeker gider Bilmem anlatabildim mi? Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi