Abdullah Uçar

Abdullah Uçar

Film Krizi (1)

Film Krizi (1)

(Haçlılar Bunu Hep Yapıyor)

ABD'de bir dolandırıcının, bir sahtekârın çevirip Internet’e yüklediği “Müslümanların Masumiyeti” isimli bir filmle Batılılar yine mayalarının iktizasını gösterdi ve dünya ayağa kalktı, onlarca insan öldü ve ölecekler hariç.
Ellerindeki iletişim imkânlarını da kullanarak, Haçlıların dünyaya lanse ettikleri Müslüman imajı şunlar: Kaba, cahil, bağnaz, yobaz, barbar, terörist, sadist… Şimdi bazı misaller verip, bu sıfatlara kimlerin daha lâyık olduğu kararını siz kıymetli okuyucularıma bırakacağım.
Almanların çok meşhur gazetesi Bild, Müslümanların bu hususta çok hassas olduklarını bildikleri halde Peygamber Efendimizin hayali resimlerini yayımlamıştır. (1)
Avrupa ve Amerika’da çok meşhur moda kuruluşları, kadınlara mahsus mayo ve bikiniler üzerine Arapça harflerle Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şahadet yazıp podyumlarda teşhir edip, satışa sunmuşlardır. (2)
Katolik Kilisesi'nin yayın organlarından aylık "Studi Cattolici" (Katolik Araştırmaları) dergisi, son sayısında Hz. Muhammed ile ilgili bir karikatüre yer vermesinden dolayı Müslümanlardan özür diledi. (3)
08. 02. 2006 tarihinde Danimarka’da bir karikatür krizi patlak verdi. Kaare Bluitgen isimli birisi yazdığı bir çocuk kitabında yayımlanmak üzere, gazetelere ilân vererek, karikatüristlerden Hz. Muhammed’le ilgili çizimler ister. Gelen çizimlerin birçoğu, hele hele 12 kişinin çizdikleri, Peygamber Efendimizi terörist, militan, hippi, kadın hastası, zalim ve cani gösteren, büyük hakaretler içeren karalamalardır. Büyük tirajlı Jyllands-Posten gazetesi bunları yayımladı. Bununla da kalınmadı İsveç, Norveç, Fransa, Hollanda gibi devletlerde de yayımlandı.
Hatırlarsınız yer yerinden oynadı, birçok İslâm devletinde olaylar çıktı elçiliklere baskınlar yapıldı, 100 den fazla Müslüman öldü. 12 İslâm devleti elçileri o gün Başbakan olan, bugün NATO Genel Sekreteri olan Rasmussen'den görüşmek üzere randevu istediler ama; “bizim memleketimizde fikir özgürlüğü vardır” bahanesiyle randevu vermedi.
Peki, Avrupalılar, Haçlılar, ikiyüzlüler, çifte standartlılar, İslâm düşmanları bu tutumlarında samimiler mi? Yani gerçekten Avrupalılar fikir özgürlüğünde bu kadar sınırsızlar mı? Kendilerine ve kendi inançlarına dokununca da böyle müsamahakâr olabiliyorlar mı? Hayır, asla. Buna da Taha Akyol’un Milliyet’te 07. 02. 2006 tarihinde yayımlanan bir makalesinden birkaç misal verelim:
 1994 yılında Avusturya'da, Hıristiyanlığın "üç kutsal"ı, yani Tanrı, İsa ve Meryem'i sapık ilişkiler içinde gösteren bir film yapılıyor! Avusturya hükümeti filmi yasaklıyor, filmin yapımcıları AİHM'ye gidiyor... AİHM, ifade özgürlüğünün "aynı zamanda inananların duygularına saygıyı da gerektirdiğini" belirterek davayı reddediyor, filmin yasaklanmasını haklı buluyor. (4)
İngiltere'de 1996 yılında Rahibe Azize Terasa ile Hz. İsa'yı uygunsuz şekilde gösteren bir video filmini hükümet yasaklıyor, AİHM yine bu yasağı haklı buluyor. (5)
 Çok daha yakın tarihten bir misal: 12. 07. 2012 tarihli gazetelere bakıldığında şöyle bir haber: Alman Pressturk Dergisi, Papa 16. Benediktus’un bir fotoğrafı üzerinde hafif oynayarak hem ön, hem de arka poposunu ıslatmış gibi lekeli gösteriyor. Dünyada kıyamet koptu ve Derginin satışı yasaklandı. (6)
Peki fikir hürriyeti Müslümanlara söküyor, yüce dinimiz, mukaddes kitabımız, sevgili peygamberimiz hakkında yapılan her türlü tahkir, terzil ve olumsuzluklar fikir hürriyeti kapsamına giriyor da, kendi dinleri, muharref kitapları, Hz. İsa, Hz. Meryem, Papa ve papazları söz konusu olunca bu sözde fikir hürriyeti neye geçerli olmuyor, bunları yapanların hemen yakasına yapışıyorlar ve gerekeni yapıyorlar.
Haçlıların bu hususta ne kadar bağnaz, yobaz ve barbar olduklarını şuradan da anlayabiliriz: İslâm ve Müslümanlar aleyhinde istediğini söyle fikir hürriyeti, ama “Ermeni soykırımı diye bir şey olmamıştır” demek yıllarca hapsi gerektiren bir suç ve diyenler tutuklanıp hapse atılıyor. Ünlü tarihçi ve yazar Bernard Lewis'in, "Le Monde" gazetesine "Ermeni soykırımını reddediyorum" deyince Fransa'da mahkûm edilmiştir. Aynı sözü söyleyen bizim bakanlarımız hakkında bile savcılıkları kovuşturma başlatmışlardır. Hani ifade özgürlüğü? Hani Batılının medeniliği ve hoşgörüsü? Bu Batılı öyle ikiyüzlü bir varlık ki; “Ermeni soykırımı olmuştur” deyip kendi milletini suçlayan yazarlara(!) Nobel Ödülü veriyor, olmamıştır diyen dünya meşhurlarını da hapse mahkum ediyor. Bu ne çifte standart? Makalemizi Haçlıları çok güzel karakterize eden bir fıkra ile bitirelim:
Bir Müslüman bir kilise yakınında geçiyormuş görmüş ki bir papazla bir rahibe çok uygunsuz vaziyette, “tu yazıklar olsun size, kendi mabedinizde böyle bir şeyi nasıl yaparsınız?” demiş, Papaz; “şu işim bitince Allahın evinde tükürmeyi sana göstereceğim barbar Müslüman(!)” demiş. Kendi yaptığı değil de, Müslüman’ın tükürmesi çok büyük suç. İşte bugün Batılının uyguladığı felsefe bu. (devamı var).
----------------------
1- Milliyet Gazetesi, 28.09.2000.
2- Time, jan 1994, By Emily Mitchell.
3- Milliyet Gazetesi, 17.04.2006.
4- Otto-Preminger v. Austria, 295-A (20.9.9).
5- Wingrove v. the UK-Rep. 1996-V, fas. 23 (25.11.96).
6-  Milliyet İnternet:12.07.2012.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Uçar Arşivi