Ebubekir Mücevher

Ebubekir Mücevher

Feto'kopinin Aslı

Feto'kopinin Aslı

Dünya var olduğundan beri, yokluğa yürüyen ve bu yürüyüşü için varlık ayakkabılarını giyen bir gezgindir.

Ve insan bu gezginin heybesinde "Haybeye heveslerle" imtihan olacak olan bir hadisenin baş kahramanıdır.

Olay'larla oyalanan yaşam parkının, tek oyuncusu insandır. Dünya kendi ekseni etrafında, dönerken insanı da bu eksenle eksiltmeye çalışan bir düşmana benzer bazen.

Dünya bazen pis'tir..

Haz'larınla Saplanıp, kalacağın bir bataklık gibidir.

Bazende Pist'tir..

Sonsuz yolculuğa, uçuracağın ruhun..

Hız alması için gerekliliğin adıdır dünya..

Tarih boyunca, insanı sınıflandırmak ve tanımlamak için, tonlarca betimleme ve ifade kullanılmıştır.

"İnsan hayvanı taklit eden" bir varlık nitelemesi bunlardan sadece birtanesidir.

Bu etiği, otağı belli olmayan otçul zihinlerin üretimi fikirlerin ürünü yaklaşımın, bugünlerde yakalanmış hali ise daha vahimdir.

"İnsan insanı taklit eden" varlık statüsüne dönüştürülmüştür.

Bu dönüşüme çok ince bir çizgide, delalet ve gaflet denebilir.

Kulluk ile, kuklalık arasındaki ince nüans burda saklıdır.

"İnsanın kalitesi, mukallitlikteki başarısı ile değil." Mutlak gerçeği, kendince kavrayabilmesinde ve örneklerle, kendi ögelerini oluşturabilmesinde saklıdır.

Onun içindir ki "Asıl başka, fetokopi başkadır."

"İçi zaman dolu kuş" başka... " Canlı" kuş başkadır.

Benzerlik benzini ile çalışan, MİLLİ akıl motorlarımızın deposuna avrupa suyu katanlarla, süte su katıp, daha çok satılabilirlik ve kazanç iddasında bulunanlara..!

Doğrularını kaybettiğin zaman, doğrulamayacağını, eğrilip kıvrılıp, tekrar doğrulamayacağını birilerinin hatırlatması gerekir.

Zemin'i ve zamanı doğru kullanmayan her insan, Mütahit olur belki ama Mücahit olamaz..

Ame fab Rika'lar açıyor..

Sağıl'ık konusunda büyük iyi adımlar var?

Başımız Sağ, Merkezde Arıza yok. değil mi?

Konusal alanda serbest bırakılan, Başörtülüleri de mi görmüyorsun be kardeşim?

Ne Fa kir iz'i kardeşim, çok çengi'niz..!

“Pantolon giymiş dansöz”üz.

Vandallaşır, kefen giyeriz..

Mizahımız'dır, gelinliği bile kefene benzetiriz.

Güneş'in nur'unu kaybederiz.

İçimize her bakan uhte görür.

Av ruhsatı, pastası hastasıyız. Ya Hu di yemeyiz. Açlığımızdan, nefesimiz kokar'da..

Kaht-I Rical'imiz vardır. Olmaz ithal, olmazsa demokratik İhtilal ederiz.

Öyle istiklal perveriz ki, sandıkları ishal ederiz.

Sileriz Ah'larımızı..

Tetiksizce kurşun sıkar, ahmak gülüşlerimiz.

Ped dua'lar ederiz.

Kanamasın deriz, mavi gözlü, sarışın çocukların "Anaları Ağlamasın" deriz.

"Anılarımız ağlar" geride.. ar'ınç duyarız.. Haklıymış deriz.

Mazlum'un elinden tutmak yerine, zalimin kadehinden güç içeriz.

Zinhar suçtur. Devleti küçük görmek..

Cüce bir milletiz..

Yol, Su, Elektirik vaatleri ile gelir.

Yolumuzu her bakan'ın gidebileceği bir yol gibi düz çizerizde...

Yol'suzluk..ederiz...

GÖRÜŞ mek üzere..

Not:

Kaht-I Rical = Adam Kıtlığı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Mücevher Arşivi