Ülkemizin kaosa sürüklenmesine, istikrârın bozulmasına kasteden aşağılık kişiler tarafından Cumartesi günü Ankara Garı civârında düzenlenen menfur saldırıyı tüm kalbimizle nefretle kınıyor, tel’in ediyoruz. Bir daha yaşanmamasını istiyoruz, vefat edenlere Mevlâ Teâlâ’dan rahmet, yaralılara âcil şifâlar diliyoruz. Yanı sıra vefat edenlerin kederli ailelerine hem de milletimize baş sağlığı diyoruz efendim. İnşaALLAH bu vahşi saldırıyı organize edenlerin arkasındaki odaklar en kısa zamanda ortaya çıkartılır. Bir daha olmaması için de gereken tedbirler alınır. 

Yüzü geçkin insanı öldürecek iki yüze yakın insanı yaralayabilecek bir vahşeti insan olan aklı başında bulunan kimse yapmaz kanaatindeyiz. Olsa olsa böylesi rezillikleri ancak rezil insanlar, aklı dengeye sâhip olmayan hasta ruhlular yapabilirler. Onca mâsum insana ruh hastası olmayan birisi kıyamaz, yapamaz. Zâten canlı bomba olanların genelde ruhsal sıkıntılı kişiler olduğu biliniyor. Bu kişiler için yaşama veya yaşamama fark etmiyor. İşte ancak böyleleri bu cânilikleri yapabiliyor? Ancak pek tabi ki bu işler tek başına yapılabilecek şeyler değil. Kim bilir arkada hangi güç odakları o hasta ruhlu insanları piyon olarak kullanıyor? Ya sabır, Ya Rabbi! Şu seçim arefesinde, Ya sabır! Zâten amaç seçimleri sabote etmek, Hak Teâlâ fırsat vermesin. Osmanlı’nın son bâkiyesine zarar gelmesin. Dört bir koldan saldırılar geliyor. Hafazan Allah!

Fitne ve tefrika âlemi İslâm’ı yangın yerine çevirdi. Yapılan yalan yanlış beşerî yorumlar da insanları infiale sürüklüyor. Bu sebeple her vakit hem konuşmalarımızda hem davranışlarımızda hep itidal tavsiye ediyoruz. Sabır, tahammül… Elbette bu sıkıntılar hep devam etmeyecek, geçecek inşaALLAH. Hak ve adâlet elbet gerçekleşecektir.

Bizler Müslüman insanlarız, hâtâlı değerlendirmelerimizden çok ön plana kutsal kaynak Kur’ân’ımızı almalıyız. Problemlerimizi çözerken insânî zaaflarımızdan yerine kutsî hükümlerden cevaplarla hareket etmemiz daha doğru olacaktır. Zâten şimdiye kadar Müslümanların içine sürüklendiği her sıkıntılı durum bu birinci basamaktan hareket etmememizden kaynaklanıyor. Rabb’im uyandırsın.

Birinci kaynak Kur’ânu Azûmuşşan’da ne diyor Hak Teâlâ: “Ve hepiniz Allâh’ın ipine sımsıkı sarılın ve birbirinizden ayrılmayın. Ve Allâh’ın üzerinizdeki nimetini de hatırlayınız ki, siz birbirinize düşmanlar iken Allah kalplerinizi ülfet edip birleştirdi. Siz O’nun nimetleriyle kardeş oluverdiniz. Yine sizler ateşten bir çukur kenarında iken sizi ondan çekip kurtardı. İşte Allah âyetlerini sizlere böyle açıklar ki hidâyete erebilesiniz.” (1) Buyuruyor Hz.Allah (c.c).

Bu muhteşem âyet muhtevâsına göre müminler arasında tefrika, ayrılık-gayrılık olmamalı böyle olursa birliğiniz yâni gücünüz gider, birlikten güç doğar deniyor âdeta. Dağılmayın, birbirinizden ayrılmayın hepiniz Hak Teâlâ’nın ipine sımsıkı sarılın başka yollara sapmayın, ayrışmayın, birlik olun uyarısı yapılıyor. Yine gaflete düşmeyin, şaşmayın, kaymayın, taassuba düşmeyin, tefrikayla birbirinizle didişmeyin, öfkeye kapılmayın, Cenâbı Hakk’ın sizin üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın. Eğer Rabb’i Teâlâ’nın hikmeti ve nimeti olmasaydı siz birbirinizle düşman olurdunuz, yüce Mevla nasıl da kalplerinize ülfet ederek birleştirdi de O’nun lütfüyle kardeş oldunuz, ateş çukurunun kıyısından kurtuldunuz, deniyor.

O halde şimdi yanlışlardan el etek çekip doğru kulvarlarda yürüme zâmânı…

---------------

[1]) Âli İmran, 103