Fatih'i yanlış tanıyoruz

Fatih'i yanlış tanıyoruz

Fetih 1453 filminin ilk dakikaları haricinde tarihi ve kişileri yanlış anlattığını söyleyen Tarihçi Mustafa Armağan, "Bu film, Fatih'i ve medeniyetimizi yanlış tanıdığımızı gözler önüne seriyor" dedi

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya Üniversitesi ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi'nin birlikte düzenlediği Şehir Konferansları'nın ilki dün Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlendi. İlk konferansın konuğu ise Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan oldu. Konferansı protokol üyeleri ile birlikte çok sayıda davetli dinledi.
Şehir ve medeniyet deyince hayatın kendini ortaya koymak gerektiğini dile getiren Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan, medeniyetin en önemli merkezlerinin şehirler olduğunu dile getirdi. İslam dininin de şehirleri imar eden bir din ve bir medeniyet olduğunu söyleyen Mustafa Armağan, geçtiğimiz hafta vizyona giren Fetih 1453 filminin de gerçekleri yansıtmadığını belirterek sert bir dille eleştirdi.
Fetih 1453 filmini yorumlayan Mustafa Armağan, "Bu filmde Fatih Sultan Mehmet Han ve İstanbul'un fethine sadece bir açıdan bakılmış. Mesela benim kafamdaki Fatih'in çok aç bir kısmı yansıtılabilmiş. Filmin başlangıcı çok güzel. Hz. Peygamber'in 'İstanbul bir gün fethedilecektir, onu fetheden komutan ne güzel komutan. Onu fetheden asker ne güzel asker' Hadisi Şerifi ile başlayan filmin geri kalan kısmı ise tam bir facia. Film tarihi bir derinlikle başlıyor ama devamında bir çuval incir berbat ediliyor. Filmin içindeki sahneler başlangıçta verilen mesajın yok edilmesine neden oluyor. Bu da filmin değerini düşürüyor. Ulubatlı Hasan'a verilen rol, yüklenen anlam tamamen kaymış, nahoş tavırlar ve hatta zina yapan bir kişi karşımıza çıkıyor. Hz. Peygamber'in 'Ne güzel asker' dediği bir şahsı bu şekilde yorumlarsanız, bu sizin daha kendi medeniyetinizi tanımadığınız anlamına gelir" diye konuştu.
Fatih Sultan Mehmet Han'ı ve fetih ruhunu taşıyanları doğru tanımak gerektiğini, aksi halde milyonlarca kişinin izlediği bir filmle yanlış bilgiler verilebileceğini kaydeden Armağan, "Fatih, İstanbul'u fethetmek için gerçekten çok büyük bir tutkuyla hareket ediyor. Ama bu filmde işin sadece maddi boyutu ele alınıyor. Fatih'i İstanbul'u fethettikten sonra kurduğu vakfiyelerden tanımak lazım. Fatih'in medeniyete, topluma ve insana bakışını doğru anlayabilseydik, bugün yayınlanan bu filmler daha farklı mesajlar, daha doğru mesajlar verirdi. Fatih, henüz 21 yaşında büyük bir inançla İstanbul'u fethettikten sonra ilk iş olarak Ayasofya Camii'ne gidiyor. Ne yazık ki bugün burada namaz dahi kılamıyoruz. Bu da nasıl bir Türkiye'de yaşadığımızın göstergesidir" dedi.
Fatih'in Ayasofya Camii'nden şehre baktığını ve İstanbul'u izledikten sonra üzüldüğünü aktaran Mustafa Armağan, "Fatih Sultan Mehmet, İstanbul gibi nadide bir şehrin bu kadar medeniyet mahrumu olmasına üzülüyor. Hemen İstanbul'un imarı için çalışma başlatıyor. Nasreddin Hoca'nın torunu Hızır Bey,  bu işle görevlendiriliyor. İstanbul fethedildikten sonraki ilk belediye başkanı olan Hızır Bey, Fatih'in emri ile İstanbul'u mamur hale getirmek için çaba harcıyor" ifadelerini kullandı.
RASİM ATALAY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.