Farklı kültürler görücüye çıktı

Farklı kültürler görücüye çıktı

Konya'da geleneksel hale gelen 'Dünden Bugüne Geleneksel Türk El Sanatları Şöleni' birbirinden farklı ürünleri vatandaşın hizmetine sunuyor. Farklı şehirlerden gelen satıcılar hem geldiği yerin kültürünü yansıtıyor hem de unutulmaya yüz tutmuş ürünlerini

Konya'da geleneksel hale gelen 'Dünden Bugüne Geleneksel Türk El Sanatları Şöleni’nin beşincisi Kule Site AVM’de açıldı. Türk El Sanatları Şöleni'nde çok farklı meslek ve bu mesleğe ait ürünler tanıtılıyor.  2015 yılında dördüncüsü düzenlenen şöleni 400 bin kişi ziyaret etmişti. Bu yılda 46 geleneksel Türk el sanatı ustasının 46 farklı ürünü, görenler tarafından büyük bir ilgi ile karşılanıyor. Şölene gelen vatandaşlar, nadir görülen ve kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının nasıl yapıldığını görerek gezme ve ürünleri yakından tanıma imkanına sahip oluyor. Stantlarda yer alan çoğu ürün, büyük bir emek verilerek yapılıyor.  Farklı ürünlerin sergileneceği ve sanatların icra edileceği şölen 21 Şubat tarihine kadar açık olacak. 

ahmet-duran-yasin-yazma.jpg

ÜRÜNLER KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITIYOR

Stantta yer alan ürünlerde eski Türk dönemlerine ve yakın zaman kültürüne ait izleri bulmak mümkün. Gaziantep'ten gelen ve yaptığı yemeni ürün yapım ürünleri ile vatandaşların ilgi odağı hale gelen Orhan Çakıroğlu, derinin el işçiliği ile yapıldığı ve ayağa giyilen yemenin, geçmişinin Selçuklular’a kadar dayandığını vurguladı. 128 yıllık aile mesleğini devam ettirdiğini ve 4. kuşakta kendinin yer aldığını söyleyen Çakıroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yemen yapımı ürünler ne koku yapar ne de boya bırakır. Yemen yapımı ayakkabılar normal zamanda rahatlık ile dışarıda da giyilir. Altı kösele olan yemen ayakkabısı Antep kültürünün önemli yapı malzemelerinden biri. Harry Potter, Truva ve buna benzer birçok büyük filmin ayakkabılarını yaptık.” 42 yaşındaki Ahmet Duran Yasın ise Tokat'tan Konya'ya geldi. Yüzde yüz pamuklu kumaş üzerine ıhlamur ağacına oyulan baskı kalıplar ile şekil veren Yasın, Türk kültürünün önemli bir göstergesi olan yazmalara, desenler verdiğini ifade etti. Yazmanın zemin renginin bulunduğu yöreyi temsil ettiğini belirten Yasın, “Konyalılar desenli yazmalara büyük bir önem veriyor. Her yörenin kendine ait, o yöre ile özdeşmiş yazma rengi olur” dedi.

bakir-isleme-mehmet-akif-duymaz.jpg

ÜRÜNLERDEKİ FIRSATI KAÇIRMAYIN

Kurulan stantlar içinde boynuz tarak yapımı da vatandaşlar tarafından memnuniyet ile karşılandı. Denizli Yatağan'dan gelen boynuz tarak yapımı ustası Hamza Aydın, kemik tarak ile ilgili bilgiler verdi. Aydın, kemik tarağın insan saçına olan faydalarını açıkladı. Tarağın insan saçına olan faydasının bilimsel olarak da kanıtlandığını belirten Aydın, tarağın faydalarını şöyle sıraladı: “Tarak, saç yağlanmasını engeller. Saçın kepeklenmesini ve kırılmasını önler. Saçtaki elektriği alarak insanı rahatlatır. Saçları parlatır ve temizler.”  Stantta çocukluğuna dönmek isteyenler için yer alan ürünler de mevcut. Osmaniye'den gelip Konyalı vatandaşları özlem duyduğu çocukluğuna götüren Topaç ustası Ekrem Demirbaş, topacın Türk kültüründe önemli bir yeri olduğunu anlattı. Demirbaş,  “Topaca ilgi duyan kişiler genellikle 40 yaş üstü bayanlar. Onlarda topaca olan ilginin nedeni ise çocukluğunda bu kültürü bilip, kültürü yaşamalarından kaynaklanıyor” cümlelerini kullandı.

cini-2-mehmet-yildirim.jpg

ÇEKİRDEKTEN YETİŞEN ELEMAN YOK

Stantta yer alan bazı ustalar ise mesleklerinin bitiyor olmasından ve yeni elemanların yetişmemesinden dert yanıyor. Kültür Bakanlığı Sanatçısı ve Çini Ustası Mehmet Yıldırım mesleği ile ilgili sıkıntıları dile getirdi. Yıldırım, Avrupa'da ki birçok sanatçıya verilen kıymet ile Türkiye'de ki değerin aynı olmamasına tepki koydu. İşini eğitimli yapanlara saygı duyduğunu ama bu meslekte alaylı olarak çalışanlara da önem verilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Alaylı olarak çalışanlara bir kez olsun imkan verilmeli. Onların içinde işin ruhunu bilen çok usta var. Bizim yaptığımız iş büyük bir fedakarlık ve sabır gerektiriyor. Dünyadaki sayılı sanatlardan bir tanesi. Eskisi gibi eleman yetişmiyor. Alaylı ustalar ile bu işin eğitimini almış kişiler arasında köprü kurulmalı. Ahiliğe sahip çıkmak demek bu ikisi arasında köprü kurmak demek. Biz işimizi yeni nesillere öğretmek istiyoruz” dedi. Gaziantep'ten Konya'ya gelen ve stant açan Bakır işleme ustası Mehmet Akif Duymaz da, kendi mesleğinde çekirdekten yetişen eleman olmadığını belirtti. 38 yıldır bu mesleğin içinde olduğunu ve yaptığı işin sabır istediğini dile getiren Duymaz, “Babamın mesleğini icra ediyorum. Artık bu meslekte usta kalmadı. Bu mesleği yapabilmek için kanaatkar olmak lazım. Birçok bakır işleme ürünü ile Konya'ya geldik. Bakırdan mutfak eşyası, süs eşyaları ve bunlara benzer birçok ürün yapıyoruz. Yurt dışından bakır işleme ürünlerine az da olsa talep var. Mesleğimizin yaşamasını arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.

topac-ustasi-ekrem-demirbas-1.jpg

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.