Eski Bakan Güler, Emniyette Sarraf'ı Övmüş

Yolsuzluk operasyonlarından şüphelenen dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, emniyete giderek Rıza Sarraf’ı övmüş. Emniyet müdüründen Sarraf’ın etkinliklerine katılmasını istediği belirtilen Güler’in, Sarraf hakkında zaman zaman asılsız ihbarlar geldiğini, dikkatli olunmasını istediği kaydedildi.

Yolsuzluğu soruşturan polislere yönelik operasyon kapsamında tutuklanan eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, mahkeme ifadesinde yolsuzluk soruşturmalarının neden siyasilere haber verilmediğini anlattı. İstanbul’da göreve başladığında diğer illerden farklı prosedür uygulandığını gördüğünü anlatan Saygılı, operasyon içeriği ve şüpheli kişilerle ilgili kapsamlı bilginin il emniyet müdürü veya vali tarafından Başbakana iletildiğini kaydetti. MİT krizi olarak adlandırılan 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması olayından sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a tavır aldığını ifade eden Saygılı, bunun üzerine daha önce direkt telefonla Başbakan'a ulaşan Çapkın’ın bir daha ulaşamadığını aktardı.

Erdoğan’ın yeğeni Ali Erdoğan’ın dinlendiğinin ortaya çıktığını anlatan Saygılı, bu dinlemeyi emniyetin yapmadığını ortaya çıkarmak için Çapkın’ın tüm birimleri sorguya çektiğini söyledi. Sonunda Çapkın’ın Yalçın Akdoğan’ı arayarak, ‘bu dinlemeleri polis yapmamış, eğer polis yapmış ise o polisi bulup asalım’ dediğini kaydetti. Neticede dinlemeyi yapan jandarma görevlilerinin derhal başka birimlere atandığını anlatan Saygılı, bu gibi örneklerin kendini Başbakan'a yakın görmek isteyen bürokratları her dosyayı gizliliğine bakmadan zamanından önce Başbakan'a sunmaya ve talimat almaya sevk ettiğini söyledi.

YOLSUZLUKTA BAŞLANGIÇTA SİYASİLER YOKTU

17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının başlangıcında hiçbir siyasinin bulunmadığını ifade eden Saygılı, 17 Aralık dosyasında 5. aydan itibaren siyasilerin suç grupları ile irtibatta bulunduğunu belirtti. Bu sebeple il emniyet müdürü ve valisine haber verilmesi durumunda bilgilerin Başbakan'a aktarılacağını ve operasyonun yürüyemeyeceğini vurgulayan Saygılı, bu durumu savcı ile tartıştıklarını aktardı. Savcının da adli amirlerden başka kimseye bilgi verilmemesi talimatı verdiğini ifade eden Saygılı, süreç devam ederken operasyondan şüphelenen politikacılar tarafından TİB, KOM, MİT ve İstanbul Emniyeti nezdinde operasyonu deşifre etmek için girişimlerde bulunulduğunu aktardı.

Buna en çarpıcı örnek olarak dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in İstanbul Emniyeti’ne gelerek Rıza Sarraf’ı övmesini gösteren Saygılı, Güler’in emniyet müdüründen Sarraf’ın etkinliklerine katılmasını istediğini söyledi. Güler ayrıldıktan hemen sonra müdürün kendisini aradığını ifade eden Saygılı, “Rızza Sarraf’ı sordu. Sarraf ile ilgili bu sabah bir ihbar gelmiş, bu adam ile ilgili zaman zaman asılsız ihbarlar gelirmiş, bu konulara duyarlı olunması diye Muammer Güler’in kendisine söylediği tabiri tarafıma iletmiştir.” dedi.

17 Aralık operasyonundan sonra iktidarın emniyet müdürüne gösterdiği ilk tepkinin ‘senin bu operasyonlardan nasıl haberin olmaz’ şeklinde olduğunu belirten Saygılı, “Aslında bunun anlamının kendilerine bu operasyon bilgisinin neden çok daha önceden ulaşmadığıdır. Başbakan ve bakanlardan özellikle büyükşehirler ile ilgili her dosyadan haberdar oldukları güveni olduğundan şüphelilerin dinleme ve izleme faaliyetlerinde arkalarında siyasi destek olduğunu hissetmelerinden dolayı beklenenden daha çok delil elde edilmiştir.” diye konuştu.

Yolsuzluk operasyonlarının casusluk ve darbe suçlamalarıyla ilgisi olmadığını vurgulayan Saygılı, “Yaptıkları yolsuzlukları hiç ortaya çıkmayacağına güvenen kişilerin hazırlıksız yakalanmaları sebebiyle daha 18 Aralık’ta darbe teşhisi koymaları neticesinde bu teşhis ile Başbakan'ın söylediğini doğrulama görevini üstlenen bütün kamu gücünü kullananlar tarafından Başbakan'ı haklı çıkarmak için hedef gösterilen kişiler üzerinden bu suç tavsifinde bulunulmaktadır.” dedi.

Yolsuzluk operasyonlarının ardından internette yayınlanan bir ses kaydında Rıza Sarraf ile görüşen Güler'in Sarraf'a hakkında herhangi bir işlem olmadığı yönünde güvence verdiği ve "Eğer birşey varsa senin önüne yatarım," şeklinde ifade kullandığı belirtilmişti. CİHAN