Erdoğan: Yurtlarda kız erkek kalmasına izin yok

Erdoğan: Yurtlarda kız erkek kalmasına izin yok

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu... Erdoğan konuşmasında öğrenci yurtlarında kız erkek kalınmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında partililere seslendi... Erdoğan yurtlarda kız ve erkek öğrencilerin bir arada kalmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. 

Başbakan'ın konuşmasından satırbaşları:

Bu ülkede birileri zulme uğradıysa o muhafazakar kesimdir. Eğitim, sağlık, adalette zulümleri hep muhafazakarlar gördü. Şimdi bu devran değişti diye, birileri bir şeyler yapmaya çalışıyor. Biz muhafazakar demokrat bir parti olarak, anne babaların, ebeveynlerin çocukları bize emanettir. Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsade etmedik, etmiyoruz. Bazı gazeteler şöyle yazmış böyle yazmış... Ne yazarlarsa yazsınlar. Dünyada eğitim ve öğretim psikolojisinde bile izahı yapılamaz. Biz burada kesinlikle müdahil olduk. Yurtlarımızda bu şekilde kızlarımızın, erkek öğrencilerle ayrılması çalışmalarını devam ettiriyoruz. Yüzde 75 oranında bunu başardık. Bazı yerlerde de evlerde kalma noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Bütün güvenlik güçlerimize gelen istihbari bilgiler var. Bunlardan hareketle de valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz?

ANNELER BABALAR FERYAT EDİYOR

Emniyet teşkilatımız da bu tür ihbarları değerlendirir ve gerekeni yaparlar. Komşular bu tür şeylerin ihbarını yapıyorlar. Buralarda nelerin olduğu belli değil. Karmakarışık her tür şey olabiliyor. Ondan sonra anne babalar feryad ediyor devlet nerede diye... Devletin burada olduğunu göstermek için bu adımlar atılacaktır. Bu yaşam tarzına müdahale değildir. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Böyle yorumlayanlar devam etsinler. Ama biz böyle bir sorumluluğun manen altına giremeyiz. AK Parti'nin kimliğinde böyle bir sorumluluğun altına girmek yoktur. Bulunduğum makam ve değerler buna asla müsade etmez. Ben Başbakan olarak Anadolu topraklarını bilen ve bu işlere asla müsade etmeyeceğin bilen bir insanım. Çünkü damdan düşen bir insanım. Bunun şikayetini de sürekli dinleyen bir insan olarak, bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz. 

Van'a depremin ardından 5 milyar liralık yatırım yaptık. Cumhuriyet tarihinde böyle bir yatırım Van'a yapılmamıştır. Biz 2 yılda yaptık. 

MARMARAY'IN GURURUNU HERKES YAŞAMALI

29 Ekim'de 153 yıllık projenin açılışını yaptık. O gün açılıştan sonra ilk defa sefer yaptık. Tabi o gün 4 dakika sürmedi. Çünkü tam ortada bir mola verdik. Orada plaketler çaktık. Bakanımıza tören sırasında talimat verdik. 15 gün boyunca ücretsiz olmasını sağladık. İlk gün Marmaray'ı kullanan sayısı 300 bine ulaştı. Pazar günü de Marmaray'da 350 bin yolcu taşındı. Sadece İstanbul'dan değil Türkiye'nin dört bir yanından vatandaşlarımız geldiler. Marmaray'da yaşanan küçük aksaklıkların, özellikle de askıya tutunacağı yerde emniyet kollarının çekilmesiyle yaşanan duraksamaların, bazı çevrelerde çok büyük bir keyif yarattığını görüyoruz. Zevkleniyorlar. Aha durdu. İşte aradığımı buldum. Kamera  da arkada çekim yapıyor. 76 milyonun tamamı gurur yaşarken, varsın bazıları da küçük aksaklıklardan dolayı sevinç yaşasınlar... Bu hasedin son bulması ve şu anda Marmaray gururunu yaşamayanların da bu gurura ortak olması en büyük temennimizdir. 

MARMARAY'A BİNMEYECEKLERİNİ SÖYLEYENLER VAR

Özellikle de Marmaray'a binmeyeceğini söyleyenlere, Marmaray'ı seyirlik olarak inşa etmediğimizi hatırlatmak istiyorum. Onların da bu gururu yürekten paylaşmalarını arzu ediyorum. Marmaray coşkusunu yaşarken, ertesi gün 5. İzmir İktisat Kongresinin heyecanını yaşadık. Kongrede ulusal ve küresel ekonomi ayrıntılı şekilde ele alındı. Sonra da partimiz teşkilatıyla bir araya geldik. Kuşadasına geçerek Türkiye'nin en büyüğü olan Efes kongre merkezinin açılışını gerçekleştirdik. 31 Ekim'de İstanbul'a geldik. Türkiye genelinde tamamlanan 213 spor tesisinin resmi açılışlarını ve amatör kulüplere malzeme dağıtımını yaptık. 

131 MİLYAR DOLAR YATIRIM ÇEKTİK

2004 yılından itibaren her yıl yatırım danışma konseyi adı altında bir buluşmayı sürekli tertip ediyoruz. Bu toplantılardan uluslar arası yatırımlar noktasında istifade ettik. Yıllık uluslar arası yatırım tutarı eskiden 1 milyar dolar seviyesini aşamıyordu. 2002'ye kadar cumhuriyet tarihi boyunca 79 yıl boyunca Türkiye'nin çekebildiği yatırım tutarı 15 milyar dolar olmuştur. 2003'ten bu yana ise 131 milyar dolar uluslar arası yatırım çektik. Türkiye 79 yılda 15 milyar dolar, 11 yılda ise 131 milyar dolar yatırım çekti... Her yıl yaptığımız toplantılarda Türkiye'nin bu performansından övgüyle söz edildi.  

ONLAR BORÇLANDI BİZ ÖDEDİK

Biz göreve geldiğimizde iktidarda MHP, DSP ve ANAP vardı. MB Döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Şu andaki rezervimiz ise 134 milyar dolar seviyesine çıktı. 27 buçuktan 134 milyar dolara... Bu arada IMF ile görüşmeler de tamamlandı, IMF'nin Türkiye'den 5 milyar dolar borç alabilmesi için, bu imkanı kendilerine sağladık, gerektiğinde alabilecek. O borçlu olacak, biz alacaklı olacağız. Peki IMF ile durum neydi biz iktidara gelmeden önce... DSP, MHP ANAP döneminde 23 buçuk milyar dolar borcumuz vardı. 14 Mayıs'ta biz borcumuzu sıfırladık ve şimdi borç verir hale geldik. Kim milliyetçi, kim milli değerlere sahip? Kim ülkesine milletine daha düşkün hepsi ortada.. Birleri laf yapıyor, biz icraat yapıyoruz. Onlar borçlandı biz ödedik... Milli gelire oranlar dış borcumuz yüzde 73-74 civarındaydı. Şimdi yüzde 36'ya düştü arkadaşlar... Milli gelire oranla ne buna bakacağız... 

MARMARAY KAZA YAPSIN DİYE DUA EDENLER VAR

Marmaray seferlere başladığında, bazı çevrelerde başarısız olması kaza yapması konusunda temennilerin açık açık dile getirildiğini gördük. Olur mu böyle şey ya. Şu hale bak. Biz Japonya Başbakanı dahil olmak üzere hayır duası yaparken, birilerinin de böyle şeyler söylediğine şahit olduk. Felaketten haz duyacak kadar gözü dönmüş hazımsızlar var. Marmaray'da sergilenen bu hazımsızlık sürekli sergileniyor. Aynı hazımsızlık terör meselesinde de var. Her alanda kriz çıkmasını temenni ediyorlar. Buradan nemalanmak istiyorlar. Ülkenin felaketinden medet umuyorlar. Terör bitmesin, şehitler gelsin de hükümet yıpransın diye temennide bulunanlar var. Partilere sesleniyorum. Eğer teröre karşı iseniz, bu konuda samimiyseniz, lütfen şiddetin eşliğinde oy değil, silahın eşliğinde oy değil, demokratik mücadeleyle oy almaya gayret edin. Aynı hazımsızlık dış politikada da var. Başarısız olalım diye dua edenler var. 11 yıldır, ekonomi çöksün de kriz çıksın da hükümet yıpransın diye dua edenler var.

Eski Türkiye'de halk kuyruklarda sürünüyordu. Yeni Türkiye'de fakir zengin arasındaki ayrım ortadan kalktı. Şimdi kuyruk kalmadı. 

Tüm hastanaleri birleştirdik. Artık istediğin yerden istediğin hizmeti alıyorsun. Hastaneye giderdik ilaç bulamıyorduk. Şimdi istediğimiz eczaneden gidip ilaç alabiliyoruz. Burada biz bedel düşünmedik. Neyi düşündük insanımızı, vatandaşımızı düşündük.

YENİ TÜRKİYE'DE ÖĞRENCİYE İMTİYAZ VAR

Yeni Türkiye'de eskisi gibi belli zümrelere imtiyazlar yok. Öğrenciye imtiyazlar var artık. 45 lira burs veriyorlardı üniversite gençliğine. Biz ise şu anda 280 lira burs veriyoruz. Bunun yanında 200 lira da kendilerine KYK'da kalıyorsa beslenme yardımı veriyoruz. 480 lira.. Devletten burs alanların sayısı 380 bin... Karşılıksız bu... Kredi alanlarla beraber rakam 1 milyon 200 bini aşıyor. Nedir o kredi? Okuldan mezun olup sigortalı bir işe yerleştikten sonra faizsiz ödemeyi yapacağı bir süreç. Bunları bizim iktidarımız sağladı. Her müracaat edene burs ve kredi bizden önce yoktu. 

AYRIMCILIĞI YAPAN BİZ DEĞİLİZ

On yıllardır ellerindeki imtiyazları yitirenler Türkiye'nin felaketi için ellerinden geleni yapıyor. Ama milletin hayır duası tüm bu beddua ve temennilere galebe çalacaktır. Biz de işimmizi sağlam tutacağız. Ülkesinin felaketinden medet umanlara fırsat sunmayacağız. Belli bir zümrenin ikbali için değil 76 milyonun tamamının faydası için çalışacağız. Hanım kardeşlerime sesleniyorum. Kadınları başı örtülü ve açık diye ayrımcılığa tabi tutan hiçbir zaman biz olmadık. Her zaman ifade ediyorum bizim için insan insandır. Bizden önceki iktidarlar bu ayrımı yaptılar. Başı örtülü olan, okulların kapısından geri çevrilmiştir. Kamudan geri çevrilmiştir. Bu ayrımcılık değil mi? Onlar insan değil miydi? Bunlar bu ülkede olmadı mı? Bunları biz hep yaşadık. Ailelerimizde yaşadık. Ana muhalefet başka dünyalarda yaşıyor. Bunlar hukuk tanımazdır. Hak hukuk diye bir anlayışı yoktur. Ak Parti'nin bu noktada sıkıntısı yoktur. Biz başı örtülü olanı da aynı hakka sahip olarak görürüz ve kendilerine hizmet ederiz. Bugüne kadar bu milletin mensupları olarak hepsini savunduk. Başı örtülü olarak okumanın, çalışmanın ve siyaset yapmanın önünü açarken ayrımcılık yapmıyoruz. Tam tersine insanlık dışı bir ayrımcılığı ortadan kaldırıyoruz. Başı açık olanların haklarını da savunacak mısınız diye soruyorlar. Çok ayıptır ya. 11 yıllık iktidarımızda başı açık olan hangi hakkını kaybetti? Şu hakkı kaybetti desinler, gelsinler o hakkı da verelim. Hangi özgürlükler ellerinden alındı? Bunu bize söylesinler. Cevabımız çok net. Bugüne kadar böyle bir ayrımın tarafı olmadık, asla kabul etmiyoruz. 

Biz insana insan olarak bakarız. İnsana milletin mensubu olarak bakarız. Dili, dini mezhebi siyasi görüşü her ne olursa olsun, bizim nezdimizde insan insandır. Devlet karşısında eşit vatandaştır. Ana muhalefetin ise bu ülkede başörtüyle ilgili sorununu yaşadık. Bir taraftan rozet taktılar, öbür taraftan otobüsten attılar. Şimdi ise aday niçin olmasın demeye başladılar. Her ne yaptıysak Türkiye'yi normalleştirmek için yaptık. Türkiye tam anlamıyla normalleşinceye kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 

HİÇBİR ADAYIMIZ VİTRİN ADAYI DEĞİL

Seçim yolunda hazırlıklarımız belli bir aşamaya geldi. Temayül aday belirleme araçlarımızdan yalnızca bir tanesidir. Kesin hareket noktamız değildir. Aday belirlerken, yüzde 100 temayülü yahut yüzde 100 anketi gözetmiyoruz. Çok sayıda kriteri ve referansı dikkate alıyor, ince eliyor, sık dokuyor adaylarımızı ona göre belirliyoruz. Sadece vitrin olsun diye aday ismi açıklayanlar var. Ak Parti'de hiçbir aday vitrin adayı değildir. Şu ana kadar aday adayları içinde sayı yaklaşık 6 bin 100'ü bulmuş durumdadır. Hiçbir formalite icabı belirlenmiş değildir. Biz her bir aday adayımıza müstakbel belediye başkanı olarak bakarız. Öylelerini listemize alırız. Nasıl olsa seçilemeyecek diye bazı partiler boşluk doldurabilirler. Bizde böyle bir şey yok. Bu arada il genel meclis başvuruları için süreyi 1 Aralık'a kadar uzattık. Kademe kademe adaylarımızı açıklamaya başlayacağız. 

Bugün akşam saatlerinde bakan ve vekil arkadaşlarımızda 3 ülkeyi kapsayan bir resmi ziyaret turuna başlıyoruz. Bu akşam Finlandiya'nın başkenti Helsinki'ye gideceğiz. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan'ı ile görüşeceğiz. Helsinki Belediye Başkanı onurumuza bir yemek verecek. İş forumu gerçekleştireceğiz. Yarın akşam Stockholm'e geçiyor ve İsveç temaslarına başlıyoruz. İsveç Kralı ve Başbakan'la görüşeceğiz. Burada da iş forumu düzenlenecek. Perşembe ise Varşova'ya geçiyoruz. Polonya'da da Cumhurbaşkanı, Meclis başkanları ve Başbakanla görüşeceğiz. İş forumuna katılacağız. Polonya'da Türkiye -Avrupa ilişkileri konulu bir konferansa katılacağız. Bu ziyaretlerin ülkelerimiz arasındaki ilişkilere katkı sunmasını umuyoruz. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.