Erdoğan: Türkiye'ye Zararlı Olan Hiçbir İşin İçerisinde Bizi Göremezsiniz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'ye zararlı olan hiçbir işin içerisinde bizi göremezsiniz. 11 yıl boyunca Türkiye'nin aleyhine, zararına hiçbir çabanın içinde bizi görmediniz. Allah'ın izniyle bundan sonra da görmeyeceksiniz." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, özellikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) eliyle yaptıkları hizmetleri anlattı. Erdoğan, “Birkaç saat içerisinde 11 yılın bir dökümünü yapmak artık mümkün değil. Yaptıklarımızın özeti dahi yüzlerce sayfaya sığmıyor ama bugün bize en ağır sıfatları, o en ağır ithamları kullananlara bazı eserlerimizi, bazı hizmet ve yatırımlarımızı göstermek niyetimdeyim. Millet bunları zaten görüyor, biliyor ve duyuyor. Ama milletimin kimin milliyetçi, kimin vatansever, kimin ülkesi için gecesini gündüzüne katan millet hizmetkarı olduğunu da tekrar özellikle görmesini arzu ediyorum." diye konuştu.

Erdoğan, yapılan çalışmalardan şu örnekleri verdi: "Karadağ'da Tuzi adında bir kasaba var, orada bir Osmanlı şehitliği var, içinde de Nizam Cami adında bir cami var. Karadağ Diyanet İşleri Başkanı, Bekir Bey'e (Bekir Bozdağ) şunu söylüyor: '1911 yılında atalarımız, bu cami tamir edilsin diye Osmanlı'ya mektup yazmışlar' Sene 1911, ancak 1912'de Balkan Savaşı başlamış, Osmanlı bunu yapamamış. 1937 yılında caminin son imamı şehit edilmiş, o arada cami de yıkılmış. Camimiz restore edildi, 2012 Kadir Gecesi'nde ibadete açıldı. O ilk mektubun yazılmasından tam 100 yıl sonra Nizam camisini biz tekrar ayağa kaldırdık. Karadağ Diyanet İşleri Başkanı 'sayın bakanım bir defa bizim mektuplarımıza cevap vermek için lütfen 100 yıl beklemeyin.' dedi. İşte mesele bu, tarih bilinci bu, medeniyet bilinci bu, kardeşlik hukuku bu. AK Parti döneminde neresinde olursa olsun mektuplar 100 yıl bekletilmiyor. Kosova'da yaşlı bir amca gözyaşları içinde TİKA heyetini karşılıyor ve şunu söylüyor: 'Hoşgeldiniz ama niye bu kadar geç geldiniz. 1912'den beri 100 yıldır sizi bekliyoruz'. Somali Cumhurbaşkanı diyor ki 'siz gelmeden önce Somali'de hasta olanlar Azrail'i bekliyordu. Şimdi hastalar doktor bekliyor.' İşte büyük devlet ruhu bu."

Erdoğan, ardından TİKA'nın restore ettiği veya yeniden inşa ettiği bazı yerlerin resimlerini gösterdi. Erdoğan, sırasıyla Türkmenistan'ın Merv şehrindeki Sultan Alparslan'ın türbesinin restorasyonu, Sudan'da 5 bin metrekare alanda Türk mesleki eğitim merkezi, Makedonya'nın Kocacık köyünde Mustafa Kemal Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin anı evine dönüştürülen evi, Manastır'da Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi'nin restorasyonu, Filistin Nablus'ta Padişah Abdülhamit'in yaptırdığı saat kulesinin restorasyonu ve Myanmar'daki Türk şehitliği restorasyonunun resmini gösterdi. Başbakan Erdoğan, resimleri gösterirken de şöyle konuştu:

"Kocacık köyüne gittik, CHP'ye sorun, inanın köyü bilmez, MHP'ye sorun, milliyetçiler ya inanın bilmez. Kocacık, Gazi Mustafa Kemal'in babasının doğup büyüdüğü köydür. TİKA gitti köyü buldu, Ali Rıza Efendi'nin evini tespit etti, oraya büyük bir anı evi inşa etti, bu ev tamamlandı ve ziyarete açıldı. CHP de MHP de burada hazırolda and okurken, biz Manastır'a gittik, Mustafa Kemal'in eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi'nin restorasyonunu yaptık. Biz buyuz. Biz bunları gerçekleştiririz. Ama Türkiye'deki ben medyanın amiraliyim, bilmem nesiyim diyenler bunları gömüyorlar, bunları görsenize, neler yapıldığını takip edin bakalım, bunları yazın koyun bir kenara, yazın bunları. CHP lafını yapar, biz uygulamasını yaparız. Onlar Gazi Mustafa Kemal'in resmini Türk lirasının üzerinden çıkarırlar, İnönü'nün resmini koyarlar. CHP işte bunları yaptı. Posta pullarının üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırdılar, İnönü'nün resmini koydular, sınıflardan Atatürk'ün resmini kaldırdılar, İnönü'nün resmini koydular. Bunu CHP yaptı, CHP. Mehmet Akif'in dedesinin yaptırdığı camiyi bulduk, onu şimdi yeniden ayağa kaldırıyoruz. Kudüs'te Haremüşşerif'te bulunan Kubbet'us Sahra'nın 3 parçadan oluşan hilalini beşinci defa Türkiye olarak biz yeniledik. Filistin Cenin'de Osmanlı kışlası El Hazza okulunu biz onardık. Kırım'da Bahçesaray'da Zincirli Medrese'yi biz restore ettik. TİKA'yı Etiyopya Harar'a gönderdik. Harar’da son Osmanlı konsolosluk binasını bulduk, restore etmeye başladık. Bilal-i Habeşi'nin topraklarına Habeşistan'a gönderdik. Habeş Kralı Necaşi'nin ve 30 sahabenin türbelerini bulduk, onları onarmaya başladık. TİKA'yı Belh'e gönderdik. Mevlana'nın doğdu yer. Doğduğu evi bulduk. CHP nerede, bunu hiç duydular mı? Bunların öyle bir derdi var mı? Belh'te Mevlana'nın babasının ders verdiği medreseyi bulduk, onu da restore etmeye başladık. Filistin Nablus'ta Sultan Abdülhamit'in yaptırdığı saat kullesini restore ettik, işte son hali bu. Ecdadımız nerelere gitmiş, neler yapmış. İşte mühür bunlar. Şimdi TİKA Zigetvar'da Kanuni'nin iç organlarının gömüldüğü türbeyi buldu. Aslına uygun olarak yeniden inşa etti. Kongo'da pigmeleri bulduk. Onlara malzeme gönderiyoruz. ABD'de Oregon'da 5 bin kişiye su temin edecek dev tesisatın kurulmasını TİKA üslendi. Amerika Birleşik Devletleri'nde Kızılderililer. Geçen gün görüşmemizi yaptı TİKA başkanımız ve inşallah çıkaracağımız suyu Kızılderililer içecekler. Şimdi bize diyorlar ki göreviniz tabi yapacaksınız. Yav bunlar sizin göreviniz değil miydi? Siz neden yapmadınız? Hani milliyetçiydiniz? Bunlara sormak lazım. Siz Urumçi'yi, Oş'u, Oregon'u, Belh'i, Kocacık köyünü bilir misiniz? Tarihi 30 yıl önce başlayanlar, vakıf nedir elbette bilmezler. Ama bizim tarih tasavvurumuz çok eski. Biz vakfı, vakıf medeniyetini çok iyi biliriz. 11 yılda Türkiye içinde 4 bini aşkın vakıf eserini bulduk, onardık, hayata dönüştürdük ve halkımıza sunduk. Sadece halkımıza değil insanlığa sunduk. Çünkü bunlar insanlığın ortak malıdır."

Almanların Goethe Enstitüsü, İspanya'da Sokrates Ensitiüsü olduğunu, kendilerinin de Yunus Emre Enstitüsü'nü kurduklarını belirten Erdoğan, "4 yıl içinde 25 ülkede 32 merkez kurduk, gelecek yıl bu sayı 40'a ulaşacak. Birilerinin şehitlerle tek ilgisi şehit cenazelerini istismar etmek. Biz ise şehit gelmemesi için adeta çırpınıyor, şehitlere, onların ailelerine, istiyoruz ki kutsal bir emanet bırakalım. Şehitliklerimize hürmetin bir ifadesi olarak oraları anıtlaştırıyoruz. İster Türkiye'de olsun ister yurt dışında olsun. Bunlara sorun Myanmar'da bizim şehitliğimiz var mı diye. Ne CHP'si ne MHP'si ne diğerleri bilmezler ama biz ta Myanmar'da şehitliğimizi bulduk. 3 bine yakın şehidimiz orada yatıyor." dedi.

Hindistan dahil yurt dışındaki 21 ülkede Türk şehitliğinin bakım ve onarımı dahil, şu ana kadar 2,5 milyon gönderdikleri bilgisini veren Erdoğan, "Biz Ankara'da oturup, darbe dönemlerinin insanlık dışı uygulamalarını, milliyetçilik sanıp onları savunanlardan değiliz. Farkımız bu. Biz bu ülkenin, bu milletin ekmeğini, ekonomisini büyüttüğümüz kadar itibarını da yükseltiyoruz. Zagrep'ten Saraybosna'ya, Belgrad'dan Üsküp'e, Beyrut'tan Erbil'e, Bağdat'tan İslamabad'a, Melbourne'den New York'a kadar her yerde Türkiye var, her yerde Türkiye konuşuluyor." diye ekledi.

"TÜRKİYE'YE ZARARLI OLAN HİÇBİR İŞİN İÇERİSİNDE BİZİ GÖREMEZSİNİZ"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizi ağır ifadelerle itham edenlerin milliyetçiliğini ne anlatıyor? Hangi vizyona, tasavvura sahipler? Milliyetçilik adına birlik, kardeşliğin adına, güçlü Türkiye adına, bugüne kadar ortaya hangi eseri koydular. Bakın burada tekrar ediyorum. CHP, MHP sabah akşam onlar andımızı okurken, biz Marmaray'ı açıyoruz, biz batıda Kızılderili kabilelerine, doğuda şehitliklerimize el uzatıyoruz. İşte Marmaray'ı kullananların sayısı oratalama 300 bin kişi. Bu farklı bir şey. Türküm doğruyum çalışkanım demek yetmiyor. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. CHP, MHP, BDP küçük olsun ama benim olsun hissine kapılırken, biz Edirne'den Van'a, Urumçi'den Saraybosna'ya barışı kucaklıyoruz. Milletim bize inansın bize güvensin. Biz şehitlerimizin izindeyiz. O izden asla ayrılmayacağız. Türkiye'ye zararlı olan hiçbir işin içerisinde bizi göremezsiniz. 11 yıl boyunca Türkiye'nin aleyhine, zararına hiçbir çabanın içinde bizi görmediniz. Allah'ın izniyle bundan sonra da görmeyeceksiniz."


CİHAN