Erdoğan: Sen paradan bahset paradan!

AFAD çatısı altında tüm kriz masalarını birleştirdik. Bunun neticesini de Van depreminde bunun faydasını gördük.AFAD'ın 22 lojistik merkezinin açılışını yapıyoruz.

1999 depreminde enkazın altında kalan bir devletten tüm dünyaya yardım eden bşr yapıya kavuştuk.

 

Her şeyin içinde faal olduğu tırlar depolarda hazır bekliyorlar. Bu konteynırlar dünyadaki her yere ulaşabiliyor. Depo deyince aklınıza öyle eski, içi nemlenmiş, çürümüş bir yer gelmesin.

Amacımız insanımıza bir an önce yardıma gitmektir. Biz vakıf geleneğinden geliyoruz. AFAD'ı da böyle görüyoruz.

 

Dün evi yıkılan veya zarar görenlere komşuları yardım ediyordu. Şimdi AFAD var. çünkü hepimiz bu büyük milletin birer ferdiyiz. Vatandaşına kara gününde sahip çıkmayan devletin varlığı sorgulanır.

 

Bizim derdimiz vatandaşımızı yaşatmak.  12 yıl önce doktorun yazdığı ilacı alamayan bir ülkeydik.

Benim vatandaşımın ABD'de yaşayan insandan ne farkı var? Şimdi oralardan da geri dönüş başladı. 2023 hedeflerimize adım adım ilerliyoruz.

 

Bugün Mardin'den, Suruç'tan, Islahiye'den gelen Suriyeli çocuklarımız var. Onlara bir kez daha hoşgeldiniz diyorum. Başbakan yardımcımız açıkladı: Çocukların ismine şahsım, eşim, Türkiye ve AFAD ismini vermişler. Allah ömürlerini uzun eylesin.

Bugün Suriye'de, Filistin'de çocukları öldüren zalimleri lanetliyorum. Çocukların canına kasteden herkes alçaktır, canidir. Bu topraklar her zaman bir sığınak olmuştur. Başı derde düşen herkes buraya sığındı. Biz Ensar kültüründen gelmişiz.  Tüm muhacir kardeşlerimize bağrımızı açtık.

 

Bunlar Ensar nedir bilmezler. Bunlar muhacir nedir bilmezler. O yüzden de hiç başbakan olup insanları ülkelerine falan gönderemezler. Kimsesizlerin kimsesi olmak bizim için şereftir.

 

 

Avrupalı bir araya geldiğimizde bizi pohpohluyorlar. Paradan bahset paradan. Biz size güvenerek de bu adımları atmadık. Biz öyle bir medeniyetin sahibiyiz ki ta Açe'ye kadar uzandık.
Budisttir, Müslümandır demedik onlara konut yaptık. Siz bakmayın Suriyeli, ıraklı kardeşlerimize kucak açmamızı ihanet olarak bakanlara. Başbakan olacağında bu kardeşlerimizi ülkelerine göndereceklere. Bunlar Ensarı bilmezler. Bilmedikleri için de asla Başbakan olamazlar.

 

 

Özgecanımızla alakalı olayın hemen ardından jandarma polis seferber olup faili hemen buldular. Bu yetmez tabi. Yargı burada üzerine düşen görevi yapacak yapması gerekir ve bunun faillerine gereken cezayı en üst düzeyde vermek durumundadır. Çünkü bu milletin vicdanının böyle bir olaydan rahatlaması söz konusu değil ama hiç olmazsa bunlar da layıkını buldu deriz. 

 

 

Ben gerek anne ve babanın bu olaylar sonrasında takındıkları tavrı milletim şahsım ve ailem adına hakikaten çok çok duygu ile izlerken bir diğer taratan da hayranlıkla izledim. Çünkü her annenin her babanın böyle bir tavrı takınması mümkün değil. Verdikleri mesajlar sadece millete değil tüm insanlık için çok duyarlı mesajlardı. Temenni ederim ki terör estirenler de bundan nasibini alır. Özgecanımızı istismar edenler önce kendilerine baksınlar. Mehmet Bey'in ve eşinin verdiği mesajlardan onlar da nasibini alsınlar. Terör estirerek öldürmenin ne denli bir denaet ve cinayet olduğunu anlasınlar. Mesele bu. Onun için çözüm süreci dediğimiz olay çok önemli. Çözüm sürecinde bu huzuru ve refahı arıyoruz. 

 

Bunu yakalarsan madden ve manen nasıl bir refah yakalayacağımızı biliyoruz. Ben tekrar Özgecan'a rahmet diliyorum. Bugün gönderdikleri o siyah başörtüleriyle mesajı da aldım. O mesaj beyaz başörtüleriyle inşallah devam eder.

 

 

Suriye'de ölen 350 bin insanın vebali bu zulme ses çıkarmayanlara aittir. DÜnya beşten büyüktür derken uluslararası sistemin aymazlığı ve yetersizliğini ortaya koyduk. Bölgede yaşanan hadiselerin dinamiklerini gayet iyi biliyoruz. Ortadoğu kimsenin hesaplaşma yeri değildir. Afrika kıtası kimsenin hesaplaşma yeri olarak kullanılamaz. 

 

Batıda ölen de bir can burada ölen de can. Paris'te 12 kişi için dünyayı ayağa kaldıranların Suriye'de ölen 350 bin kişiyi görmemeleri insani ve ahlaki değildir. Ayrılıklar üzeirnden yapılan siyasi hesapların fitili ateşlenen çatışmaların vicdandaki yaraları ölümcül hale gelmiştir. Bu ateş eninde sonunda herkese değecektir. Sırça köşkler bu yüke dayanamaz. Gelin dünyayı ve insanlığı bu ayıptan kurtaralım. Ayrışmalar çatışmalar üzerinden değil müşterekler üzerinde bir zemin oluşturalım ortak bir dil geliştirelim. Biz bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin felahı için bunu yapacağız.