Erdoğan: Dershanelerin Kapatılması Belli Bir Gruba Yönelik Adım Değildir

Erdoğan: Dershanelerin Kapatılması Belli Bir Gruba Yönelik Adım Değildir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların belli bir gruba yönelik olmadığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların belli bir gruba yönelik olmadığını söyledi. Rusya ziyaretinden önce konuşan Erdoğan, "Hatırlarsanız Danıştay bunu reddetti, basın bize o zaman nasıl saldırdı? 'Hükümet cemaatin okullarına şu anda destek vermek için böyle bir yasal düzenleme yaptı' dediler. Biz o zaman bundan dolayı bir şamar yedik. Fakat şimdi bakıyorum, ben farklı bir şamarı da hükümete maalesef bu kardeşlerimiz bu yolla atmak istiyorlar. Bu kapatma olayı değildir, yeni bir süreç değildir. Bunun 10 yıllık geçmişi vardır. Bunu kendileri de çok iyi bildikleri halde, dershanelerin tamamını kastediyorum bu belli bir gruba yönelik adım değildir. Bir zihniyet anlayış değişimidir. 'Adeta başarının arkasında dershaneler var' ifadesini asla kabul etmiyorum." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin dördüncü toplantısına katılma üzere Rusya'ya hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan'a burada dershaneler konusunda Fethullah Gülen Hocaefendi ile bir görüşmesi olup olmadığı soruldu.

Erdoğan, "Benim doğrusu Hocaefendi ile bu ara bu konu ile herhangi bir görüşmem olmadı; ancak ilgili birçok medya içerisindeki arkadaşlarla, medya içinde olan arkadaşlarımızın dışındaki arkadaşlarla görüşme talebinde bulunan birçok arkadaşımla kardeşlerimizle bu konuda görüşmelerim oldu, kendilerine düşüncelerimi söyledim." diye cevapladı.

Dershanelerİn kapatılması konusunun bir hafta bir ay bir yıl önceki şeyler olmadığını daha da gerisi olduğunu belirten Erdoğan, "Bu Hüseyin Çelik beyin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bu yana başlattığımız ve belli bir gruba yönelik bir adım değildir, orada da söyledim. Bu tümüyle bu dershane zihniyetini dönüştürülmesine yönelik adımdır. Bunu kasıtlı olarak bazı mahfiller kapatmak, kapatılmak yaklaşımıyla takdim ediyorlar veyahut da 'biz ne suç işledik de kapatılıyoruz' gibi lanse ediyorlar. Burada bir defa suç aramak suçlu aramak gibi bir yaklaşım yok ki bu başlık atılıyor. Bu başlığı da iyi düşünülerek atılmış bir başlık olarak görmüyorum. Çünkü biz bir dönüşümden bahsediyoruz. Biz sağlıkta bir dönüşüm yaptık, şehirlerde şehircilik anlayışında bayındırlıkta bir dönüşüm yaptık. Biz bu dönüşümleri yapmamış olsaydık hala gecekonduların yoğun olduğu bir ülkede yaşıyor olacaktık. Bu bir dönüşümün gereğidir. Biz sistemde bir değişiklik yaptık." şeklinde konuştu.

Göreve geldiklerinde birçok değişiklik yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Göreve geldiğimizde 35 bakanlık vardı biz bunu önce 25'e düşürdük. 8 devlet bakanlığı vardı bunları icracı bakanlık hale getirdik. Bizim kalkıp hala 80'li yıllardaki zihniyetle mi 90 yıllardaki zihniyetle mi bunu devam ettireceğiz. Biz bunu hükümet programlarımızın içine almışız bu şekilde duyurmuşuz. Dershanecilikten okullaşmaya dönüşelim. Bir de biz hizmet alımı suretiyle bu okullardan özel okullardan vakıf okullarından hizmet alalım dedik. 30 kişilik öğrenci standardımız var dedik. 15 öğrenci mi var, kalan 15'in bedelini biz ödeyelim dedik. Bu şekilde atıl kapasiteleri biz doldurmuş olalım dedik. Hatırlarsanız Danıştay bunu reddetti, basın bize o zaman nasıl saldırdı? Hükümet cemaatin okullarına şu anda destek vermek için böyle bir yasal düzenleme yaptı dediler. Biz o zaman bundan dolayı bir şamar yedik. Fakat şimdi bakıyorum ben farklı bir şamarı da hükümete maalesef bu kardeşlerimiz bu yolla atmak istiyorlar. Bu kapatma olayı değildir yeni bir süreç değildir. Bunun 10 yıllık geçmişi vardır. Bunu kendileri de çok iyi bildikleri halde, dershanelerin tamamını kastediyorum bu belli bir gruba yönelik adım değildir, bir zihniyet anlayış değişimidir."


Başarının arkasında dershaneler var ifadesini asla kabul etmediğini anlatan Erdoğan, "Eğer bunu biz kabul edecek olursak şu anlama gelir: Bütün okulları kapatın sadece dershanelerle bu işi götürün. Şu anda 800 bin öğretmenin alın terine saygısızlık olarak görüyorum bu yaklaşımı. İlkokulda lisede yavrularımızı teslim ettiğimiz bu öğretmenlerimiz bizim yavrularımıza hiçbir şey vermiyorlar mı? Onları hiç yetiştirmiyorlar geliyorlar dershaneye dershanede ne veriliyorsa onunla mı üniversiteyi kazanıyorlar? 10 yıl önce göreve geldiğimizde anlayış şuydu; dershanelerin müfredatına göre soru hazırlanırdı. Biz ilk önce onu değiştirdik. Okulların müfredatına göre hazırlanacak dedik. Yeni bir dönüşüm var bu dönüşümde de gelin dershaneler yerine okullar kurun ve biz size her türlü teşviki verelim. Arsa ise arsa, ucuz kredi, vergide enerjide belli muafiyetler bunları verelim. Sınıflarda atıl kapasiteler olursa bunları dolduralım. Öğretmen fazlamız var verin fazla öğretmenleri bizi biz onları yazılı imtihana tutmadan mülakatla devletin okullarında değerlendirelim. Daha ne diyeceğiz. Ve bunu devletle hükümete böyle bir kavgaya dönüştürmek niye? Biz çözümü bu noktada ürettik ortaya açıkça koyduk şu anda da milli eğitim bakanlığımız bu konuyla ilgili çalışmalarını yapıyor, Bakanlar Kurulunda bize bir sunum yapıldı, şimdi de eksik gördüğümüz bazı yerler üzerinde çalışmalarını söyledik. Bu çalışmalardan sonra adımımızı atmış olacağız." şeklinde konuştu.
CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.