Erdoğan: Darbeyle İşbaşına Gelen Biri El Bebek Gül Bebek Kürsüye Çıkıyor

Erdoğan: Darbeyle İşbaşına Gelen Biri El Bebek Gül Bebek Kürsüye Çıkıyor

Birleşmiş Milletler(BM) toplantısında Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin kürsüye çıkıp konuşma yapmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM üyesi ülkelere sert çıktı. Erdoğan, "Bir günde 5 bin küsur insanın öldürüldüğü...

Birleşmiş Milletler(BM) toplantısında Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin kürsüye çıkıp konuşma yapmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM üyesi ülkelere sert çıktı. Erdoğan, "Bir günde 5 bin küsur insanın öldürüldüğü bir yer var mı? Bakıyorsunuz böyle bir katliamı yapan insan, el bebek gül bebek kürsüye çıkarılıyor. Bu nasıl bir yaklaşım, nasıl bir anlayıştır?" dedi.

İstanbul’da yapılan Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’da yapılan BM toplantısını dile getirdi. ABD Başkanı Obama’nın konuşmasından örnek veren Erdoğan, "Sayın Obama, şu ifadeyi kullandı: Haklının güçlü olduğu bir dünya. İşte istediğimiz bu zaten. Haklının güçlü olduğu bir dünyayı istiyorsak, bu 5 ülke dünyanın kaderine hükmetmemelidir. Olması gereken nedir? Bir, dönerli sistemin gelmesi lazım. Her kıtadan temsilcilerin temsil edildiği bir BM Güvenlik Konseyi’nin olması lazım. Daimi üye, geçici üye ayrımının olmaması lazım. 15 üyeden mi oluşacak 15 üye. Ama bu 15 üye 2 yılda bir değişebilir. Veya yılda bir değişebilir. Sürekli değişmek suretiyle şu anda 193 üyesi bulunan BM üyesi tüm ülkelere orada sıra gelmeli. Benim kaderim sürekli o 5 tane üyenin iki dudağının arasında olmamalıdır. Şu anda Suriye’de, Irak’ta zulüm var. Karar verirken ne deniyor? BM Güvenlik Konseyi ne der? Veya bu 5 üye ne der? Veya geç onu, bu 5 üyeden herhangi bir üye ne der? Hayır diyorsa mesele bitmiştir. Kimse onu değiştiremez. Tüm dünya bir üyenin iki dudağı arasına mahkum mu? Bunun değişmesi gerekiyor. Bunu dillendirmemiz gerekiyor. 193 ülkenin üye olduğu BM’de kararların güvenlik konseyi daimi üyesi, 5 ülkenin dudakları arasında olması izah edilebilir bir durum değildir. Aynı şekilde uluslararası birçok siyasi ve ekonomik örgütün küresel sorunlar karşısında insani ve vicdani bir duruş yerine çıkar odaklı duruş sergilediklerini görüyor, bunun da tehditleri teşvik ettiğini hep birlikte hissediyoruz. Küresel sorunlar karşısında sergilenen kayıtsızlık sorunların büyümesindeki en büyük etkendir. Ortadoğu’da demokratik halk hareketlerine ve hak arayışlarına karşı sergilenen vurdumduymaz, çifte standartlı, önyargılı ve adaletsiz tutum ne yazık ki terörün oksijeni olmuştur." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Şimdi ben soruyorum, şu anda genelleme yaparak dünyada demokratik rejimlerden yana mı olacağız yoksa otokrattık rejimlerden yana mı olacağız? Otokratik rejimlerin içerisinde öyle ülkeler oluyor ki halkı rejimden memnundur. Halk memnun olduğuna göre de söyleyecek bir şey de yoktur. Ama öyle de rejimler var ki halk orada korkuyor, herhangi bir şey söyleyemiyor. Demokratik rejimlere geldiğimiz zaman ne diyoruz halkın iradesine saygı duyulması gerekir diyoruz. Halk neyi murat neyi istediyse, ona saygı duyulması gerekir diyoruz. Ama bakıyoruz ki maalesef halkın iradesinin tecelli ettiği bir ülkede yüzde 52’yle geliyor, kendi bakanı darbesini yapıyor ve o darbeyle beraber meşruiyet kazanıyor. Nerede dünyanın değişik ülkelerinde. Demokrasinin beşiği denilen ülke bile bakıyorsunuz o meşrutiyetini kabul ediyor. Çok enteresan, işte BM'de çıkıyor konuşma da yapabiliyor. Birleşmiş Milletler, darbecilerin konuşma yaptığı bir yer midir yoksa gerçekten demokratik yollarla seçilmiş olanların gelip konuşma yaptığı bir yer midir? Veya halkının memnun olduğu otokratik rejimlerden gelenlerin konuşma yaptığı bir yer midir? Herkesin konuşma yaptığı bir yerse ayrı mesele."

‘ANTİDEMOKRATİK YOLLARLA İŞBAŞINA GELENLE AYNI KAREYE GİRMEM’

Demokrasiye inandığını ifade eden Erdoğan, "Ben Tayyip Erdoğan olarak demokrasiye inanıyorsam, dolayısıyla antidemokratik yollarla işbaşına gelenlerle aynı karenin içerisinde fotoğraf vermem. Yer almam. Ve nitekim bu genel kurulda da yer almadım. Onlarla beraber olamam. Çünkü ben kendimi o zaman halkıma anlatamam. Demokrasi mücadelesi öyle sıradan bir mücadele değil. Bakınız yoksul, çaresiz ve haksızlığa uğradığına inanan halk kesimleri terörün ve terör örgütlerinin istismarına açık hale gelmiştir. Türkiye olarak çok uzun süredir, sürdürülebilir olmayan bu gidişe dikkat çekiyor, başta terör ve İslamofobi olmak üzere yerel sorunların artık küreselleşmeye başladığını ifade ederek yaklaşan sorunlar hakkında çağrılarımızı yapıyoruz. Suriye’de Şam rejiminin katlettiği insan sayısı 250 bin rakamına ulaştı. Yer değiştirenlerin sayısı ise 7 milyon civarında. Sadece Türkiye’de 1,5 milyona yakın göçmen bulunuyor. Bu sayı son haftalarda daha da arttı. Bütün bu gerçekler ortada. Kimse, 1,5 milyon insan senin ülkene geldi, acaba biz size destek olarak, yardım olarak ne yapabiliriz diyen yok. Şu ana kadar bize BM dahil olmak üzere 150 milyon. Bizim harcadığımız rakam 4,5 milyar dolara ulaştı. Ama kimse bir şey sormuyor. Nasıl olsa Türkiye harcıyor diyor. Sosyolojik bazı sıkıntılar yaşıyoruz bu arada." ifadelerini kullandı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.