Erbakan'ı 17 yaşında tanıdı yanından hiç ayrılmadı

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Lütfi Yalman, Merhaba Gazetesi Necmettin Erbakan ekine özel açıklamalarda bulundu. Yalman, 1969 yılında imam hatipte okuduğunu hatırlattı. Yalman, o dönem gerek dedesinin gerekse de öğretmenlerinin “Erbakan imanlı adam. Ona sahip çıkmak lazım” dediğini söyledi. Yalman, “Ben de bu söylemlerden etkilenmiştim. Çünkü Erbakan Hoca, ‘İmanlı bir gençlik diyordu’ dedi.

ABDEST ALIRKEN ERBAKAN HOCAYA HAVLU TUTTUM

“Bir gün baktım ki Karaman’da büyük bir kalabalık var” diyen Saadet Partisi YİK Üyesi Lütfi
Yalman, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erbakan Hoca, Karaman’a gelmiş. Dimdikti. Topluluk içinde en uzun boyluydu. Ben, kendisini ilk kez orada görmüştüm. İmam hatibi bitirdim. 1973 yılında seçimler oldu. 48 milletvekili çıkarılınca çevremizdeki alimler, ilahiyatçılar çok sevinmişti. Bunun da üzerimizde bir etkisi oldu. Erbakan Hoca, 1973 seçimlerinde Konya’ya gelmişti. Yanlış hatırlamıyorsam Mevlana’nın orada bir otel kiralanmıştı. Hoca abdest alırken, ben de kendisine havlu tutuyordum. Yakın tanışmamız ve görüşmemiz de böyle başladı. Hocamızla ilk yakın tanışmamız 17 yaşında oldu.”

HOCAMLA EN YAKIN ÇALIŞANLARDAN BİRİ BENİM

1975 yılında Konya’da siyasi çalışmalar içine girdiklerini dile getiren Yalman, gençlik kollarında aktif görev aldığını aktardı. 50 yıldır bu davadan hiç kopmadığını ifade eden Yalman, ayrıca şunları kaydetti: “Siyasi hayatta hocam ile çalışmaya 1992’den itibaren başladık. Milletvekilliğim döneminde hocam gençlik kollarını, dernek ve vakıfların sorumluluğunu bize verdi. Çalışmaları organize etti. Hocamla en yakın çalışanlardan biri benim.”

BULUNDUĞU ORTAMLARDA AĞIRLIĞI HEP HİSSEDİLİRDİ

Erbakan’ın Milli Görüş davasına destek vermiş Saadet Partisi YİK Üyesi Lütfi Yalman, merhum Erbakan’ın derviş bir yönünün varlığına da dikkat çekti. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın kendisine ait bu yönünün bilinmediğini belirten Yalman, “Hocamız, nafile namazlarını terk etmezdi. Her gün bir cüz Kur’an okurdu. Ama bu tür şeyleri hiç konuşmazdı. Müthiş bir mücadele insanıydı. Partileri kapatıldı, cezalandırıldı, hapse atıldı ama bir defa ‘artık yeter’ demedi ve köşeye çekilmedi. O dönem siyasi liderler arasında hakkında en çok iftira atılan, hakarete uğrayan insan Erbakan Hocamız oldu. Buna rağmen kimseye tek bir hakaret davası açmadı. Kendisine yapılan baskılardan şikayet etmedi. Bizlere bile ‘şöyle haksızlık ettiler falan’ demedi. Erbakan Hoca, davası için ölümü göze almıştı. Hocanın tek derdi ülkesi değil, tüm ümmet coğrafyasıydı, tüm insanlıktı. Hep ‘Bizim derdimiz bütün dünyaya huzur ve saadet getirmek’ derdi. Hocamızın hedefleri büyüktü. Abdestsiz gezmemeye dikkat ederdi. Hocanın bulunduğu ortamlarda ağırlığı hep hissedilirdi. Allah, rahmet eylesin.”