Erbakan İslam için çalıştı

Erbakan İslam için çalıştı

Erbakan Sempozyumu’nda konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, “Hocam Milli Görüş ile kast edilenin ‘İslam’ olduğunu söylerdi. Saadet Partisi beyannamesi hazırlanırken İslam’a aykırı bir harfin bile sokulamayacağını söylemişti” dedi

‘Doğumunun 90. Yılında Erbakan Sempozyumu’nun ilk gününde ‘Özel tanıklar: Erbakanlı Günler’ oturumu yapıldı. Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleşen oturumda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, Erbakan Hoca’nın dava arkadaşlarından Halil İbrahim Dağ ve Prof.Dr. Yüksel Çavuşoğlu birer konuşma yaptı. Oturum başkanlığını ise Mahmut Atay yaptı. Programda ilk olarak konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, “Erbakan Hoca’nın hareketinin hep 1969’da başladığı söylenir. Ben 1969’da Karaman’da imam hatip öğrencisiydim. Rahmetlik dedem dedi ki; ‘Bu adam imanlı bir adam buna sahip çıkmak lazım’. 69’da liseden çıktım bir meydanda toplantı vardı. Necmettin Erbakan olduğunu söylediler. Gittim, oranın en boylusu o idi. Kısa boylu bir adam vardı, hocamızın ayağını sildi. Hocam, ‘estağfirullah’ dedi. Onu ilk orada tanıdım” şeklinde konuştu.

lutfi-yalman-001.jpg

Lütfi Yalman

1959’DA UÇAK PROJESİNİ SUNDU

1969’dan da öncesi olduğun söyleyen Yalman, şöyle konuştu: “Erbakan Hocamız kendisi ikinci sınıftan başlatılmak istendiğinde kabul etmemiş, sınavla bunu kabul etmiştir. Namaz kılacak bir yer olmadığı için harekete geçmiş ve bir merdiven altında mescid açtırmıştır. Bir gün rektör merdiven altına çıkıp girenleri görünce, ‘Hayrola burada ne oluyor?’ diye soruyor. Namaz kılındığını öğrenince ‘Kim nereden çıkardı bunu?’ diye soruyor fakat Necmettin Erbakan’ın açtırdığını öğrenince hiç seslenmiyor. Çünkü okulun güzide bir talebesi. O olunca akan sular duruyor. Mücadeleye orada başlıyor. Cumhurbaşkanlığı arşivlerinden aldığım bir bilgiyi paylaşayım. Sene 1959, Hocam bir rapor hazırlıyor. Türkiye’de uçak yapılabilir. Proje ve gerekçeleriyle yazmış, bu rapor Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a kadar gidiyor. Dilekçenin arkasına Bayar, şu ifadeyi yazıyor; ‘Uçakları Amerika’dan alıyoruz gerek yok’. Daha sonra mücadelesine devam ediyor.”

BÜYÜKLERİMİZ KONYA’DAN BAŞLA DEDİ

Erbakan Hoca’nın Altınoluk’ta kendisine “Lütfi bak biz Konya’yı bilmezdik, Konya’da bizi bilmezdi. Ama büyüklerimiz bize bu hareketi Konya’dan başlatacaksın” dediğini hatırlatan Yalman, konuşmasına şöyle devam etti: “Yanına Mustafa Albay’ı da manevi görevli olarak verdiklerini ifade etti. Böyle bir hareketi başlatan arkada manevi güçler var. Milli Görüş’ün ne demek olduğunu böyle anlamak lazım. MSP’nin sertifikalarını biz doldurmuştuk. Orada şu ifadeler vardı; ‘Biz konuşmalarımıza besmele, hamd ile ve salvele ile başlarız. İkincisi namazlarımızı hiç geçirmeyiz. Mümkün mertebe evvabin, işrak ve duha namazlarını kılarız. Hiç abdestsiz gezmemeye çalışırız. Yakınınızda, çevrenizde alim, muhteremler varsa, onları dinleyin.’ Hocamızın ilim adamı, akademisyen ve siyasi yönünü konuşuyoruz hep. O ayrıca dervişti de. Onun evvabin namazını geçirdiğini göremezsiniz. En sıkıntılı anında terk etmemiştir. Bugün ayın kaçı diye sorsanız okuduğu cüzden bilirsiniz. Hocamızın diplomat yönü var. Dünyada adil düzenin ve sistemin nasıl olacağının yolunu göstermiştir. Hocamızın ideolog yönü, bilge yönü, espritüel bir yönü vardı. Siyaset kültürüne yerleşmiş çok sayıda ifadesi vardır. Hocamızın İslami hassasiyeti öyle fazlaydı ki taviz vermezdi. Milli Görüş dediği zaman, bunu ‘kuş dilindeki’ ifadeleri olduğunu söyler, bunda kast edilenin İslam olduğunu söylerdi. Bunu ta 1975’te söylemişti. ‘İslam’sız saadet olmaz derdi’ ve yaşardı. Saadet Partisi’nin beyannamesi hazırlanıyordu. Eğitim, sağlık vs. görüşler alınıyor. İnsan hakları ile ilgili bir konuda bir arkadaş, ‘İnsan hakları beyannamesine göre, şöyle şöyle..” bir şeyler söyledi. Hocam söylediklerini bir daha tekrar et dedi. Sonra ‘Bu söylediklerin İslam’a aykırı bir şey’ dedi. Arkadaş, ‘Hocam biliyorum. Buna inanmıyoruz ama beyannamemize böyle yazalım’ dedi. Hocam buna cevaben, ‘Sen ne diyorsun, bu beyannameye, İslam’a aykırı bir cümle değil, bir harf bile yazamazsınız’ dedi. ‘Bir işe başladığınız zaman çektiğiniz besmeledeki ihlasınız ne kadar, başarınız o kadar’ derdi. Bu söze kitap yazılır.”

BÖYLE BİR LİDERE HAMD EDİYORUZ

1974’e kadar Türkiye’den orta doğu’ya sadece bir yere uçak seferi olduğunu ifade eden Yalman, sözlerine şöyle devam etti: “Hac ve umre seferlerinin dışında bir tek Tel-Aviv’e uçak seferi vardı.. 1974’ten sonra İslam ülkelerine uçak seferi başladı. 1975’te ilk defa İslam ülkeleri işbirliği kapsamlı bir toplantı Topkapı Sarayı’nda yapıldı. Türkiye’de zihni değişiklikler oldu. Hocam bize İslam’ca duruşu öğretti. Müslüman bir kimsenin devlete talip olması gerektiğini öğretti. İslam dünyasında üç büyük İslami hareket vardır. Birincisi İhvan-ı Müslimin, diğeri Cemaat-ı İslami, diğeri ise Milli Görüş’tür. İhvan-ı Müslimin ve Cemaat-ı İslami hiçbir zaman devlete talip olmamışlardır. Ta ki Hocamıza kadar. Onlarla hocamız defalarca toplantı yaparak ‘Devlete talip olmanız lazımdır. Bir gün bitiriverirler sizi’ demiştir. Hocamızın gayretleri neticesinde Rusya’da bile Refah partisi kurulmuştur. Malezya’da Cezayir’de Fas’ta parti kurulmuştur. Tüm bu ülkelerde şu an hükümet ortağı olan partiler Hocamızın talimatı ile kurulmuştur. 20 küsür yıldan beri Dünya Müslüman Topluluklar Birliği toplantısına sürekli katılıyorum. Orada şunu gördüm, dünyadaki İslami harekat liderlerini hocam azarlardı. Bir toplantıda, ‘Buraya geliyorsunuz, dinleyip dinleyip gidiyorsunuz. Neden şunları şunları yapmadınız’ dedi ve hesap sordu. Ayette ‘Allah’ın huzuruna herkes, önderi ile, lideri ile gidecek’ buyruluyor. Hamdolsun bizim böyle bir liderimiz ve önderimiz vardı. Cenab-ı Hakk rahmet etsin.”

halil-ibrahim-dag-(1).jpg

Halil İbrahim Dağ

MÜCAHİT BİR ALLAH DOSTU İDİ

Daha sonra konuşan Erbakan Hoca’nın dava arkadaşlarından Halil İbrahim Dağ da, “Kayıp trilyon davasında 2,5 sene mahkemeye gittik geldik. Hocam 28 ay ceza aldı, biz 12 kişi 12 ay aldık. Ben 5 ay 20 gün yattıktan sonra Hocam haber gönderiyor. Fatih Erbakan Bey’e dost çocuğu dememin maksadı bu. Özel kalem saat 5’e 10 var. 10 dakika konuşun buyurun dedi. Tam 40 dakika oldu. Özel kalem müdürü 3. gelişinde Hocam dedi ki, ’40 yıllık dostumuz gelmiş, bırakalım mı” dedi. Hocamın kabri cennet olsun. Mücahit bir adamdı. Allah dostu idi” dedi. Halil İbrahim Dağ, bir anısını anlatarak sözlerine devam etti: “Bir gün Bosna Hersek’ten İlyas Begoviç evimde misafir oldu. O anlattı; ‘Erbakan Hocam beni uluslar arası toplantılara gönderirdi. Bazı toplantılara gitmezdim. Bir gün rüyamda gördüm. Peygamber Efendimiz sen Erbakan’ın toplantılarına neden katılmıyorsun diye sordu. Peygamberimizin yüzüne bakamadım. Bu olaydan sonra Münih’te bir toplantıda Erbakan Hocam ile karşılaştım. Konferans başlamıştı. Bana bu rüya ile ilgili bir şey söyledi. Açık bir keramet gösterdi.’ Bunu İlyas Begoviç bizzat anlattı. Erbakan Hocamız ile çok hatıralarımız var. Biz Erbakan’ı seviyoruz. Kişiler sevdikleri ile haşr olacaktır. Bu programı tertip eden komiteye çok teşekkür ediyorum.”

prof.dr.yuksel-cavusoglu.jpg

Prof.Dr.Yüksel Çavuşoğlu

Oturumda konuşan Prof.Dr.Yüksel Çavuşoğlu da Erbakan Hoca’yı 1438 yıl önce başlamış bir hareketi ayağa kaldıran bir İslam bilgini olarak gördüğünü belirterek şöyle konuştu: “Hocamız bulunduğu makama itibar katardı. Makamdan itibar almazdı. Gönüllere o kadar çok ilham saldı ki Cenab-ı Hakk, Erbakan’ı sevdirdi. Erbakan, davasından hiç yılmadı. Hakaretlere kınamalara aldırmadı. Erbakan Hocanın önünü kesmek için her türlü yola başvurdular.” 

HÂLİD ŞEN merhabahaber.com

img_2727.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.