En büyük arzusu oldu


Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk yaptığı açıklamada, 5 yıl önce, aynı zamanda yöneticisi olduğu Beyhekim Diyaliz Merkezine yeni evli R.A. isminde, 25 yaşında bir hastanın geldiğini belirtti. 
''Kadın diyaliz hastalarının en büyük arzusu bir çocuk dünyaya getirmektir'' diyen Türk, yaklaşık 5 yıl boyunca diyaliz merkezine devam eden ve haftada 3 gün diyalize giren R.A'nın da çocuk sahibi olma isteğiyle yanıp tutuştuğunu söyledi. 
Bu konudaki talepleri üzerine hastanın eşi ve kendisiyle görüştüğünü, hamile kalması durumunda gebelik sürecinde kendisiyle yakından ilgileneceği sözünü verdiğini anlatan Türk, şunları kaydetti: 
''Diyaliz hastasının hamile kalması, hamile kaldıktan sonra bebeğin normal gelişimini sürdürebilmesi çok zordur. Diyaliz hastası bayanın dünyaya bebek getirmesi mucize sayılmasa bile çok nadir görülen bir durumdur. Yüksek üre oranı nedeniyle vücutta hamilelik için vasat şartlar oluşmaz ve bebeğin gelişimi de yetersiz kalır. Şu an Türkiye'de diyalize giren yaklaşık 60 bin kişi var, bunun da yaklaşık yarısı bayan. Bu kadınlardan evli olanların büyük bölümü çocuk sahibi olmak istiyor ancak başaramıyorlar. 
R.A, yaklaşık 9 ay önce bize gelerek hamile kaldığını belirtti. Biz de diyaliz merkezimizde kendisini hemen her gün kontrolden geçirmeye başladık. Haftanın 3 günü diyalize giriyordu, bunu haftanın 6 gününe çıkardık. Bu 9 ay hem hasta hem de bizim için çok yoğun geçti. Hamilelik döneminde benimle birlikte, yine Meram Tıp Fakültesi Kadın Doğum Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Çapar da hastayla yakından ilgilendi.'' 
Prof. Dr. Türk, ailenin açık isimlerinin saklı tutulmasını istediğini vurgulayarak, sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getiren diyaliz hastası genç anne ve kocasının ''nazar'' değeceği endişesiyle fotoğraf ya da görüntü vermediğini kaydetti. 
DÜNYADA ÇOK NADİR GÖRÜLEN BİR DURUM- 
Prof. Dr. Metin Çapar ise bir diyaliz hastasının hem hamile kalıp hem de sağlıklı bir şekilde bebek dünyaya getirmesinin, dünyada çok nadir görülen bir durum olduğunu söyledi. 
Türkiye'de bugüne kadar bu şekilde doğum yapan diyaliz hastası sayısının birkaçı geçmediğini vurgulayan Çapar, sözlerini şöyle sürdürdü: 
''Doğum, hamilelikten itibaren 9 ay sonra gerçekleşti. Diyaliz hastası anne R.A, büyük bir soğukkanlılıkla doğuma girdi. Sezaryenle bir erkek bebek dünyaya getirdi. Son derece sağlıklı bir bebek. Aile o kadar sevindi ki anlatmak çok zor. Annenin de sağlık durumu oldukça iyi. Anneye sadece doğumdan sonra kan değerlerini normal seviyede tutabilmek için bir ünite kan verdik. Böyle nadir bir doğum olayına ve böyle bir mutluluğa şahit olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.'' 
Anne R.A'nın, evlendikten kısa bir süre sonra rahatsızlığının tespit edilmesinin ardından diyalize girmeye başladığı, ailenin orta gelir düzeyine sahip olduğu, R.A'nın uygun böbrek bulununcaya kadar diyalize girmeye devam edeceği öğrenildi.