Günümüzdeki en büyük sorunlardan bir tanesi de oturduğumuz yerden dünyayı kurtarmayı hedeflemek ancak bu söylemler yanında hiçbir şey yapmamak.

Bir Müslüman olarak İslam’ın kutsal saydığı her şeyi namusumuz kabul edip , gayemizin  namusumuzu korumaktan ibaret olduğunu defalarca teyit ettirmemize rağmen şu anda namusumuza tecavüz ediliyor ve hala karşısında verdiğimiz en büyük tepki tepkisizlikten ileriye gitmiyor , gidemiyor  maalesef..

Aslında bunun bir çok sebebi var. Hepsini değil ama bir kısmından bahsedecek olursak. Bunların en başında hepimizin bildiği bir atasözü olur. O da şudur ki

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın"

Bazı bencil, çıkarcı kimseler vardır ki, onlar, sırf kendilerine zarar vermiyor diye kötülük yapan kimselere engel olmazlar. Hatta onlara dokunmamaya çalışırlar. Oysa bu tavır son derece yanlıştır. Yalnız kendimizi değil, toplumun diğer bireylerini de düşünmek zorundayız. Bana ne demek, nemelâzımcı olmak toplumun dirlik ve düzenliğini temelden bozacak bir harekete yol açar.  Bizim bu tutum karşısında sergileyeceğimiz tavır ve duruş ise "kardeşin için yaşa" sloganı olacaktır..

İkinci husus şüphesiz hiç bir şey yapmayıp vicdan rahatlatmak olur her şeyi bildiğimizi sanıp veyahutta bilip  bunun ile amel etmemek olacaktır..

Üçüncü husus ise inanmak ama güvenmemek. Halk ağzında "abi çok güçlüler" cümlesini sık sık duyarsınız ama unuttuğumuz bir şey varsa oda takdirin, yer ve göğün yaratıcısı olan Allah'ı unutmak olur..

Bunun gibi onlarca madde sayabiliriz ama bunları tek bir kelimede bütünleştirmeye çalışırsak o da sadece "bahane" olacaktır. Bahane sadece batılın önünü açıp bizim önümüzü kapatan ve yokuşa süren bir kavram olur..

Aslında bu olayı Erbakan hocamız bir konuşmasında şu tarihi cümle ile anlatır

"Hakk'ın tesisi için çalışmamakla, Batıl'ın tesisi için çalışmak arasında bir fark yoktur."

Burada yazan cümlenin tefsirine değinmek istersek çıkarmamız gereken husus şu olur eğer kendi için veyahutta başka bir kardeşinin dil, din, ırk, gözetmeksizin değer olarak algıladığı herhangi bir  hususa aykırı bir faaliyet sergilendiğinde elinden geleni yapmıyorsan işte senin ile bunu ortaya atanın arasında hiçbir fark yoktur çünkü rıza göstermediğinde vermen gereken tepki susmak değil haykırmaktır..

Bütün çalışmalarımız vicdanımızı kandırmaya yönelik..

Çok uzaklara gitmeyeceğim ;

Dünya üzerinde ne zaman zulme uğrayan mazlum görsek hemen konu basın açıklamasına ya da kermes kurma faaliyetlerine başlanılır "Cihat" ayetlerini saklayıp, bol bol sabır ayetlerine sarılarak kermesler kurup içli köfte, gözleme satarak, mazlumlar için günah çıkartıyoruz.

Gözlemeler yenilirken duvardaki asılı resimlerde ölen çocukların kanlı suratlarını izleyerek "oradan iki de ayran ver bize hele" demeyi de ihmal etmiyoruz.

Onlara sadece iki şey söyleyeceğim: 

Birincisini unuttum, ikincisini ise sonra söylerim!

Selam ve dua ile...