‘döner Cinayetleri’ Ve ‘nsu Cinayetleri’ Kavramları Araştırma Konusu Oldu

Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde devam eden NSU Davası sebebiyle Alman basınında en sık yer alan kavramlardan biri de ‚NSU Cinayetleri‘. ‘Döner Cinayetleri‘ kavramına ise artık neredeyse hiç rastlanmıyor.

Bununla birlikte rekabet halindeki bu iki kavramın ortak noktası ise kısa bir süre içinde sahiplenilip kullanılmış olmaları. Böylelikle her ikisi de ‚Arap Baharı‘, ‘Birinci Dünya Savaşı‘ gibi kavramlarda olduğu gibi önemli bir olaya kısa yoldan ve basit bir şekilde işaret edilmesini sağladılar.

İsim araştırmacısı Sara Tinnemeyer ise ‘Döner Cinayetleri‘ ve ‘NSU Cinayetleri‘ kavramlarının nasıl bulunduğunu araştırdı.

‘Döner Cinayetleri‘ kavramını hemen hemen tüm Alman medyası 2006 yılından beri kullanmış ve bununla 2000 ila 2006 yılları arasında Türk esnafa yönelik cinayetlere işaret etmişti.

Bu arada polis memuru Michèle Kiesewetter karşı 2007 yılında girişilen cinayet de ‘Döner Cinayetleri’ne dahil olmuş oldu. Bu kavram, 2011 yılında ‘Yılın En Kötü Kelimesi’ seçildikten sonra Alman medyasından uzaklaştı.

Sebebi ise bu kavramın aşırı sağ bir cinayet serisinin ‘nesnel olarak yakışıksız ve önyargılı bir etiketleme’ ile geniş bir halk kesimini dışlaması ve kurbanları da en ileri sayılacak derecede ayrımcılığa tabi tutması oldu.

2011 kasımında cinayetlerin iç yüzü anlaşılınca ‘NSU Cinayetleri’ kavramına geçildi.

Belli bir ismin ideal olması için belli kriterlere ihtiyaç duyulduğunu anlatan dilbilimci Tinnemeyer, her iki kavram için de gramer, sayı kesinliği, semantik uygunluk gibi kriterlerin uyup uymadığını araştırmış.

Her iki kavramda da çok güçlü bir ‘özel isimlendirme’ tespit eden araştırmacı, “Döner Cinayetleri’ kavramı da ‘NSU Cinayetleri’ kavramı da özel isimlendirme açısından aynı sonucu verdi” açıklamasında bulundu. CİHAN