Destek olmaktan çıktı
Türkiyedeki reel sektörün 2 yıldan beri ekonomik sıkıntı içinde olduğuna dikkat çeken KTO Başkan Adayı ve ASKON Konya Şube Başkanı Ali Sarı, üreticiye verilecek desteklerin kolay elde edilebilir olması gerektiğini vurguladı
Konya Ticaret Odası Başkan Adayı ve ASKON Konya Şube Başkanı Ali Sarı, kriz ortamlarının psikolojik olarak pazarda daralmaya sebep olacağına işaret etti.
Üretimin üç ana girdisinin iş gücü, hammadde ve enerji olduğunu anımsatan Ali Sarı, dünyada en pahalı enerjiyi Türkiye’nin kullandığını, hammadde fiyatlarının ise yükseldiğini belirterek, böyle bir durumda dünya genelinde işverenin en kolay başvurabileceği yöntemin iş gücü azaltımı yani işçi çıkarma olduğunu söyledi.
ÜRETİCİYE VERİLECEK DESTEKLER KOLAY ELDE EDİLEBİLİR OLMALI
Devletin sosyal politikaları güçlü olsaydı fonlarda biriken yardımlarla kriz denilen bu yaranın derinleşmeden hafif şekilde atlatılabileceğine dikkat çeken Ali Sarı, ancak Türkiye’de bu tür organizasyonların sağlıklı olmadığını söyledi. Ali Sarı, işsizlik fonlarından yararlanmanın önünde büyük engeller olduğunu ifade ederek, “Bunları aşıp işsizlik fonundan para almak zor. Süresi de sınırlı. Bu durum sosyal devlet ilkesinin tam çalışmamasının ürünüdür”
Fonlardan faydalanmanın önündeki engellere örnek olarak ‘cansuyu’ kredisini gösteren Ali Sarı, şöyle devam etti: “Kredi alacakların önüne o kadar çok engel çıkarılıyor ki, vatandaş bakıyor yol uzun, kredi almıyorlar. Kredi vermek koşullarını çok zorlaştırıyorlar. Üreticiye verilecek destekler kolay elde edilebilir olmalı. Garantilerini de alsınlar ama yol uzatılmamalı.”
KRİZE YÖNELİK ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Krize yönelik alınması gereken tedbirlere yönelik önemli açıklamalarda bulunan Ali Sarı, öncelikle ‘kriz teğet geçti’ gibi söylemlerden vazgeçip hastalığın tedavi etmek için teşhis edip kabullenmek gerektiğini vurguladı.
Türk ekonomisinin son çeyrekte binde 5 büyüdüğünü, dördüncü çeyrekte ise bu rakamın çok aşağılarda beklendiğini belirten Ali Sarı, işsizliğinse geçen çeyrekte 1 puan arttığını ve gelecek çeyrekte de daha fazla artacağını aktardı.
Ali Sarı, bu gerçeklerin kabullenip, orta ve dar gelirli insanların eline para geçebilmesi için sıkı para politikalarından vazgeçip piyasayı hareketlendirecek önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek, orta ve dar gelirli insanların eline para geçmesi için kamu yatırımların artması, doğrudan destek ve vergi muafiyetinin gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ayrıca kriz ortamında ihracatın artırıldığını ancak Avrupa ülkelerinde krizin daha fazla yaşandığının göz önünde bulundurularak yeni ihracat pazarları oluşturulması üzerinde duran Ali Sarı, “Krizle tanışmamış Afrika ülkelerine ve Türk cumhuriyetlerine dış satım yapılabilir. Dünya ekonomisiyle bizim kadar entegre olmadıkları için (borçlu, bağlı ve bağımlı) krizden az etkilendiler. Bizim de ürettiklerimiz onların ihtiyaçları olduğu için bu ülkelere dış satım yapılabilir” dedi. Sarı, ayrıca tüketimin ama ihtiyaç oranında ve üretime yönelik tüketimin teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, bu tedbirlerin alınması durumunda krizden daha az etkileneceğimizi söyledi.
ÜRETİCİYE VERİLECEK DESTEKLER KOLAY ELDE EDİLEBİLİR OLMALI
Devletin sosyal politikaları güçlü olsaydı fonlarda biriken yardımlarla kriz denilen bu yaranın derinleşmeden hafif şekilde atlatılabileceğine dikkat çeken Ali Sarı, ancak Türkiye’de bu tür organizasyonların sağlıklı olmadığını söyledi. Ali Sarı, işsizlik fonlarından yararlanmanın önünde büyük engeller olduğunu ifade ederek, “Bunları aşıp işsizlik fonundan para almak zor. Süresi de sınırlı. Bu durum sosyal devlet ilkesinin tam çalışmamasının ürünüdür”
Fonlardan faydalanmanın önündeki engellere örnek olarak ‘cansuyu’ kredisini gösteren Ali Sarı, şöyle devam etti: “Kredi alacakların önüne o kadar çok engel çıkarılıyor ki, vatandaş bakıyor yol uzun, kredi almıyorlar. Kredi vermek koşullarını çok zorlaştırıyorlar. Üreticiye verilecek destekler kolay elde edilebilir olmalı. Garantilerini de alsınlar ama yol uzatılmamalı.”
KRİZE YÖNELİK ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Krize yönelik alınması gereken tedbirlere yönelik önemli açıklamalarda bulunan Ali Sarı, öncelikle ‘kriz teğet geçti’ gibi söylemlerden vazgeçip hastalığın tedavi etmek için teşhis edip kabullenmek gerektiğini vurguladı.
Türk ekonomisinin son çeyrekte binde 5 büyüdüğünü, dördüncü çeyrekte ise bu rakamın çok aşağılarda beklendiğini belirten Ali Sarı, işsizliğinse geçen çeyrekte 1 puan arttığını ve gelecek çeyrekte de daha fazla artacağını aktardı.
Ali Sarı, bu gerçeklerin kabullenip, orta ve dar gelirli insanların eline para geçebilmesi için sıkı para politikalarından vazgeçip piyasayı hareketlendirecek önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek, orta ve dar gelirli insanların eline para geçmesi için kamu yatırımların artması, doğrudan destek ve vergi muafiyetinin gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ayrıca kriz ortamında ihracatın artırıldığını ancak Avrupa ülkelerinde krizin daha fazla yaşandığının göz önünde bulundurularak yeni ihracat pazarları oluşturulması üzerinde duran Ali Sarı, “Krizle tanışmamış Afrika ülkelerine ve Türk cumhuriyetlerine dış satım yapılabilir. Dünya ekonomisiyle bizim kadar entegre olmadıkları için (borçlu, bağlı ve bağımlı) krizden az etkilendiler. Bizim de ürettiklerimiz onların ihtiyaçları olduğu için bu ülkelere dış satım yapılabilir” dedi. Sarı, ayrıca tüketimin ama ihtiyaç oranında ve üretime yönelik tüketimin teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, bu tedbirlerin alınması durumunda krizden daha az etkileneceğimizi söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.