Depremden ders alınmadı

Depremden ders alınmadı

17 Ağustos depreminden gerekli derslerin alınmadığını belirten Doç. Dr. Fetullah Arık, "Depremler bu coğrafyanın jeolojik ve tektonik yapısının kaçınılmaz sonucudur. Ancak afetler bu ülke insanının kaderi olmamalıdır" dedi

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Fetullah Arık, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıldönümü ile ilgili oda binasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Doç. Dr. Fetullah Arık, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 16 yılın geçtiğini, depremle ilgili durumu kurtarmak için göstermelik düzenlemelerin yapıldığını söyledi. Arık, "17 Ağustos gecesinde 45 saniyede binlerce insanımızı kaybettik. Bugün deprem ne yazık ki unutulmuş, unutturulmuş ve yapılanlar idare-i maslahatın ötesine geçememiştir. 1999 yılında meydana gelen ve büyüklüğü 7.4 olan bu deprem nedeniyle resmi kayıtlara göre 17 bin 479 kişi hayatını kaybetmiş, 45 bin 953 kişi yaralanmış, 244 bin 383 civarında konut ve işyeri hasar görmüştü. 1999 depremlerinden bugüne kadar depremlerle ve yapılması gerekenlerle ilgili TBMM dahil birçok kuruluş tarafından rapor hazırlanmış, eylem planları oluşturulmuş, bir takim yönetmelikler yürürlüğe girmiştir. Ancak deprem zararlarının azaltılması yönünde yapılması gerekenleri eksikli de olsa ortaya koyan Ulusal Deprem Konseyi, Deprem Şurası, Kentleşme Şurası raporları gereği yapılmadan tozlu raflara kaldırılarak unutulmuştur. Çıkarılan yasalar ise deprem zararlarını azaltma yerine, deprem bahane edilerek bir bakıma rant dağıtımı mevzuatı olmuştur. Türkiye, coğrafi açıdan afet olasılığının yüksek olduğu bir bölgede yer almasına ve tarih boyunca çeşitli büyüklükteki afetlere maruz kalmış olmasına rağmen, sağlıklı yapı stoğuna sahip, güvenilir kentsel çevreler oluşturma konusunda başarılı olamamamıştır" diye konuştu.

GEREKLİ TEDBİRLER ALINMADI

Depremlerden ders alınmadığını ifade eden Arık, Türkiye'nin deprem gerçeği bilinmesine ve tüm uyarılara rağmen ilgili kurumların işlettikleri baraj, demiryolları, okul ve köprüler gibi kritik işletmelerde gerekli tedbirlerin alınmadığını belirtti. Arık, "Ülkemizde afet ve acil durumlarla ilgili sorunları çözmek, koordinasyonu sağlamak, sağlıklı bir kentsel dönüşüm gerçekleştirmek, çevre felaketlerini önlemek ve planları hayata geçirmek üzere kurulmuş olan ilgili kurumların risk yönetiminden ziyade kriz yönetimi odaklı çalışmalara yoğunlaştıkları, zarar azaltma yerine 'yara sarma' politikasını ısrarla sürdürdüklerini kaygıyla izliyoruz. Afet risklerini azaltmaya yönelik ulusal afet politikaları oluşturuldu mu? Ülkemizde afet tehlike haritaları hazırlandı mı? Afetlerle doğrudan ilintili yasalarda gerekli değişiklikler yapıldı mı? Afet risklerini azaltmaya yönelik bütçe kalemleri, fonlar oluşturuldu mu?" diye sordu.

AFETLER ÜLKE İNSANININ KADERİ DEĞİL

"Afetler bu ülke insanının kaderi olmamalıdır" diyen Arık, sözlerini şöyle noktaladı: "Amacımız vatandaşlarımızın diğer dünya vatandaşları kadar çağdaş, çevre, plan, fen ve sağlık açısından uygun ve güvenli yaşam mekanlarına sahip olmalarıdır. Ve biliyoruz ki; ülke ve bölge açısından uygun ve güvenli yaşam mekanlarına sahip olmalarıdır. Mesleğimiz açısından 'biz demiştik' kavramını etik bulmuyor, sorumluların gereken tedbirleri almasını talep ediyor ve bunun takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Sonuç olarak, depremler bu coğrafyanın jeolojik ve tektonik yapısının kaçınılmaz sonucudur. Ancak afetler bu ülke insanının kaderi olmamalıdır."

KERİM ATICI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.