Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Değerler nasıl verilmeli?

Değerler nasıl verilmeli?

Bilindiği üzere, güzel davranış özelliklerinin küçüklere kavratılması ve öğretilmesi işi, öncelikle evlerde başlar. Ebeveynler bu işte ilk görevli kişilerdir. Bilhassa çocukluğun ilk yıllarında, anne davranışları, çocuğa modeldir. Ancak uzun süredir annelerin ev dışında çalışması sebebiyle daha çok anaokulu, kreş veyâ bakıcı ellerinde kalan çocuklar, değer muhtevâlı davranışlardan uzak yetişiyorlar. Medya, internet, bilgisayar kullanımının yaygınlaşması da, insanları değerlerinden koparıyor. Teknolojinin kullanıldığı tüm alanlarda, insanlar sâhip olduğu değerlerin muhafazasında ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bu sebeple, pek çok sahada değerlerde değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Dolayısıyla değerlerin kaybedilmemesi için, ‘değerler eğitimi’nin verilmesi işini zorunlu kılıyor.

Herkes tarafından kabul görmüş erdemli ve faziletli davranışların yaygınlaşması ve kabul görmesi için, eğitim kurumlarında yapılan faaliyetler, ‘değerler eğitimi’ çalışmalarıdır. Yeni yetişen bilhassa eğitimli gençlerin davranışlarının, değer muhtevâlı olmasına azâmî gayret sarf edilmelidir. Ancak herkes tarafından kabul görecek, bu güzel davranışların yeni nesle kazandırılması adına, onların büyüklerin yardımına ihtiyaçları vardır. İşte bu noktada değerler eğitimi’ nasıl verilmeli? Sorusu gündeme giriyor.

Eğitmenler tarafından bir değer, yâni güzel bir davranış verilirken, önce o ahlâkî değerin önemi belirtilir, misallerle genişleterek anlatılır. Hangi davranış kavratılıyorsa, o davranışın hayattaki pratik uygulamaları deneyerek, güzelliği yaşatılarak benimsetilir. Sonrasında çocuk bunu içselleştirerek, kendine davranış modeli olarak alır. Her çocuk aynı davranışın, kimi zaman daha güzelini kimi zaman daha düşüğünü farklı boyutlarla sergiler. Faziletli bir davranış, her çocukta, ayrı bir güzelliktir. Yeter ki onlar, o erdemli davranışı yapma isteğinde olsunlar.

Çocuklara verilen doğru değerler, onların kişilik ve karakterlerini olumlu yönde motive eder. Bu şekilde yeni yetişen bu küçük zihinlerde, ‘davranış farkındalığı bilinci’ gelişir. İyi-kötü- güzel-çirkin algısı oluşur, devâmında ise, her kişilik farklı güzellikler üreterek, o davranış topluma hayır olarak yansır. Değer eğitimi bilgiden çok, duygu muhtevâlıdır. Dolayısıyla insan, değerlidir. Değerleri de, değerlidir. Değersiz insanlar, değerleri tanımazlar. Sonuçta böyle insanlar, kendilerini değersizleştirmiş olurlar.

Okullarda verilen bu eğitimler, gerçekten çok önemlidir. Zira ‘değerler eğitimi’, çocuklarımızın ve gençlerimizin ahlâkî gelişimlerine olumlu katkılar sağlar. Onlara, hayatta karşılaşabilecekleri problemleri çözmede yardımcı olur. Güzel değerlerin yerleştirilmesiyle çocuk sosyalleşir, arkadaşlarıyla kaynaşır, birbirleriyle güzel iletişim becerilerini ve görgü kurallarını öğrenir Böylece çocukta kişisel olarak benlik saygısı oluşur, özgüveni gelişir. Çocuk hayâtının diğer aşamalarında akranlarıyla, büyükleriyle olan iletişimlerinde başarılı ve sağlıklı ilişkilerler kurar. Hatta bu eğitimler, onları ilerideki iş hayatlarına dahi hazırlar.

Değerler eğitimi dersleri, çocukların fıtratlarındaki iyi özelliklerin belirginleşmesini sağlar, sonra geliştirilerek bu iyi özellik, çocuğun kişiliğiyle bütünleşir. Meselâ, sevgi-saygı, doğruluk-dürüstlük, huzur-mutluluk, paylaşma-dayanışma, cesâret, sorumluluk, sabır gibi hasletler kuvvetlendirilirken bunların tersinden kaçınılması hedeflenir. Bu güzel ahlâkî davranışları eğitmenler, en çok anlatım ve tartışma şeklindeki yaklaşımları, öğrenci hedefli stratejileri ve gurup çalışmaları, drama yâhut eğitici oyunlar şeklinde yapabilirler.

Bu değerlerin çocuklara kavratılmasında eğitmenler, daha farklı etkinliklerden de faydalanabilirler. Belki bizzat çocuklarla o davranış için sahaya inerek, asıl uygulama zemininde, onlar devreye sokulabilir. Neticede güzel duygu birikimleri, şahsiyetlerde depolanır ve gün gelir o biriken duygular, kim bilir ne güzelliklere kapı açar. Böylece erdemli davranışların çocuklara benimsetilmesi, onların karakterlerine pozitif katkılar sunacağı gibi, onların gönül dünyâlarını şekillendirir, kıyıda-köşede kalmış güzel duygularını harekete geçirir, ruhları şenlenir.

Bu ehemmiyetli eğitimde veli-öğretmen işbirliği şarttır. Öğretmenlerimizin bu önemli dersi, en verimli şekilde öğrencilerine yerleştirebilmeleri için kendilerini geliştirmeleri, yenilemeleri beklenir. Yanı sıra verdiği değeri en önce kendisi bizzat şahsında yaşamalıdır yoksa sözleri tesirli olmaz.

Cumânız mübârek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi