Davutoğlu: Çözüm Süreci Bu Toprakların En Önemli Projesi

Başbakan Ahmet Davuoğlu, çözüm sürecinin bu toprakların en önemli projesi olduğunu belirterek burada başarılı olduğunda çevre ülkelere ilham kaynağı olacağını söyledi. Davutoğlu, "Başbakan olduktan sonra bu mirası devraldığım Sayın Cumhurbaşkanı ile derin yoğun istişarelerde bulundum. Aslında son gelişmeler olmasa idi bu görüşmeler yapılacaktı. Kesinlikle konjonktürel bir görüşme değil. Özellikle vurgulamak isterim." ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan ile İçişleri Bakanı Efkan Ala, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de katıldı. Toplumların tarih içinde karşılaştıkları zorlukları aşmada vicdanın önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Ortak vicdan ortak akıl ortak dil. Toplumların tarih içinde karşılaştıkları zorlukları aşma iradesinde ortak vicdandır. Ortak akıl da ortaya çıkıyor. Ama ortak akıl insanlar geçen sene oluştuğunda devam eden bir meselede ortak vicdanı harekete geçirmek. Çözüm süreci bu toprakların en önemli projesidir. Burada başarılı olduğunda çevre ülkelere de ilham kaynağı olacak. Başbakan olduktan sonra bu mirası devraldığım Sayın Cumhurbaşkanı ile derin yoğun istişarelerde bulundum. Son gelişmeler olmasa idi bu görüşmeler yapılacaktı. Kesinlikle konjonktürelbir görüşme değil." dedi.

Yanlış bir bilgiyle şehirlerin yakıldığını ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Son olaylarda şiddete davet eden bir tweet, 'Bu gece herkes silahlansın ve şurayı bassın' diye. Bu tweetler var elimizde. Biz ne kadar ortak vicdanı harekete geçirirsek geçirelim, provokatif bir grup yanlış bir bilgi Türkiye IŞİD'de yardım ediyor falan bütün bu çabaları yok sayan bir sonuç doğurabiliyor ve bir şehir yanmaya başlıyor. Bu da küreselleşmenin getirdiği basit görünen ama çok etkili araçlar bir anda bizim çabalarımızı dumura uğratacak sonuçlar çıkarabiliyor. Bir Latin Amerika değiliz. Batı Avrupa değiliz. bu toprakların şehirleri en yakın zamanda 3 bin yıllık geçmişe dayanır. Bizde bin yıla dayanır. Şu şehirler Kürt şu şehirler Arap derseniz 100 yıl geriye baltığınızda çok heterojen olduğunu göreceksiniz. İki kavramı hala sürecin temel taşı olarak görüyorum. Tarihdaşlık ve vatandaşlık. Tarihdaşlık bilincini kaybetmiş ulusalcı ideolojiler bir müddet sonra dışlayıcı bir kültüre dönüşüyorlar. Yükselen veya toplumsal huzuru sağlayan ülkeler, güçlü evrensel hukuka ve insan haklarına özgülüklere dayalı bir vatandaşlık kimliğini kurabilen toplumlardır. vatandaşlık kimliği o tarihdaşlık kimliği desteklenmelidir. Hiç kimse doğuştan olan dil kültür özelliklerinden baskı altında tutulamaz. CİHAN