Davutoğlu: Çok Az Bir Silahlı Unsurun Çekildiğini Topluma Söylemedik

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde silahlı unsurlardan çok azının ülke dışına çıktığını söyledi. Davutoğlu, “26 Haziran’da raporu sunduğunuzda dahi çok az unsurun sembolik çekildiğini biz biliyorduk ama, hiçbir zaman topluma deklare etmedik ki çözüm süreci zaafa uğramasın diye. Sonra deklare etmek zorunda kaldık. Bütün o silahlı unsurlar sınırın dışına çıkmış olsaydı bizim Kobani’ye, PYD’ye bakışımız, tutumumuz farklı olurdu.” dedi.

Başbakan Davutoğlu, Dolmabahçe’deki ofisinde, hükümetin çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti ile toplantı yaptı. Çözüm sürecinde halka açıklayamadıklarını şimdi söylediğini belirten Davutoğlu, “Eğer çözüm süreci sağlıklı bir şekilde bu güne gelmiş olsaydı ve birileri verdikleri sözleri tutmuş olsalardı sizler bunu çok iyi biliyordunuz. 4 Nisan 2013’de toplandık. Mayıs ayında bütün silahlı unsurlar Türkiye’yi terk edeceklerdi değil mi? Sizler de o aşk ve şevkle Anadolu’nun her bir yerine gittiniz. ‘Merak etmeyin Türkiye’de yakında silahlı hiçbir unsur olmayacak’ dediniz. 26 Haziran’da raporu sunduğunuzda dahi çok az unsurun sembolik çekildiğini biz biliyorduk ama, hiçbir zaman topluma deklare etmedik ki çözüm süreci zaafa uğramasın diye. Sonra deklare etmek zorunda kaldık. Bizim planladığımız gibi sizlerin ümit ettiği gibi bütün o silahlı unsurlar sınırın dışına çıkmış olsaydı bizim Kobani’ye, PYD’ye bakışımız, tutumumuz farklı olurdu. Ama sen silahlı unsurlarını içeride tutmaya devam edeceksin, Suriye’deki verilen mücadeleyi her an Türkiye’ye yayarım diye demeç vereceksin sonra da rejimle işbirliği yapmış ve bu yönüyle tescillenmiş bir grupla Türkiye’yi niye bu grubu desteklemiyordun diye eleştireceksin. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok.” diye konuştu.

‘PYD, IŞİD’LE BİR YIL YAN YANA YAŞADI’

Kamuoyunun bilmesi için konuştuğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: “Birçok eleştiriye rağmen o zaman dışişleri bakanı olarak bizzat talimat verdim. Salih Müslim’le (PYD lideri) görüşülecek diye. Çünkü çözüm sürecine eş olarak bir anlamda paralel bir şekilde Suriye’deki unsurlarla da bir demokratik diyalog süreci başlasın istedik. Çağırdık konuşuldu. İlk defa muhatap alındı. Çok temel şeyler istedik. Zor şeyler değil ama ilkesel şeylerdi. Suriye muhalefetiyle, demokratik muhalefetle işbirliği yapın, Suriye rejiminin suçlarına iştirak etmeyin ve Türkiye ile de ilişkiler içinde olun. O dönemde bize verilen sözler tutuldu mu ki şimdi Türkiye sözünü tutmuyor diyebilsin birileri. Aksini yaptılar. Gittiler Suriye rejiminin bütün suçlarına ortaklık etmeye devam ettiler. IŞİD’le bir yıl yan yana yaşadılar. Bütün uyarılarımıza rağmen ses çıkarmadan. Ve bu dönemde Telabyat IŞİD’in eline düşerken Sünni Araplar katledilirken, HDP benimle ilgili verilen gensoruya destek verici konuşmalar yaptı. Bayırbucak’ta, Çobanbey’de Türkmenler katledilirken IŞİD tarafına, rejim katliamını zaten mazur görüyorlar da, IŞİD tarafından katledilirken sesiz kalındı. Biz sessiz kalmadık, Kobani’ye de sessiz kalmadık.”

CİHAN