Davutoğlu: Bizim İçin Önemli Olan Sonucunu Gördüğümüz Bir Tutumun Benimsenmesi

Davutoğlu: Bizim İçin Önemli Olan Sonucunu Gördüğümüz Bir Tutumun Benimsenmesi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinin dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinin dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye ve Suudi Arabstan'ın istişare etmesi gereken çok husus olduğunu dile getiren Davutoğlu, bölgedeki istikrarın korunması ve kriz alanlarında çözüm için birlikte neler yapılabileceğini ele aldıklarını aktardı. Davutoğlu, "Spesifik bazı adımlar konusunda detaylı fikir alışverişinin mümkün olduğu faydalı ziyaret oldu. Bundan sonra gerektiğinde hergün istişare devam etme kararı aldık." dedi.

Ortadoğu'nun büyük bir değişim sürecinden geçtiğine dikkat çeken Ahmet Davutoğlu, "Her gün yeni gelişmelerle aslında soğuk savaş yapılarının sarsıldığını, soğuk savaş yapılarının yerine yeni ve halk iradelerine dayalı daha istikrarlı ve meşruiyeti güçlü yapıların oluşma sancılarının yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Son 2,5 yıldır Ortadoğu'da yaşananlar bu anlamda son yüzyılın en büyük değişim sancılarının yaşandığı bir dönem. Büyük depremler yaşanıyor, her ülkede siyasal yapılar yeniden şekilleniyor, gerilimler yaşanıyor. Tüm bu süreçte Türkiye de, bölgedeki aktörler de, Suudi Arabistan da bunlardan biridir, bundan sonra istişarelerini devam ettirecektir." diye konuştu.

Ardından soruları cevaplayan Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na Suriye'ye müdahale konusunda Türkiye'den ABD veya müttefiklerinden herhangi bir talep olup olmadığı, talebe Türkiye'nin cevabının ne olacağı soruldu.

Davutoğlu, "Bir takım ülkeler bir yerde oturuyorlar ve Türkiye'den talepte bulunuyorlar." şeklinde bir algı olduğunu veya böyle bir algı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.

Dışişleri Bakanı, "Türkiye'den bir talepte bulunulacak, Türkiye 'evet' veya 'hayır' diyecek. Aslında son 2,5 yıldır bölgedeki her gelişmede Türkiye o gelişmeleri merkezinde gelişmelerin içinde gelişmelerle ilgili bütün aktörlerle temas içinde olagelmiş bir diplomasi yürütüyor. 'Suriye'nin Dostları' toplantısının son 3-4 ay içinde 4 kere toplandığını düşünürseniz, bir ülke grubunun bir başka ülkeden talebi şeklinde değil birlikte istişare edilerek oluşturulan bir ortak çizgi arayışı olarak değerlendirilmeli. Zaten kimyasal silah kullanımı hepimizin yürekleri burkan gözümüzün önüne hiç silinmeyecek acı tablolar çıktığı gün, BM Genel Sekreteri ile ilk görüşmelerden birini bizzat ben gerçekleştirdim. BM'yi olağanüstü toplantıya çağıran ilk ülkelerden biri olduk. Suriye'deki BM ekibinin yetkisinin ve sahasının genişletilmesine yönelik talepte bulunan 37 ülke içinde öne alan ülkelerden biri olduk. Bütün bu süreçte bütün taraflarla görüştük." ifadelerini kullandı.

Bir taraftan Suriye'nin Dostları Grubu içinde zaten etkin rolü olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerle görüştüğünü ayrıca yine Almanya, İngiltere ve İtalya ile yüz yüze görüşmeler yaptığını, Danimarka ve diğer Avrupa ülkeleri ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğini aktaran Davutoğlu, diğer taraftan da Rusya ve İran dışişleri bakanları ile görüştüklerini söyledi.

"HEDEFİMİZ DELİLLERİ KARARTACAK GELİŞMELER OLMADAN BM HEYETİNİN ORAYA ULAŞMASIYDI AMA ÇOK GEÇ KALINDI"

Davutoğlu, "Bütün meselemiz delilleri karartacak gelişmeler olmadan BM heyetinin oraya ulaşmasıydı. Tüm çabamız bu yöndeydi. Ancak bu yönde maalesef çok geç adım atıldı. Suriye rejimi uzun süre bekleyerek cevap verdi. Bunun deliller üzerinde yaptığı etki hep sual uyandırdı. Çok kuvvetli istihbaratlar hem kimyasal silah kullanıldığına, hem özellikle bunun ancak rejimin kapasitesiyle mümkün olabileceğine dair kuvvetli istihbarat bilgileri var, bunu kendi aramızda paylaştık. Türkiye'nin kendi istihbari kaynakları var bunları muhataplarımızla paylaştık. Ayrıca bu hafta içinde İstanbul'da genel direktörler toplantısı yapıldı 11 ülkenin katılımıyla. Diğer taraftan da Amman'da askeri yetkililer bir araya geldi." dedi.

        Kamuoyunda şöyle bir algının özellikle çizilmek istendiğini vurgulayan Davutoğlu, "Birilerinin bir planı var, Türkiye'de bu planın içinde öyle veya böyle yer alacak. Hayır. Başından itibaren Suriye ile ilgili en aktif diplomasiyi biz yürüttük. durumun bu hale gelmemesi için Beşşar Esed nezdinde en aktif diplomasiyi 10 ay biz yürüttük. Kimse Beşşar Esed'le konuşmazken, buna Rusya ve İran da dahil, daha sonra da Arap Ligi ile birlikte en aktif diplomasiyi biz yürüttük. Acaba bu söz dinlemeyen rejimin akıttığı 'kan nasıl durur' diye en ön diplomasiyi biz yürüttük. O günlerde 'Türkiye niçin bu kadar öne çıkıyor' diye eleştirenlerin şimdi sanki bir talep gelecek de Türkiye bir savaşın içinde yer alacakmış gibi bir tavır takınmaları anlaşılmaz. Daha sonra Suriye Dostları Grubu kuruldu, BM içinde bizi hem insani hem stratejik bakımdan doğrudan etkileyen konularda hep öncü diplomasi yaptık. Kimyasal silahlar konusunda çok açık söylüyorum Türkiye hiçbir zaman hiçbir şekilde bir çatışmanın tarafı olmamak için son 2,5 yıldır da bütün çalışma alanlarında da hep buna çaba sarf etti ama şu anda bizi eleştirenlerin şunu görmesi lazım; Suriye'de kimyasal silah kullanıldı, yüzlerce, binlerce insan öldü." ifadelerini kullandı.

        Davutoğlu, şöyle devam etti: "Sanki Türkiye'nin veya bu konuda kaygı duyanların kararlarıyla bir savaşa girilecekmiş gibi düşünen ve bir intiba vermek isteyenler, başta ana muhalefet partisi olmak üzere şunu fark etmeliler; 100 bin insan öldü bu topraklarda, bunun sorumlusu Suriye rejimi. Bütün diplomasiye rağmen hiç bunları görmeyip yüreğimizi yakan o faciaları, bir babanın iki kızının cansız bedenini yüreğine basışını görmeyenler, tutup Türkiye sanki şimdi birileri talepte bulunulacak, Türkiye'de savaşta yer alacakmış gibi bir algı oluşturmaya çalışmaları kabul edilemez. Bu rejimin kanlı rejimin insanlık dışı barbarca saldırıları duruncaya kadar bölgede de huzur yok komşu olarak bize de huzur olması mümkün değil. O bakımdan ne yapılması gerekiyorsa sürekli bir istişare halinde bütün taraflarla istişare halinde en doğru kararı en doğru politikayı en doğru zamanda devreye sokmak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bu çabayı da en doğru bir yol haritası ile bir şekilde neticeye ulaştırmaya kararlıyız. Yürüttüğümüz istişareler ortak bir çaba ile bu kan nasıl durdurulur ve kimyasal silah kullanımı nasıl en etkili şekilde cezalandırılır, karşılık verilir. Ki bir daha kimse buna cesaret edemesin, bunun çabası içindeyiz. Keşke daha ilk gün rejim buna izin verseydi, keşke Rusya ve Çin BM'de bunları bloke etmemiş olsalardı ve bugün böylesi bir halde masada olmamış olsaydı. Ama rejimin günlerce izin vermemesi, arkasından oraya giden uzmanlara açıktan saldırı yapılmış olması, bütün bunların getirdiği yeni durum, hem bölgesel hem küresel barışa tehdit eden bir sonuç doğruuyor. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu akşam da telefon diplomasisi devam edecek."

        Sınırda bir müdahale ihtimali de sorulan Davutoğlu, "Bütün bu opsiyonlar değerlendiriliyor, şu anda herhangi bir şu şekilde olacak sonuçları şöyle olacak gibi bir spekülasyon doğru değil. Bizim için önemli olan Türkiye olarak; sonucunu gördüğümüz vizyon olarak nereye gittiğini gördüğümüz bir tutumun benimsenmesidir. Yani tek taraflı bir belirsizliğe değil daha net bir tablonun ortaya çıkacağı tabloya gidecek bir yöntemin yöntemin benimsenmesi gerektiğini düşünüyoruz." cevabını verdi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.