Davasına sahip çıktı

Milletine hizmet etti

Türkiye’de Yarın Gazetesi'nin kurucusu Gazeteci-Yazar Ziya Tanrıkulu, Konya Aydınlar Ocağı tarafından vefatının 36. sene-i devriyesinde Rumi Otel’de düzenlenen bir program ile anıldı. Türkiye’de Yarın Gazetesi’nin ismi 1991 yılında Merhaba Gazetesi olarak değiştirilmişti. Anma programına eski Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı, Konya aydınlar Ocağı Başkanı Dr.Mustafa Güçlü, Türkiye’de Yarın Gazetesi Yazı işleri Müdürü Cengiz Dönmez, Tanrıkulu Ailesi ile akademisyenler ve yazarlar katıldı. Programda ilk olarak söz alan Mustafa Kabakçı, “Hadimi hazretlerinin bir sözü var. Kamil odur ki koya her yerde bir eser. Eseri olmayanın yerinde yeller eser. Biz bugün burada Ziya Tanrıkulu’nu anmak için toplandık. o’nu rahmetle anıyoruz. Bu isimlerin örneğin bir caddede yaşatılmasını ve yaşatılmasını arzu ederdik” dedi.

Ziya Kuz

AZİMLİ BİR DAVA ADAMIYDI

Daha sonra söz alan Tanrıkulu’nun amcaoğlu Üçpınar Belediyesi eski Başkanı Ziya Kuz da Ziya Tanrıkulu’nun halka hizmet verecek tarafsız bir gazete olmadığı düşüncesiyle bir gazete çıkarmayı düşündüğünü ve bunu gerçekleştirdiğini belirterek, “Ziya Bey, 1969 yılında Türkiye’de Yarın gazetesini kurdu. Fransızca, Arapça öğrenmiş, okumuş, araştırmış, sürekli vatanı ve milleti için mücadele etmiş, milli ve dini duyguları için her zorluğa göğüs germiştir” dedi. Tanrıkulu’nun hayata ve insanlara karşı her zaman güler yüzlü ve pozitif olduğunu belirten Kuz, şöyle konuştu: “Mesleğine vakıf bir matbaacı ve gazeteciydi. Cezaevi hayatı oldu. Cemiyet Başkanlığı yaptı. Bunu Gazeteciler Cemiyeti eski başkanları arasında Amcazademin ismin görünce fark etmiştim ve gururlanmıştım. O 11 yaşında başladığı hayat mücadelesini vefat ettiği 46 yaşına kadar devam ettirmiştir. Maddi ve manevi sıkıntılarla geçen kısa ömründe iyi bir eş, şefkatli bir baba, dini ve milli konularda girdiği çetin kavgalarla azimli bir dava adamı olmuştur.”

ANADOLU’DAKİ MÜSLÜMANLARIN SESİYİZ

Ziya Kuz, Ziya Tanrıkulu’nun Türkiye’de Yarın Gazetesi’nin ilk sayısında amacını ve olaylara bakışını anlattığı yazısını şu şekilde aktardı: “Konya’da yayın yapan 5 gazetenin satışının tek bir İstanbul gazetesinin satışından daha az olduğunu söylersek, bu 5 gazetenin kemiyet bakımından bir miktar ifade etmesine rağmen. keyfiyet noktasından sadece bir ‘hiç’ olduğunu ifade etmiş olmaz mıyız? Bu şehirde mevcut 4 gazetenin dışında yeni bir gazetenin varlığına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Bu arada bizlerin inandığımız davalarımızla birlikte en adice ihanete uğraması bu gazetenin çıkışını çabuklaştırmıştır. Hedef sadece şahıslarımız olsaydı elbetti susardık, ama elinde hançerle kalkan eller bizim naçiz sırtlarımıza değil de Anadolu’daki Müslümanların sırtını hedef aldığı için bu ellerle onların ‘riyakar’ (mahalli ifadeyle) ‘yılışık’ sahiplerinden bu ihanetlerin hesabını sormak için sesimizi duyurmak istedik. Zaman bunları daha açıkça söylettirecektir bizlere” 

FİKİRLERİNDEN ÖDÜN VERMEDİ

Daha sonra söz alan İbrahim Yıldırım, “Biz kendimiz için çalışırdık, o herkes için çalışırdı. Şimdi buraya gelse, ne yapsak onun hakkını ödeyemeyiz” şeklinde konuştu.

Cengiz Dönmez

Ziya Tanrıkulu’nun mesai arkadaşı, Türkiye’de Yarın Gazetesi Yazı işleri Müdürü Cengiz Dönmez de Tanrıkulu'nun basım ve basın hayatını ile Konya kültürüne yaptığı hizmetleri anlattı. Gazeteciliğe başlama döneminde Yeni Meram ve Yeni Konya gazetelerine başvurduğunu fakat ‘ihtiyaç yok’ cevabı aldığını ifade eden Dönmez, şöyle konuştu: “1975’te Lise eğitimimi yeni tamamlamış ve gazeteci olma heyecanı ile yaşıyordum. İki gazeteden reddedilince Türkiye’de Yarın’a gittim. Ziya Bey’in büyüklüğü burada çıktı. Ben parasız çalışmak istiyordum. O ‘para vereceğim ben sana’ dedi, öyle başladım. Yıllar sonra orada Yazı İşleri Müdürü oldum. O zaman Basın İlan Kurumu denetlemeleri çok sıkı idi. Çok sıkıntı çektik. Ziya abininin özelliği; milliyetçi ve muhafazakardı. Milli manevi değerlere önem verirdi. Fikirlerinden ödün vermez, davasına sahip çıkardı. Gazete ilk kurulduğunda Konya’da sadece 3 gazete vardı. Yeni Meram liberal bir düşüncede, Yeni Konya sol bir düşüncede, Türkiye’de Yarın ise milliyetçi muhafazakar bir çizgide yayın yapıyordu. Ziya Tanrıkulu farklı seslerin duyulmasına imkân sağladı. Mütevaziydi. Aşırı lükse kaçmazdı.”

Tanrıkulu'nun son fotoğrafı

MESLEĞE ‘ŞAFAK’ İLE BAŞLADI

Tanrıkulu’nun bir dönem cezaevi hayatının olduğunu belirten Dönmez, konuşmasına şöye devam etti: “Cezaevinde de durmamış. Oraya bir kütüphane kurmuş. Okumuş, okutmuş. Savcı beyle görüşüyormuş. Her zaman heyecanlı insanlarla beraber olur, onlara kapı açardı. Konya’da ilk defa Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün ‘Yerel Basını Özendirme’ yarışmasında haber-mizanpaj dallarında gazete adına ödül almıştık. Vefatından 1 gün önce Konya Bölge Gazeteciler Cemiyeti Kongresi’nde bir konuşma yapmıştı. Son fotoğrafı orada çekildi. İyiydi bir sorunu yok görüküyordu. Ertesi gün oğlu telefon açtı, hastaneye bir gel dedi. İnanamadım, morga götürdüler. Ancak dokunarak inanabildim.”    

Ruhsar Tanrıkulu

Daha sonra söz alan Ziya Tanrıkulu’nun kızı Avukat Ruhsar Tanrıkulu da babasının vefatında küçük yaşlarda olduklarını, ileriki yıllarda onun kıymetini daha iyi anladıklarını belirterek, “O’nun kızı olmaktan gurur duyuyorum. Vefatının üzerinden 37 yıl geçti ama biz onu burada rahmetle anıyoruz. O hayatını dini ve milli değerleri için harcamıştı. Biz onun basın hayatının Türkiye’de Yarın Gazetesi ile başladığın zannediyorduk fakat 2005 yılında Merhaba Gazetesi’nin kuruluş yıldönümü ziyaretimde orada gördüğüm ‘Şafak’ gazetesi ile başladığını öğrendim. Babamın basın hayatı 24 Temmuz 1961’de ‘Şafak’ gazetesi ile başlamıştır. İlk olarak 4 sayfa ile başlamışlar daha sonra 8 sayfaya çıkmışlar. Matbaacılıkla başlayan meslek hayatı, milli duygularla, bir gazete çıkarma heyecanına dönüşmüştür. Çünkü diğer gazeteler milli ve manevi değerlerden uzak ve taraf olmuşlardır. ‘Vatanımızı hançerliyorlar, bir gazete çıkarmamız lazım’ demiştir. Biz onun bu endişesini yıllar sonra fark edebildik. Keşke yanında daha fazla kalabilseydim. Ailem adına programı tertip edenlere teşekkür ediyoruz.”

İYİ BİR MÜSLÜMANDI

Konuşmaların ardından katılımcılara da söz verildi. Gazeteci Yazar Seyit Küçükbezirci Tanrıkulu’nu en iyi tanıyanlardan birini olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “O’nu iyi bir matbaacı olarak tanıyorum. En iyi gazeteci ve yazarlarla tanıştığı için kendisini gazetecilik sevdası kaplamıştı. Paragöz bir insan değildi. Ziya Tanrıkulu’nun hayatı yazılacaksa Türkiye’de Yarın’dan 15 sene önceye gidilmesi gerekir. Çok yumuşaktı fakat çelikten sert bir adamdı. Sabırlı, inatçı, fikirlerine bağlıydı. İyi bir Müslümandı.”  

Son olarak söz alan Araştırmacı Yazar İhsan Kayseri de Tanrıkulu'nun tam bir dava adamı olduğunu ifade ederek konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Onun arkasında da eşi vardı. Konya’da torunoğlu gibi bir yeri açtılar, canlı müzik yaptılar. Gazetecilik yaptığı gibi çok büyük gazeteciler yetiştirdi. Gazeteciliği kullanmadı. Sağa sola yalpa yapmadı. Olduğu gibi göründü. Dava adamıydı. Fakat onun davasını üzerine basarak kullandılar.”

HÂLİD ŞEN - merhabahaber.com

ZİYA TANRIKULU KİMDİR?

1932 senesinde Konya’da doğdu. İleri Basımevi’ni kurduktan sonra 1969’da Konya’da beşinci mahallî gazete olan Türkiye’de Yarın gazetesini çıkarmaya başladı. Fransızca ve Arapça öğrendikten sonra kendisini geliştirerek araştıran Ziya Tanrıkulu, vatanı ve milleti için mücadele ederek milli ve dini duyguları için her türlü zorluğa göğüs gerdi. On bir yaşında başladığı hayat mücadelesini vefat ettiği 46 yaşına kadar devam etti. Maddi ve manevi sıkıntılarla geçen kısa ömründe iyi bir eşi şefkatli bir baba ve azimli bir dâva adamı olan Tanrıkulu, 03.08.1978 tarihinde yeniden KGC başkanlığına seçilmesinin ertesi günü geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat etti. Ziya Tanrıkulu, evli ve 4 çocuk babasıydı.