Çözüm: Adil Düzen

Saadet Partisi Konya Milletvekili Adayı Sinan Toprak, partisinin il binasında ekonomi ağırlıklı olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tarımsal ekonomide Türkiye'nin her geçen gün geriye gittiğini ifade eden Toprak, “Ülkemiz ekonomisinin önemli dinamiklerinden olan tarım konusunu değerlendirerek belli çıkarımlar yapmak, vatanını milletini ve insanını seven milli görüşçüler olarak, halkımız milli ittifaka destek verir ve biz göreve gelirsek yapacağımız icraatları halkımızla paylaşmak üzere burada toplanmış bulunuyoruz. Genel manada değerlendirecek olursak ülkemizdeki tarım politikalarının istikrarsızlığı ve devletin düzenleyici ve tanzim edici vasfının mevcut tarımsal faaliyetlere yetişemediği ve hatta olmadığını görmek mümkün. AB uyum yasaları kapsamında ve (DTÖ) Dünya tarım örgütü düzeyinde yapılan birdizi anlaşmalar ve protokollere göre belirlenen tarımsal düzenlemeler milli olmaktan öte tam bir fakir-zengin ayrımı üzerinden halka yansıyan fakiri hiçe sayan zengini ise diğerleri üzerinde egemen ve oyun kurucu vasfına oturtan bir durumdadır” ifadelerini kullandı.

TARIMDA ORTAÇAĞ DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ

Tarımsal üretiminin Türkiye'nin bel kemiği olduğunu belirten Toprak, “Ülkemizde tarımsal faaliyetler bir kartele doğru gitmektedir. Makine ekipman altyapısı iyi olan geniş arazi varlığına sahip ve güçlü finansman kaynaklarını barındıran tarım işletmeleri şu gün için devletin en önemsediği ve teşvik ve desteklerle ihya ettiği tarım kesimi olurken, bu işi geçimlik düzeyde yapan küçük aile işletmeleri hiçe sayılmış orta ölçekli işletmelerde büyük işletmelerin altında, sözleşmeli olarak sisteme dahil edilmiştir. Orta çağ dönemine ait feodal yapı yani ağalık düzeni yeniden ülkemizde modern bir kılıfla çiftçimize giydirilmeye çalışılmaktadır. Yine tarım bakanlığının TEPGE (tarımsal ekonomi ve politika geliştirme enstitüsü) aralık 2013 raporunda da, 'Ülkemiz, Dünya Bankası (IBRD), uluslar arası para fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslar arası kuruluşların politikları doğrultusunda faaliyetlerini yürütmek zorunda kalmaktadır' ifadeleri ile ülkemizin milli bir politikadan çok uzakta olduğu bir kez daha teyit edilmektedir” diye konuştu.

ÇİFTÇİLER TARLALARINI EKEMİYOR

Çok sayıda çiftçinin borcu yüzünden tarlasını ekemediğini kaydeden Toprak, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Geçimlik düzeyde tarımsal faaliyette bulunan işletmeler tamamen sistem dışı bırakılmıştır. 2001 yılında yapılan tarım sayımında 3 milyon olan çiftçi yani tarım işletmesi sayısı ÇKS kayıtlarına göre bu gün için 2 milyona gerilemiştir. Yani 14 yılda yaklaşık 1 milyon işletme tarımsal faaliyetlerini bırakmıştır. Bununla beraber Türkiye’de tarımın lokomotifi olan sadece Konya da 2005 yılından buyana 7 milyon dekar tarım arazisinin kullanımının terkedildiğini görmekteyiz. 2005 yılına kadar 26 milyon dekar tarım arazisinde tarım yapan Konya %26 oranında bir azalışla bu gün için 19 milyon dekar arazinde tarımsal faaliyet yapmaktadır. Biraz önce bahsettiğim Kartel oluşumunu patates tarımından yakinen görmekteyiz. Ülkemizde ortalama 4.5 milyon ton üretilen patates özellikle son yıllarda tamamen kartelin kucağına itilmiştir. 2014 yılında Pazarda en iyi fiyatla kilosunu 1.5 TL ye yediğimiz patatesi, çiftçilerimiz ortalama 45 kuruşa sözleşmeli olarak üretmişlerdir. Bu yıl itibariyle pazarda 4 TL ye kadar çıkan patates 50 kuruş ortalamasında yine sözleşmeli olarak üretilecektir. Diğer taraftan çiğ süt üretimine yönelik yapılan ve 16 nisan 2015 tarihli resmi gazetede yayınlanan yasa tam bir faciadır. 2014 TÜİK raporlarına göre ülkemizde üretilen 18.5 milyon ton çiğ sütün ancak yarısı sanayide kullanılmaktadır. Kalan yarısının ne olacağı yasaya göre belli değildir.”