Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Corona salgını ile mücadele

Corona salgını ile mücadele

Aralık 2019’dan beri dünya Corona salgını ile mücadele etmektedir. Hayırlısı, inşallah dünya bu ölümcül ve salgın hastalık ile mücadelede başarılı olur; temennimiz budur.

Çin’in Wuhan şehrinde görülen bu hastalık bütün dünyayı sardı. On on beş gün önce Avrupa merkezi haline geldi. İtalya ve İspanya’da kontrolden çıktı. Bu ülkelerde sağlık sistemi çöktü. ABD’nin bu hastalığın merkezi olma ihtimalinin büyük olduğu ifade edilmektedir.  Orada da bu hastalık hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. Türkiye’de de bu hastalık can almaya başladı. İnşallah alınan tedbirler sayesiyle İtalya ve İspanya’da olduğu gibi kontrolden çıkmaz.

Çin’in aldığı sert önlemler sayesinde orada virüs kontrol altına alındığı söylenmektedir.  Artık orada aynı virüs bir daha görünmeyecek anlamına gelmez. Belki başka bir şekilde tezahür edebilir. Çin aldığı tedbirlere devam etmeli, rehavete kapılmamalı, virüse meydan verebilecek sosyal hayattan ve davranışlardan artık vaz geçmeli ve canlı varlıkların  fıtratına uygun bir düzen kurma yoluna girmeli.

Covid-19 hastalığı, Çin’in Wuhan şehrinde görüldüğü zaman devlet,  o şehre giriş ve çıkışları sert bir şekilde önledi. Yani hastalık kontrol altına alınıncaya kadar oraya hiç kimseyi sokmadı ve oradan da hiç kimseyi çıkarmadı. İşte karantina budur.

Halife Hz. Ömer (r.anh) Efendimiz, Şam’da veba hastalığı görüldüğü zaman giriş çıkışları kapatmış hastalık geçinceye kadar oraya kimseyi sokmamış ve oradan da kimseyi çıkarmamıştır.

Bu bağlamda hükümetin şehirlerarası giriş çıkışları belli şartlara bağlaması karantinanın gereğidir; uyulması gerekir. Ayrıca bilim adamlarının tavsiyesi doğrultusunda hükümetin aldığı 14 kurala da uyulması gerekir. 14 kuraldan birisi de şudur: Ellerinizi su ve normal sabunla yıkayın veya alkollü el antiseptiği ile ovalayın.

Temizleyici olan su ve normal sabundur. Alkol ve etilalkol temizleyici değil. Alkol ve etil alkol dirençli virüsleri ve bakterileri öldüremez. Bazı vatandaşlarımız, İstanbul’da alkol alarak virüsten korunacağını sandılar fakat öldüler. Dezenfektandan da bulunana etilalkol ellerde temizlediğimiz yerlerde ve çevremizde bulunan virüse hiçbir tesiri olamaz. Bazı sağlıkçı bilim adamlarının dediği gibi sık sık dezenfektan kullanmak egzamaya ve diğer hastalıklara sebep olabilir. Temizleyici olan su ve normal sabundur.

 Bir hatıramı burada anlatmak isterim: 1985-90 yılları arası Konya – Ereğli Kız Meslek Lisesi’nde milli güvenlik dersine girdim. Kız öğrencilerimin parmak uçlarının delik- deşik olduğunu gördüm. Bunun sebebini sordum öğrencilerime. Şöyle dediler: Hocam, kumaşları alkolle açtığımız için parmak uçlarımız böyle delik-deşik oldu. Bazı öğrenciler,  bu yüzden ellerinin egzama olduğunu da ifade ettiler. Aynı okulda görev yapan bir bayan öğretmene durumu dile getirdim ve şu suali sordum: Kumaşları açarken su kullanılsa olmaz mı? Şöyle cevap verdi: Olur hocam olur, fakat zihniyet işte böyle, öğrencilere alkolün kokusunu alıştırmak istiyorlar, ileride her biri sakilik yapabilmek için.

İşte durum budur. Bilim bilim diyorlar ama seküler zihniyeti de bilim adı altında altın kâsede böyle yutturmaktadırlar. Bu ifademden bizim bilime karşı olduğumuz manası çıkmasın ha. Biz bilimin merkezindeyiz.  Ne ise gelecek hafta bilim hakkında bir yazı yazacağım inşallah bu konuda geniş malumat veririz.

Elimizi,  sık sık değil beş vakit abdest alırken yıkamalı ve bir de gerektiğinde yıkamalı. Sık sık yıkarsak su israfı söz konusu olabilir.  Su israfından kaçınılmalı. Bir de yaza doğru su sıkıntısı çekmeyelim.  Barajlarımızı kurutursak hastalık artabilir.  Eyyubiler döneminde (h.597) Nil’in su seviyesinin düşmesi fiyat artışına ve vebaya neden oldu.(1)

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:  “Akan bir nehrin kenarında bile olsan, normal bir miktarın üzerinde su kullanman israf olur.” (2)

Ayrıca Cumhurbaşkanımız, virüse karşı mücadele için yedi aylık maaşını bağışlayarak “milli dayanışma” kampanyası başlattı. Zenginlerimiz bu kervana katılacağına inanıyorum. Ancak burada şunu söylememizde fayda vardır:  Bu virüsten ders alıp, sosyal adalet şarttır. Bunun için; bir yasa çıkartılıp bazı bürokratların, bazı belediye başkanların, haksız olarak üç- beş yerden maaş alması önlenmeli, ihalelerde yolsuzluğa son vermeli, bir geçede milli piyango ile veya borsa yoluyla zengin olma devri bitmeli, 10.000 TL’den fazla maaş alan memurların ve bürokratların Temmuz 2020 maaş zammı Sosyal dayanışma fonuna yatırılmalı. Millet vekillerin maaşlarına bir sene zam yapılmamalı.

Sonuç olarak diyoruz ki  coronaya karşı mücadelede başarılı olabilmek için

kara kapitalizmden vazgeçilmeli. Israr edilirse alınan geçici tedbirlerin pek bir faydası olmaz. Önce kara virüsü yenelim ki coronadan kurtulalım. Çünkü bu virüs kara düzenin insanlığa mirasıdır. Ne dersiniz, çare bu değil mi?

Kaynaklar:

1. İslam İktisat Tarihine Giriş, Dr. Fuad Abdullah el-Ömer, Çeviri: Prof. Dr. Âdem Esen, s.92

2.İbn Mace, Taharet, hadis No:  48.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Sadık Küçükhemek Arşivi