Özcan Dalgıç

Özcan Dalgıç

Çocukları Zehirleyen Aile Modelleri - 2

Çocukları Zehirleyen Aile Modelleri - 2

Geçen haftaki yazımızda, çocukları zehirleyen aile modellerinden bahsetmiştik. Bugünün çocuklarının, yarının genci, yetişkini olduğunda yetiştirilme modelinin tatlı veya acı meyvelerini yemeye başlıyor. Bu meyveleri sadece kendisi yemiyor, ailesinden başlayıp tüm topluma dağıtıyor. Çocuklarımızla en çok ilgilenmemiz, onların geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etmemiz gereken yaş dönemi 0-6 dönemi ile ilkokul dönemidir. Bunun için ağır bedeller ödemeden, çocuklarımızı iyi yetiştirmek için çabalamalıyız.

Otoriter ve Baskıcı Aile Modelinde, İlgisiz, Kayıtsız Aile Modelinde, Aşırı Koruyucu, Fanus ve Helikopter tipi aile modellerinin bahsetmiştik.

Bu haftaki yazımıza ise dengesiz - tutarsız - müsamâhakar aile modeliyle başlıyoruz. Çocuğun davranışlarına, eğitimine anne ve babanın bakış açıları birbirinden farklıdır. Genellikle genç ebeveynlerde, ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür. Genellikle baba otorite ve baskıcı iken, anne koruyucu bir tavır sergileyebilir. Günümüzde ise bu rollerin değişmekte olduğunu görebiliyoruz. Birisinin ak dediğine, diğeri kara demesi, çocuğun nasıl yetiştirileceğine ortak bir karar vermemelerinin sebebi, farklı kültürde, aile modellerinde yetişmeleri yanısıra, farklı karakterlerinin olması etkilidir. Çocuk anne ve baba arasındaki farklı yaklaşımlardan dolayı kime göre ve nasıl hareket edeceğini bilemez. Çocuğun yanında eşler birbirini devamlı eleştirip, tartışırlar. Çocuk belli bir süre sonra anne-babayı çözüp, farklı taktikler, ajitasyonlar geliştirebilir. Kim daha yumuşak karın ise isteklerini daha çok ona yaptırmaya çalışır.

Bu modelde yetişen çocuk inatçı, asi ve hırçın olabileceği gibi içine kapalı ve pısırıkta olabilir. Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir. Çocukta yalan söyleme gibi davranış bozuklukları başlama ihtimali yüksek olup, tutarsız, kaygılı ve güvensiz bir kişilik sergileyebilirler. İlerleyen yaşlarda, çevresindeki insanlara güvenmekte zorluk yaşarken, karar vermede güçlük yaşayabilirler.

Mükemmeliyetçi aile modelinde, bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarını akademik, sosyal, sanatsal ve sportif her alanda kusursuz olmasını beklerler. Kendilerinin gerçekleştiremediği şeyleri, çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. Aile beklentilerinin karşılaması için çocuğu yoğun bir eğitim sürecine tabi tutar. Çocuk sınavlardan 95 alsa bile niye 100 almadın diye devamlı sıkıştırırlar. Çocuktan beklentiler yaşının ve kapasitesinin üzerindedir. Çocuğun arkadaşlarının seçimi de aileye aittir. Çocuk devamlı anne babanın oluşturduğu kalıba uymak zorundadır. Çocuk istenileni yapmadığı taktirde, aile çocuğa karşı aşırı disiplinin yanısıra şiddete başvurulabilmektedir. Veya aile çocuğa istediklerini yaptırabilmek için, şiddet yerine devamlı duygu sömürüsü yapabilir.

Çocuk, başarılı olmak, kendini ailesine ispat etmek adına çocukluğunu yaşayamaz. Aşırı titiz ya da tam tersi dağınık çocuklardır. Hep daha fazlası istendiği ve eleştirildiği için kendilerine güvenleri yoktur. Başarısızlığa uğradıklarında kolayca hayal kırıklığı yaşarlar. Yanlış yapmaktan korkarlar ve hep en iyisi olmaya çalışırlar. Kendileri ve kurallar arasına sıkıştıkları için sürekli bir iç çatışma içindedirler. Aileden gelen baskı yüzünden, kendinden taviz vererek aileyi mutlu etmeye çalışırlar ve bu yüzden mutlu olamazlar. Kendi hayalleri ve hedeflerine doğru hareket edemezler. Çocukluktan itibaren hemen hemen tüm önemli kararlar aile tarafından alınan çocuk, ergenlikte ve yetişkinlikte üniversite, evlilik gibi kararları da isteyerek veya istemeyerek aileye bırakmak durumunda kalır.

Aşırı hoşgörülü aile modeline göre hareket eden aileler, çocuk merkezli hareket ederler. Bu tür ailelerde, çocuğun yaptığı her şey hoş görülür ve çocuk aşırı özgür bırakılır. Çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği anlatılmaz. Hiçbir zaman kesin kurallar belirtilmez. Çocuğun tüm aşırılıklarına, yaramazlıklarına bile serbestlik tanınır. Çocuk kendisine ve çevresine zarar verebilecek davranışlarda bile etkili denetimden uzaktır, uyarılmaz. Kuralsız bir ev yaşamından sonra, çocuk okul kurallarına uyum sağlamakta zorlanır. Şımarık tavırları nedeniyle, arkadaşlarıyla oyun oynamakta zorlanır. Oyun içerisinde devamlı problem çıkardığı için arkadaşları tarafından dışlanır. Çocuk tamamen haz odaklı, maddiyatçı bir yaklaşım ile yetiştirilir ve aile çocuk her ne isterse alırlar, ne isterse verirler. Onu mutlu etmek ve ağlamaması için her şeyi yaparlar. Çocuk bir süre sonra anne babasını denetimi altına alır, onları tehdit ederler. İstediği olmayınca da tehditlerini uygularlar.

Her isteklerini yaptırmayı alışkanlık haline geldiği için zamanla kural tanımazlar. Eleştiriye açık olmadıkları için kendilerini geliştiremezler. Devamlı birilerinden hizmet beklerler. Herkese tahakküm kurmaya çalışırlar. Şımarık, bencil, kırılgan, sabırsız ve saygısız olurlar. Her istediğini elde ettikleri için belli bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Sosyal ortama girdiklerinde ve her dediklerinin olmadığını gördüklerinde hayal kırıklığına uğrar, kendi kabuklarına çekilebilir. Toplum tarafından dışlandıkları için asosyal ya da agresif olabilirler. Her iki yazımızda gördüğümüz gibi mutsuz, başarışız, problemli çocuklar, ailelerin eseridir. Bu eseri ortaya koyan aileler, yaptıklarının ve karşılaşacakları sorunun farkında değildirler. Maalesef ki, eğitimcilerden ve uzmanlardan gelen uyarıları da dikkate almamaktadırlar. Çocukları zehirleyen aile tutumuna sahip ailelerin genel argümanı ve savunması, herşeyi çocukları için yaptıklarıdır. Çocuk yetiştirme noktasında daha bilinçli hareket edebilsek, okusak, araştırsak, çevremizde gördüklerimizden ders çıkarsak. Mutlu ve başarılı bir çocuk yetiştirmenin yolu, bilinçli aileden geçer. Sağlıcakla kalın…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özcan Dalgıç Arşivi