Çocuklar dille birlikte kültürünü de öğrenecek

Çocuklar dille birlikte kültürünü de öğrenecek

Makedonya Balkan Üniversitesi Rektörlüğü Basın Danışmanı Esat Ergener ve Yazar Ömer Faruk Yelli çocuklar için İngilizce dil kitabı kaleme aldı. Ergener, “Projeye başlarken hem İngilizce öğretmeyi, öğretirken de kendi kültürümüzü hatırlatmayı amaçladık” de

Türkiye’nin yabancı dil öğrenme konusunda düşük olduğu biliniyor. Bu konu üzerine Makedonya Balkan Üniversitesi Rektörlüğü Basın Danışmanı Esat Ergener ve Yazar Ömer Faruk Yelli çocuklara özel ‘İngilizce Öğreten Hikâye Seti’ adlı kitabı kaleme alarak, dil eğitimi konusunda Türkiye’de atılım yapmayı planlıyorlar. İlk dil kitaplarını kaleme alan Esat Ergener, çocuklara Türk kültürünü öğreterek dil eğitimi sağladıklarını söyledi. 

2-2-1.jpg

KENDİ KÜLTÜRÜMÜZÜ HATIRLATMAYI AMAÇLADIK

Dil kitabını kaleme almak için 4 yıl boyunca çalıştıklarını belirten Esat Ergener, eserin Türk kültürünü yansıttığını dile getirdi. Ergener, “İngiliz Dili ve Edebiyatında eğitim görürken beraber okuduğumuz ve bu projeyi beraber yürüttüğümüz Ömer Faruk Yelli Bey ile bir heves olarak İngilizce yazılan kitapları inceliyorduk. Daha sonra dedik ki, ‘Bizim kültürümüz ile ilgili neden bir İngilizce çocuk kitabı yok’ ve bu proje doğmuş oldu. Bu fikir oluştuktan sonra ise çok ciddi bir çalışma yapmaya başladık. Projemiz yaklaşık 4 yılın ardından belli bir noktaya geldi. Kitabımız içerik olarak bizim kültürümüzü yansıtmasının yanında, aktiviteleri, kelime öğretmesi gibi özellikleriyle de örnek bir kitap oldu. İlk deneyimimiz ve ilk baskımız olduğu için elbette ufak tefek eksikliklerimiz oldu. İnşallah ilerleyen süreçte bu eksiklikleri de gidermiş olacağız. İngilizce öğrenmek için piyasada birçok kitap var malumunuz. A2 ve B1 seviyesinde, yani 7 - 8 - 9 - 10. sınıflara hitap eden de onlarca kitap bulunmakta. Biz bu projeye başlarken hem İngilizce öğretmeyi, öğretirken de kendi kültürümüzü bir kere daha hatırlatmayı amaçladık. Kitabımız "native" diye tabir ettiğimiz, anadili İngilizce olan 5 farklı kişi tarafından incelenerek bugünkü haline geldi. İçerisinde olan karikatürleri ünlü karikatürist Yüksel Akman çizdi. Kısacası her noktası ilmek ilmek işlendi. Tüm bunları söylememizin sebebi ise şu, İngilizceyi öğretmek, sevdirmek isterken doğru ve kati yapmak istedik. Belki de projemiz de bundan dolayı kısmen gecikerek çıktı” diye konuştu. 

2-1.jpeg

İNGİLİZCE ÖĞRETİRKEN AYKIRI ANLATIYORUZ

İngilizce öğretirken aykırı davrandıklarını dile getiren Ergener, İngilizce öğrenmeye kelime öbeği ile başlanması gerektiğini söyledi. Ergener, “Dil öğrenmek ya da öğrenebilmek benim görüşüme göre genetik bir unsuru da barındıran geniş perspektifli bir durum. Türkiye'de dil öğrenmenin çok yaygın ama etkisiz olmasının bir sebebini de bu görüyorum. Bunun yanısıra, metodoloji olarak da bir yanılgı içerisinde olduğumuz kanaatindeyim. Yeni konuşmayı öğrenen bir bebeğe biz nasıl cümlenin ögeleri ile başlamıyorsak anadilini öğretmeye, İngilizceyi yeni öğrenen bir öğrenciye de gramer öğretmek 2. planımızda olmalı. Önceliğimiz kelime, kelime öbeği olmalı diye düşünüyorum. Konuşma İngilizcesini geçin, Türkçe'de dahi konuşurken cümle yapısına dikkat ederek kaçımız konuşuyor bunu sormalıyız. Dolayısıyla Ömer Faruk hocam da ben de İngilizce öğretirken biraz aykırıyız. Bu kitapta da metin kadar aktivite ve içerik olmasıyla bunu pekâlâ görebiliyorsunuz” şeklinde konuştu. 

GENÇLER KENDİLERİNİ KEŞFETSİNLER

Dil konusunda kendini geliştirmek isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Ergener, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Gençlerimizden istediğim kendilerini keşfetsinler. Gençlerimiz fabrikadaki herhangi bir malzeme gibi değiller ki hepsinden aynı ürünü bekleyelim. Nebevi metodu da göz önünde bulundurarak kendilerinin nasıl en iyi öğrendiğini bulsunlar. Bugün kelime ezberlemenin veya öğrenmenin 7-8 farklı metodu var. En iyi metodu kendileri için keşfetsinler. Sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Kulaklarının aşina olması için çokça yabancı müzik dinlesinler, altyazılı film ve dizi izlesinler, kelimelere ve cümle yapısına aşina olmak için çokça kitap okuyup bulmaca çözsünler. Kısaca önce kendilerini keşfetsinler, akabinde kendilerine güvensinler. En nihayetinde yabancı dili hiç kimse doğuştan öğrenmiyor. Bir öcü de değil, imkânsız bir şey de değil. Kısaca şunları ifade edebiliriz ki, biz Müslümanlar olarak akıllı olmak mecburiyetindeyiz. Zira başka hiçbir dinde yoktur 2 günü denk olanın ziyan olacağı. Dolayısıyla biz yaptığımız her şeyi hak rızası için yapmaya, insanlığa, İslam alemine, ülkemize, şehrimize faydası olacak şekilde olmasına gayret etmeliyiz. Dolayısıyla, biz de pekâlâ dünya klasiklerinden birkaç eseri alıp çevirerek, biraz da farklılık katarak bir çalışma ortaya çıkarabilirdik. Ancak dedik ki bu dili öğrenmek için bir eser alacak kardeşimiz aynı zamanda kendi tarihini de öğrensin. Bundan sonra başka eserlerimiz olacak mı, inşallah. Emin olun onları da bu düşüncelerle çıkaracağız. Bu minvalde bize destek veren herkese çokça teşekkür ediyoruz.”

ALİ GÖZEN 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum