Çınar’ın gölgesindeki tiyatrocular

Çınar’ın gölgesindeki tiyatrocular

Çınar Sanat Atölyesi Derneği üyesi amatör tiyatrocular, 2001 yılında Dünyanın ortasında bir cep tiyatrosu slagonuyla çıktığı tiyatro yolculuğuna her geçen gün biraz daha büyüyerek devam ediyor.

Atölyenin tohumları 2001 yılında atılır. O yıl Konya Kültür Müdürlüğü tiyatro ve diksiyon kursu açar. Birçok tiyatro sever, o tarihlerde Konya Devlet Tiyatrosu sanatçılarından olan, şu an ise Bursa Devlet Tiyatrosunda görev yapan Ömer Naci Topçu’nun verdiği bu kursa akın eder. Bu kursa katılanlar, zamanla ortak noktalarının tiyatro olduğuna karar verir. Tiyatro sevgisi ile bir araya gelen bu kursiyerler, kendi küçük cep tiyatrosu atölyelerini kurar. Günlük yaşamlarından arda kalan zamanlarda aldıkları eğitime güvenen amatör tiyatrocular, oyun sahneleme kararı alır. Grup, aldıkları eğitimin atölye çalışması olarak Nazım Hikmet Ran’ın şiirlerinden oluşan “Şeyh Bedrettin Destanı” adlı bir dinleti ile Devlet Tiyatrosu ve İl Halk Kütüphanesi sahnelerinde ilk temsillerini verir. Bu şekilde bir yıl geçer. İkinci yılda ise gruba yeni katılımlar olur. Yeni oyunlar sahnelenmeye devam eden amatör ruhlu tiyatrocular, İrlandalı oyun yazarı Sean O’Ceasy’in yazdığı “Sağlık Yurdu” adlı oyununu sahneler. Zaman ilerledikçe yeni kursiyer katılımları olur. Adeta, tiyatroyu seven ama sevdiği işi yapamayan herkes atölyeye akın etmektedir. Katılımlar devam ederken, diğer bir yandan oyun temsillerine de devam ederler. Oluşumunun üçüncü yılında, geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan ekip, Konya Büyükşehir Belediyesi’nden gelen teklifi değerlendirerek, “Türkmen Düğünü” adlı oyunu daha geniş izleyiciye sergiler. Artık sanat faaliyetleri anlamında Çınar Sanat Atölyesi geniş kitlelere adını duyurmayı başarmıştır. 2005 yılına gelindiğinde ise Atölye varlığını resmileştirerek Çınar Sanat Atölyesi Derneği adını alır. Bu arada derneğin üye sayısı da 50’yi bulur. Şimdilerde Konevi Türbesi Sokağı üzerinde kendi imkânları ile kiraladıkları mütevazı bir binada cep tiyatrosunu yaşatıyorlar. Üstelik, atölyenin her türlü gelir- gideri üyelerden toplanan aidatlardan sağlanıyor. Her hangi bir gelirleri yok. Bu işten dolayı bir kazançları da yok. Ama onlar aşığı oldukları tiyatroyu 4 metrekarelik sahnede, 20 kişilik seyirci kapasiteli salona derme çatma ses ve ışık imkânları ile icra etmeye devam ediyor. Derneğin üye portföyü de çok geniş. Neredeyse her meslekten insan var. Pazarlamacısından marangozuna, itfaiyecisinden perdecisine, öğrencisinden emeklisine, bankacısından oto galeri sahibine, muhasebecisinden mali müşavirine kadar birçok meslekten insan tiyatro için bu çatı altında birleşmiş. Tabi her aşkta olduğu gibi bu aşkta da büyük sıkıntılar yaşanmış. İlk başladıkları zaman ne bir sahneleri, ne de bir salonları varmış. İlk kirasını kendi ceplerinden ödedikleri bugün ki yerlerini tutmuşlar. Daha sonra sıra bir sahne ve salon oluşturmaya gelmiş. Bu konuyu da kendi imkânları ile halletmişler. Sahneyi, marangoz Mehmet Sarıyıldız yapmış. Perdesini Derneğin de Başkanı olan perdeci Adnan Alkan dikmiş. Bugün cep tiyatrosu alanında Konya’da tek olan Çınar Sanat Atölyesi Türkiye’de de bir elin parmaklarını geçmeyen kurumlar arasında.
“Bir firmada pazarlama departmanında çalışıyorum. Çınar Sanat Atölyesi Derneği’nde de başkan yardımcılığı görevinde bulunuyorum.” diyen Ferhat Üstün, “Biz burada tiyatroya ilgisi olup ta okuyamayan veya tiyatrocu olamayan insanları bir çatı altında topluyoruz. Çünkü Konya’da bazı kesimlerin sosyal hayatın olmamasından dolayı eleştirmesi bizi bu yöne itti” dedi. İlk başladıkları zaman imkânsızlıkların hat safhada olduğunu ifade eden Üstün, “Ne salonumuz, ne dekorumuz ne de sahnemiz vardı. Her şeyi kendi imkânlarımızla oluşturduk. Büyük sıkıntılar çektik. Ama tiyatro aşkımız sayesinde sıkıntılara katlandık ve üstesinden geldik” diye konuştu. Amaçlarının genç arkadaşları zararlı ortamlardan uzak tutmak ve boş vakitlerini sosyal bir aktivite ile değerlendirmelerini sağlamak olduğunu belirten Üstün, bunun için drama,  diksiyon kursları da düzenlediklerini, isteyen herkesin katılabileceğini kaydetti. Tiyatroya olan ilgisinin çocukluktan başladığını vurgulayan Derneğin Drama Öğretmeni Nebahat Eren, “Normal yaşamında Matematik öğretmeniyim. Ama tiyatroyu daha çok seviyorum. 7 yıldır Çınar Sanat Atölyesindeyim. Kurucularındanım. 9- 15 yaş grubu çocuklara drama dersi veriyorum. Konya’da böyle bir şey yapmak zor oluyor. Ama tiyatroyu seven yeni bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Ben de çocukluğumdan beri tiyatroyu hiç bırakmadım. Ortaokulda lise de hocalarımı taklit ederdim.” diyen Dernek üyesi Emekli Öğretmen Perihan Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Hep oyuncu olmak istedim. Hep böyle bir fırsat aradım. Sonra bir gün tesadüfen kız kardeşim aracılığıyla burayı buldum. Kendimi şanslı hissediyorum. Dışarıda benim gibi tiyatroculuk yapmak isteyip de yapamayan nice insan var. Burada olmaktan müthiş derecede mutluyum. Buraya gelirken başka bir yere giderken kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum. Burada oğlum yaşanda arkadaşlar var. Ama ben onlarla aynı yaştaymışım gibi hissediyorum kendimi. Gençleri böyle yerlere çekmeliyiz. Bu tür yerlerin sayısı çoğalmalı” şeklinde konuştu. 
Normal hayatında itfaiyecilik yapan Aziz Çakmak ise, tiyatroya olan aşkını şöyle anlatıyor: “Normal hayatımda itfaiyeciyim. Ama sahneye çıkınca ne olmak istiyorsam oyum. Biz bu işi aşk ile yapıyoruz. Her hangi bir kazanç sağlamıyoruz. Bu da bizim farkımızı ortaya koyuyor.”  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.