'CFR'ye hesap verdik, borç para aradık

'CFR'ye hesap verdik, borç para aradık

Milli gazete, "Sıcak paranın yavaş yavaş kaçtığını gören hükümetin, yeni borçlar bulmak ve yabancı yatırımcıları Türkiye'den gitmemeye ikna etmek için küresel rantiyenin kapısını çaldığını" yazdı.

CFR'nin onur konuğu olarak gitti, küresel rantiye şirketlerini iknaya çalışıp sıcak para aradı... Medya bu anlamlı ziyarete yine sütunlarını kapadı.

Yahudi lobisinin en önemli kuruluşlarından CFR’nin (Council on Foregin Affairs-Dış İlişkiler Konseyi) 4-7 Mart tarihlerindeki yıllık kurumsal toplantısına “Onur Konuğu” olarak katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, hem Citibank ve Goldman Sachs gibi küresel rantiye şirketlerine, “Türkiye, ekonomik dinamizm ve siyasi istikrar açısından gelecek için umut vadeden bir ülke, gelin yatırım yapın” mesajını verdi, hem de yabancı yatırımcılar için referans niteliğinde olan CFR’nin desteğini almaya çalıştı.

Cfr’ye hesap verdik!

Başbakan Davutoğlu, CFR’de “sözlüye kalkmış bir öğrenci” gibi Siyonist lobinin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, “Onur Konuğu” olarak katıldığı programın moderatörü CFR Başkanı Richard N. Haass’ın iç güvenlik paketine dair sorusunu yanıtlayıp, “komşularla sıfır sorun” hakkında açıklamalarda bulundu.

Haass, Türkiye’nin iç meselelerine dair soruların ardından daha da ileri giderek, Davutoğlu’na, “Rusya ile ilişkilerinizde sorun yoksa, bu bir sorun. Türkiye’nin Rusya’dan tam bağımsız hareket ettiğini savunuyorsunuz ama bizim buradan gördüğümüz doğalgaz ihtiyacınızın yüzde 60’ını Rusya’dan karşılıyorsunuz. Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’da sebep olduğu sorundan dolayı izole edilmesini istemiyor” suçlamasında bulunabildi.

ABD’nin faizleri arttıracağını açıklamasından sonra sıcak paranın yavaş yavaş kaçtığı Türkiye, yeni borçlar bulmak ve yabancı yatırımcıları Türkiye’den gitmemeye ikna etmek için küresel rantiyenin kapısını çaldı.

Olması gereken...

2002’den beri IMF dayatması “düşük kur-yüksek faiz” politikasını uygulayan Türkiye, adeta sıcak para cennetine döndü. Türkiye, dünyadaki likidite bolluğunu fırsat bilerek ihtiyacı olan kaynağı yüksek faizle borçlanarak küresel rantiyeden temin etme yolunu seçti. Yüksek getiriyi gören sıcak para, Türkiye’ye akın ederken, üretim yerine tüketime harcanan “borç” paralarla geçici bir büyüme sağlanabildi. ABD Merkez Bankası’nın faizleri artırma açıklamasıyla birlikte Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden çıkmaya başlayan sıcak para, borçla dönen Türk ekonomisini zora soktu. Bunu “nihayet” gören hükümet, kaçan sıcak parayı ve küresel rantiyeyi yeniden ülkeye çekebilmek için “güven turu”na çıkabildi sadece. Halbuki olması gereken, borçlanma ve tüketime dayalı ekonomik yapının yerine üretimi ve sıcak para yerine milli kaynakların kullanımını ön plana almak olmalıydı.

Milli Gazete
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.