Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Çelişen mealciler

Çelişen mealciler

Kendilerini Müslümanlardan hatta Hz. Rasulullah’tan (sav) bile daha akıllı olarak gören mealci tayfası sadece ehli Sünnet Müslümanlarla değil nihayet kendi aralarında da çelişmeye başladıklarını görmeye başladılar.

Hele içlerinde bir kaçı var ki kendileri ile bile çelişik.

Müslümanların yaşadıkları Ehli Sünnet İslam’ını uydurulmuş din olarak yaftalayıp Müslümanlarla çeliştiklerinden daha fazla birbirleriyle çeliştikleri artık zamanımızda iyiden iyiye gün yüzüne çıkmaya başladı.

Yanıldık demek sadece siyasilere mahsus bir şey değilmiş ve meâlciler de yanılırmış.

Birisi Meal okuyun demeye devam ederken, bir diğeri artık meal okumayla bu iş olmuyormuş tefsir okuyun demeye başlamış.

Hz. Peygamberden (sav) rivayet edilen Sahih Hadisleri toptan red edenler Sahih Hadis vardır diyenlerle çelişmeye başladılar.

Sahih Hadisler konusundan ortaya sayı hesabı konduğunda çelişenlerin sayısı da hayli fazla.

3 veya 5 hadis kabul edenlerden 10 ila 20 hatta birkaç yüz hadis kabul edenlere kadar çelişmeleri gün yüzüne çıktı.

Kur’an-ı Kerim meselesine gelince iş daha da bir açığa çıkmış durumda:

Meali Kur’an-ı Kerim zannedenler ile Kur’an-ı Kerim ayetlerinin 2 kapak arasına alınıp Mushaf haline getirilmesi konusunun hangi zamanda yapıldığına ilişkin ortaya koydukları çelişkiler ise kargaları bile güldürecek cinsten.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinin meallerini bile yanlış anlayarak satır satır yazılı olarak nazil olduğunu iddia edenlerden Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamber (sav) zamanında Mushaf haline getirildiğini iddia edenlere kadar çok farklı görüşler duymaya başladık.

Asıl ve en büyük büyük çelişkileri ise Kur’an-ı Kerim’i okumak ve anlamak meselesinde ortaya çıktığı görülüyor.

Okudukları Kur’an değil de meal olunca kimin meali alınacak kimin meali okunacak tam bir dert.

Meallere karşı, mezheplere ve özelikle de tarikatlara karşı olmalarına rağmen etrafında kümeleştikleri hocaları(!) tarafından yazılan veya yazdırılan ve kısmi azamisi sadece para kazanmak için yazılmış olan ve okudukları meale göre gruplara ayrılmış olan meâlcilerin Kur’an-ı anlama konusunda sadece başka gruplarla değil kendi kendileri ile çeliştikleri de ortaya çıktı artık.

Bunların Müslümanları eleştirmek için iddia ettikleri en önemli argümanlardan birincisi ile başlayalım.

Kur’an-ı Kerim’deki en çok yanlış anlaşılan ayetlerden biri olan ve Kur’an-ı Kerim’i her okuyanın anlayabileceğini zannettikleri ayet aralarındaki çelişkinin temelini teşkil etmektedir.

Özellikle Kur’an-ı Kerim’i bir yana bırakın Kur’an zannederek okudukları meallerdeki kelimelere verilen yanlış manalar boylarını aşmış durumdadır.

Mesela her okuyanın hiçbir sıkıntı yaşamadan ve özellikle dil konusunda hiçbir müşkül yaşamadan ve de kafalarında hiçbir soru işareti oluşmadan basitçe ve kolayca anlayabileceği bir kitap olan Kur’an-ı Kerim’i neden bu kadar çok mealinin yazılmış olmasını açıklamaktan aciz kalmaktadırlar.

Yine kendi aralarında çelişkiye düştükleri bir diğer husus bu kadar kolay anlaşılır dedikleri Kur’an-ı Kerim’i nazil olduğu andan itibaren bu güne kadar gelip geçen Müslümanlardan özellikle yalancılık ve iftiracılıkla suçladıkları Sahabe ve Tabiin (ra) neslinden bu güne kadar gelip geçen tüm Müslümanların Kur’an-ı Kerim’i yanlış anladıklarını ve yanlış uyguladıklarını iddia etmeleridir.

Dikkatli bir insan yukarıdaki kolay anlaşılan Kur’an iddiası ile 1400 yıldır Müslümanların Kur’an-ı yanlış anladıkları iddiasının birbiri ile çeliştiğini görecektir.

Ama gelin görün ki insan meali Kur’an-ı Kerim zannedince bu iki argüman arasındaki açık ve mutlak çelişkinin farkında olamıyor.

Müslümanlara beyinlerini kiralıyorlar veya akıllarını kullanamıyorlar diye bühtanda bulunanların ne hale düştüklerini görebiliyor musunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi