Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Cehennemden âzâd olmak

Cehennemden âzâd olmak

Cenâb-ı Hakk günahta ısrarcı olmayanlar için onları gidermek ve tertemiz olmak adına kulların önüne bâzı fırsatlar koymuştur. Samimi olarak dua ve niyazlarla, tevbe ve istiğfâra yönelmek şansını tanımıştır. Eğer kul isterse, yanlışından dönerse, Rabb’inden hâlisâne olarak yalvara-yakara günahlardan affını tâlep ederse, Allah Teâlâ günahları affedeceğini çeşitli âyetlerinde bildiriyor.

 

“Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sâhibidir. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allâh'a döner.” (Furkan, 70-71)

Yüce Rabb’imiz günahların affedilmesi, tevbe ve istiğfarların kabul edilmesi adına bâzı özel vakitleri, seçkin zaman dilimlerini yâni mübârek ayları, mübârek gün ve geceleri kullarına sunmuştur. Bu seçkin zaman dilimleri içersinde senede bir defa gelen Ramazan ayı, Ramazan ayı içinde de kutsal kitâbımız Kur’ân-ı Hakîm’in semâlar âleminden dünya âlemine indirildiği mübârek Kadir gecesi gibi bir gecemiz vardır ki, o gece bin geceye bedeldir.

Peygamber Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm; ‘Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azâd olmaktır.’ Buyuruyorlar. (Et-Terğib-Ve’Terhib, II, 94-95) ‘Yanmak’ mânâsına olan Ramazan ayında, icra edilecek pek çok hayırla, her zamankinden daha fazla ifâ edilen ibâdetlerle, bolca yapılan tevbe ve istiğfarlarla günahların yanıp, yok edilmesi amaçlanır.

Bizler İslâm’a inanan Müslümanlar olarak faydalar ayı, hayırlar ayı, af ve mağfiretin bol olduğu şu güzel Ramazan ayını lâyıkı vechile idrak ederek içindeki o birbirinden sevâbı bol olan hassalarından istifâde etmeyi arzu ediyoruz. İnanan insanlar olarak hepimiz yüce Yaratan’dan mübârek Ramazan ayında günahlarımızdan arınmış olarak cehennemden âzâd olmayı, cennete ve onun güzel nimetlerine erişebilmeyi ama her şey bir yana cemâlullah ile şereflenmeyi cânı yürekten isteriz.

Efendim farkında olalım, olmayalım ömür takvimi bir bir işliyor. Her gün her gün biten günler bizi ebedî âkibetimize doğru yaklaştırıyor. Kaçamayacağımız bir hayâta doğru yol alırken içinden hiç çıkmayacağımız ahret âlemi adına imkan varken, fırsat eldeyken hazırlık yapmamız gereklidir. Bu akıllı olan her Müslüman’ın tefekkür etmesi gereken bir hakikattir.

Bilindiği gibi, Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek sünnettir. Ve bizlerde son on günün içindeyiz. “Hz. Peygamber (s.a.s.) Ramazan ayının son on günü girince elini eteğini toplar, geceyi ihyâ eder ve ev halkını uyandırırdı” (Buhârî, Kadir 5). Yine Hz. Âişe (r.a.)’den şöyle rivâyet edilmiştir: “Hz. Peygamber, Ramazanın son on gününde vefatına kadar itikâfa girdi. İrtihalinden sonra da zevceleri itikâfa devam ettiler.” (Buhârî, İtikâf 1)

O halde mübârek Ramazan ayının sonlarına doğru yaklaştığımız şu demlerde bilhassa “itikaf” hasletine bürünerek kendimizi tertemiz olarak Rabb’imize sunabilmemiz için çokça hâlisâne, samimâne tevbeler etmeli, pişmanlık içinde gözyaşlarıyla Allah Azze ve Cell’den affımızı niyaz etmeliyiz. Umulur ki cehennem den âzâd edilenler arasına gireriz.

Dünyâda yaşarken esas hayâtın ahret hayâtı olduğu gerçeğinden hareket etmeliyiz. Bâkî olana bâkî -yâni kalıcı- amellerle gitmek gerekli. Tüm yararlı-yararsız işlerimiz ve davranışlarımızla, hem bedenimiz hem rûhumuzla en sonunda O Kâdirî Mutlak’ın huzûruna gideceğiz. Bu net ve gerçek! Eli boş gidilmez muhakkak gideceğimiz asli vatanımıza, değil mi? O halde hepimiz bize asli vatanımızda ne lâzımsa onlara yönelmek durumundayız. Cenâbı Hakk buyuruyor ki: “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allâh’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.” (Bakara, 156)

İçinde bulunduğumuz mübârek Ramazan ayı günah kirlerinden arınıp yüreklerin ve ruhların tertemiz bir hâle gelmesi, cehennemden âzâd olanların arasına girebilmemiz için uygun bir zemindir. Fırsatı kaçırmayanlardan, günlerini salih amellerle geçirenlerden neticede cehennemden âzâd olanlardan ve cennet nimetlerine erenlerden olmamız dileğiyle…

En güzele emânet olun efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi