Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bülbül gibi ötmek

Bülbül gibi ötmek

15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasından sonra başta demokrasi nöbetleri tutuşan meydanlarındaki konuşmalar olmak üzere, gazete haberleri ve televizyon programlarındaki geçmişe dönük açıklamalar olduğu kadar emniyet ve savcılık ifadelerinden basına yansıyanları görmüş olmalısınız.
15 Temmuz'dan  sonra meydanlarda, gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında veya sanal alemde, sosyal medya mecralarında bülbül gibi ötenlere baktıkça, bunları kendi içinde ayrıca bölümlere ayırmak üzere 4 ana gruba ayırmak gerekir diye düşünüyorum.,
Bülbül gibi ötenlerin birinci bölümü kırk yıl FETÖ içinde kaldıktan sonra gerek 17/25 Aralık öncesinde veya sonrasında bu fesat yapılanmasından ayrılanlardır.
Şu ekran senin bu ekran benim diyerek günü birlik gezdikleri ekranlarda FETÖ'den ayrıldıklarını sık sık vurgulayan bu kesimin kısmı azamisinin açıklamalarına bakılınca, “Ben şunu şöyle görmüştüm, ben şuna şöyle şahit olmuştum, ben şunu şöyle uyarmıştım veya ben şu tarihte FETÖ ile bağımı koparmıştım” sözlerinden öte çok da dişe dokunur bir şeyler söylemediklerini göreceksiniz.
Bülbül misali ötenlerin ikinci kısmı fırsattan istifade diyerek FETÖ üzerinden İslami cemaat ve gruplara veryansın eden özellikle akademik takılan gruptur.
“Allah’ın(cc) kitabı olan Kur'an-ı Kerim ortada dururken başka sözleri takip etmenin ne gereği var” diyerek Başta Hz. Peygamber(sav)in sahih sünneti ve hadisleri red eden bu grubun fırsat bu fırsat diyerek 1400 yıllık sahih sünnet ve İslam’ın irfan ve kültür birikimine saldırması da aynen FETÖ misali dış kaynaklı bir proje olmasından ileri gelmektedir.
FETÖ'nün gerçek yüzü 40 senede ortaya çıkmış olmasına karşın, bu sapık düşüncelilerin, başka bir Siyonist projenin ateşine odun taşıdıkları gerçek yüzleri bu günlerde tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Bülbül kesilen üçüncü kesim siyasetçisinden futbolcusuna, iş adamından diyanet işleri mensuplarına, üniversite görevlilerinden STK denen, vakıf, dernek başkanlarına kadar geniş bir kesimdir.
Daha düne kadar FETÖ tarafından Abant benzeri toplantılarda seyahat giderleri karşılanan ve hatta öve öve bitiremedikleri CİAMAT tarafından okyanus ötesine FETÖ elebaşısı ile görüştürülmeye götürülenlerdir.
FETÖ elebaşısının büyüklük(!) vasıflarını sayanlardan, elebaşının ayakkabısına varıncaya kadar ne var ne yoksa hepsini kutsayanlara kadar seyahatten nemalananların, bu telaşlarını ve korkularını anlamak bu günlerde daha bir mümkün hale gelmiştir.
15 Temmuz'dan sonraki günlerde bülbül gibi öten son kesim darbe kalkışmasında bulunan FETÖ'nün sivil ve silahlı kuvvetler mensuplarıdır.
Yakalandıkları andan itibaren maşallah hepsi bülbül kesildiler.
Her ne kadar gazete ve televizyonlarda gözaltı ve mahkûmiyet nedeniyle bizzat kendileri açıklama yapmamış olsalar da, yine gazete ve televizyonların acar muhabirleri sayesinde nerede ise ifadeleri savcılık ve mahkeme safhası biter bitmez günübirlik olarak yayınlanmaktadır.
Cumhurbaşkanının hangi otelde hangi odada kaldığından, Başbakanın kalkışma sırasında izlediği güzergâha kadar. Hatta TBMM'den Külliye'ye, Genel Kurmay Karargâhı'ndan, Polis Özel Harekât Kampüsü'ne kadar bombalamaya katılan hangi uçağın hangi pilot tarafından nasıl manevralarla kullanıldığı milletimiz tarafından birinci ağızlardan öğrenmiş oldu.
Zaman zaman pek çok kişi tarafından bu millet hakkında çok şey söylendi.
Millet ise Allah’ın(cc) lütfu keremiyle sözünü 15 Temmuz'da söyledi.
Bunun ötesi yok.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi