Böyle Olur Sarıkovanlık Düğünü (Özel)

Böyle Olur Sarıkovanlık Düğünü (Özel)

Bulgaristan'ın Varna iline bağlı Sarıkovanlık (Medovets) köyü, ülkedeki en büyük Türk köylerinden biri. Yaklaşık 2 bin kişilik nüfusa sahip köyde, Türk gelenek ve görenekleri kına gecelerinde bir başka yaşatılıyor çünkü birçok...

Bulgaristan'ın Varna iline bağlı Sarıkovanlık (Medovets) köyü, ülkedeki en büyük Türk köylerinden biri. Yaklaşık 2 bin kişilik nüfusa sahip köyde, Türk gelenek ve görenekleri kına gecelerinde bir başka yaşatılıyor çünkü birçok adet Bulgaristan'ın hiçbir yerinde bu denli uygulanmıyor.

Yazın yapılan düğünler, özellikle Ağustos aylarında yoğunlaşıyor. Bu dönemde yapılna düğünler haftada iki adete çıkabiliyor.

Kına gecesinden önce oğlan evinde toplanılıyor. Dışarıdan gelen misafirler faklı farklı bindallılarla süslenmiş kadınları görünce, kendilerini adeta bir masalda hissediyor. Göz kamaştıran desenli elbiseler ve kadınların taktığı zarif kemerler insanı büyülüyor. Kemerlerin bazıları Osmanlı tuğralı, bazıları ise göz alıcı elmas taşlarını andırıyor. Büyüklerine özenen minik kızlar kendileri için dikilen küçük bindallıları giyerek oyunların adımlarını öğrenmeye çalışıyor.

İkindiden sonra damadın evinin önünde geleneksel elbiselerle giyinmiş bayanlar, sıra oluşturacak şekilde karşı karşıya diziliyor ve Yavaş Oyun'la şenliğe başlanıyor. 'Yavaş Oyun' köyde herkes tarafından oynanabildiği için bir anda sokak oyuna katılanlarla dolup taşıyor. Bayanlar, bir eline iğne iplik almış gibi havada dikme işlemini canlandırıyor. El ele tutuşarak büyük bir daire şeklinde oynanan oyunlar ise beraberlik hissini arttırıyor. Bunun dışında Çövecek, Eşerim gibi farklı geleneksel oyunlar da sergileniyor.

DÜĞÜN EVİNE BAYRAK ÇEKİLİYOR

Mustafa Sabri, düğün kâhyası olarak görev yapıyor. Düğün yöneticiliğini 15 yıldan beri sürdüren Mustafa bey, "Düğün evi belli olsun diye evin önüne bir düğün bayrağı koyuyoruz. Bazı bayanlarımız ıraklara gelin gidiyor, ama burda düğünlerini yapıyor ve onun da hanesine bayrak koyuyoruz. Bunu iyi bilecen köy nasıl kurulmuş aynı stilde gidiyor. Evvelden bindallı yokken başka elbiseler varmış keten antari gibi. Küçücuk yavrular anasının giydiği elbiseyi taşıyor." diye bahsediyor.

KARA ZİNDAN EN ESKİ OYUNLARDAN BİRİ

'Kara Zindan' başlıklı türkü çalındığında ise ancak bunu bilen birkaç yaşlı kadın çıkıyor alaya. Kadınlar, zarif hareketlerle dönerken sanki gençliğini hatırlıyor ve oyuna veriyorlar kendilerini. Karşı karşıya ikişer ikişer duran kadınlar, kimi zaman ellerini birbirine vurduruyor, kimi zaman bir elini beline diğer elini ise yukarıya kaldırıyor. Biri bir tarafa, öteki diğer tarafa doğru hareket ediyor ve ortada kesişiyorlar.

"EKMEK KESTİM GENÇLERE, BEREKET GELSİN YİYENLERE"

Yeni çiftin hayatının bereketlenmesi ve uzun ömür temennisiyle, özel yapılmış ekmek ikram ediliyor. Medovets'te, bu geleneğe Ekmek Kesmek deniyor. Bu iş için özel daire şeklinde ekmekler yapılıyor. Üzeri ise tellerle ve çörek otuyla süsleniyor. Hem kızın, hem de damadın yengeleri bir sofra etrafına oturuyor ve ellerine aldıkları bıçaklarla 'düğün ekmeği'ni parçalara ayırıyor. 32 ekmek kesildikten sonra, tepsilerle misafirlere ikram ediliyor. Bereketten istifade etmek için kapış kapış alınan bu dilimler, gerçekten “sıcak ekmek” gibi tüketiliyor.

72 yaşındaki Ayşe teyze, eskiden düğünlerdeki ekmeğin torbalara konarak köylüye dağıtıldığını, şimdi ise geleneğin düğün sahibinin evinin önünde gerçekleştiğini kaydediyor.

"KÖYÜMÜZ PEK ŞANLI, GİYDİKLERİDİR BİNDALLI"

Kına gecesinde giyilen elbiseler sayesinde tarihten kalma modayı görmek mümkün. Çoğu bayan gelin oldukları veya sandıktan çıkardıkları elbiselerle geliyor kınaya. Bazılarının modası 40-50 yıl öncesinden kalma iken, kimisinin ki 20 yıl öncesine, bir başkalarınınki ise 10 yıl öncesine dayanıyor. Zaman değiştikçe giyisiler de değişime uğramış. Adeta canlı bir geleneksel elbise tarihini, etnografi müzesinde seyreder gibi bir izlenim oluşuyor insanda.

Köyde geleneksel kına gecelerinde giyilen elbiseler genellikle kadifeden. Dikiş makinesiyle yapılanlara sırmalı, tamamen el ve göz nuruyla gergefte işlenenlere ise bindallı deniyor. Herkes istediğine göre tercih yapabiliyor.

Kenarlı denen gömlek ise çok eskiden ipekten yapılmış olup, yenilik olarak sadece işlenen yakalar ve yenler eklenmiş. Eşaraplar (çember) farklı renklerde olmakla birlikte yeşil ve mavi olanlar revaçta. Hepsinin kenarları el işlemeli. Son düğünde gelin kendi tercih ettiği bindallı motifinin lale olduğu görülüyor. Bindallının birkaç yerine diktirilen laleler halk için yeni bir imaj oluşturuyor. Birçok genç kızın gözleri bu bindallıda. Bindallı motifine hayranlıklarını gizlemeyenler geleneksel elbisede 'Lale Devri' geldi diye yorum yapıyor.

DAMAT TRAŞINDA DAMADIN SABRI SINANIYOR

Düğün günü damat tıraşı geleneği yerine getiriliyor. Sabah saat 10.00 sıralarında bir gölgelik altına oturtulan damada sakal tıraşı yapılıyor. Yaklaşık 2,5 saat süren sakal tıraşı esnasında damadın sabrı sınanıyor. Biri para vererek damadın belirli oyunları oynamasını istiyor. O da berberin bağladığı beyaz önlüğü çıkarmadan ve yüzü traş köpüklü bir halde çıkıp oynuyor. Bazıları damadı duvarın üzerinde, kimisi evinin çatısında oynarken görmeyi talep ediyor. Mümkün olduğunca kimseyi kırmamaya gayret ediyor damat. Ta ki, baltayla tıraş isteğine gelinceye kadar.

Kör bir balta getiriliyor. Berber duvarda bunu keskinlerken, damadın yakınları işin vahim olduğunu anlayarak, bunu talep eden kişiye 'rüşvet' teklifinde bulunuyor ve karşılığında herkes oyuna davet ediliyor ve cümbüş tüm hızıyla devam ediyor.

Damadın eline klarnet verilerek üflemesi isteniyor, bazen de kendisine türkü söylemesi gibi birbirinden ilginç teklifler yapılıyor.

Düğünde kız tarafından getirilen bayrak satın alma adeti de uygulanıyor. Düğün bitişinde takısını veren, cami yanındaki bahçede yahni yemeye oturuyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.