Bm, Filistinli Ve İsrailli Liderleri Kararlı Adım Atmaya Çağırdı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon, ‘Filistin Halkı ile Uluslararası Dayanışma Günü’nün Filistinlilerin karşı karşıya olduğu kritik durumun vurgulanması için bir fırsat teşkil ettiğini söyledi. Ban, ayrıca hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplumun İsrail-Filistin barışına yönelik katkılarının ve sorumluluklarının yeniden gözden geçirilmesi için de fırsat oluşturduğunu dile getirdi.

Ban’ın, 29 Kasım Filistin Halkı ile Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle yayımladığı mesajı, BM’nin Ankara Enformasyon Merkezi kamuoyu ile paylaştı.
Ban mesajında, bu yılki etkinliklerin İsrailli ve Filistinli müzakerecilerin, daimi statü konularında barışçıl ve kapsamlı sonuca ulaşma hedefi doğrultusunda birlikte çabaladıkları bir dönemde gerçekleştiğini belirtti. Ban, "Uluslararası topluluğu, her iki tarafın da iki devletli çözümün gerçeğe dönüştürülmesi ve ihtilafın sona erdirilmesi yönündeki büyük çabalarını desteklemeye çağırıyorum. Tüm taraflar sorumlu bir şekilde hareket etmeli ve müzakerelerin başarı ile sonuçlanmasını engelleyebilecek davranışlardan uzak durmalı." dedi.

BÖLGEDE TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKTİ

Bölgede giderek daha da tehlikeli bir hal arz eden durumdan dolayı endişelendiğini kaydeden Ban, şiddet ve kışkırtma eylemlerinde bir artış olduğunu ifade etti. Görüşmelerin yeniden başlatılmasına yönelik anlaşmanın bir parçası olarak İsrail'in tutukluları serbest bırakmasını memnuniyetle karşıladığını aktaran Ban, öte yandan işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşim yeri oluşturma faaliyetlerinin, ciddi bir endişeye neden olduğunu dile getirdi.

"Binlerce yeni konut yapılacağına dair açıklamalar iki devletli çözümle bağdaşmıyor ve müzakerelerin çökmesine neden olma ihtimalini taşıyor." diyen Genel Sekreter, yeni yerleşim yerleri inşaatlarının hem uluslararası hukuka aykırılık hem de barış için bir engel teşkil ettiğini kaydetti. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki tüm yerleşim yeri inşaatlerinin mutlaka durdurulması gerektiğini vurgulayan Ban, nihai statüyü etkileyecek girişimlerin uluslararası topluluk tarafından kabul edilmeyeceğini bildirdi.

BİNALARIN YIKILMASI

Ban, "Filistinliler Batı Şeria'nın C bölgesindeki ve Doğu Kudüs'teki evlerinin yıkılması yoluyla evlerinden ediliyor. Özellikle Doğu Kudüs'te yaşananlar ana endişe kaynağını teşkil ediyor. Orada bu yıl içinde 100 binanın yıkılması sonucu 300 kişi evlerinden edilmiş bulunuyor. Bunlara ilave olarak evleri İsrail tarafından verilen inşaat ruhsatı olmadan yapılan yüzlerce Filistinli daha risk altında bulunuyor. Bu durum Filistinlilere yönelik daha adil planlama ve imar rejimi geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. İsrail'e işgal altındaki nüfusu koruma sorumluluğu olduğunu hatırlatırım." diye belirtti.

Gazze'deki durumun ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini vurgulayan Ban, İsrail'e yönelik roket saldırılarını ve militanlar tarafından İsrail'e ulaşan tüneller kazılmasını bir kez daha kınadığını söyledi. Ban, "Son ortaya çıkarılan tünelle birlikte İsrail, insani projeler için olanlarda dahil olmak üzere Gazze'ye inşaat malzemesi sevkiyatını durdurdu. İsrail'in meşru güvenlik endişelerini anlıyorum, ancak İsrail'den Gazze'deki sivil halkın ihtiyaçlarının karşılanmasını garanti altına almasını istiyorum." ifadelerini kullandı.

“UNRWA MALİ SORUNLAR YAŞIYOR”

Gazze, Batı Şeria ve bölgenin diğer yerlerindeki milyonlarca Filistinlinin ana dayanağı olan BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun (UNRWA) ciddi mali sorunlar yaşamaya devam ettiğini hatırlatan Ban, şu değerlendirmeyi yaptı: "Tüm mali katkı sağlayan tarafları, hayati ve vazgeçilemez hizmetlerine devam edebilmesi için UNRWA'ya mali yardım yapmaya ya da mali yardımlarını artırmaya çağırıyorum."

"Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) temelinde ve Arap Barış Girişimi çerçevesinde Filistinlilerin birlik olması iki Devletli çözümün esasını teşkil ediyor" diye devam eden Ban, Filistinlileri, çözümün daha da gecikmemesi için aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeye çağırdı: "Amacımız açık. 1967 yılından bu yana devam eden işgalin sona ermesi ve 1967 sınırları temelinde egemen, bağımsız ve canlı bir Filistin devletinin güvenli bir İsrail Devleti ile yan yana oluşması. Kudüs'ün müzakerelerden her iki devletin başkenti olarak çıkması, kutsal mekanlarla ilgili olarak da tarafların kabul edeceği uygulamaların hayata geçirilmesi. Bölgeye dağılmış durumda olan milyonlarca Filistinli mültecinin durumuna da bir çözüm bulunması."

LİDERLERE ÇAĞRI YAPTI

Geçen Eylül ayının Oslo görüşmelerinin 20. yıl dönümüne denk geldiğini hatırlatan Ban, görüşmelerin üzerinden geçen 20 yıl zarfında atlatılan birçok badireyi takiben, Filistinli ve İsrailli liderleri, uzunca bir süredir devam eden bu ciddi ihtilafa siyasi bir çözüm bulunmasının yolunu açacak kararları almaya davet etti. Ban, "BM, Orta Doğu Dörtlüsü de dahil olmak üzere, tüm ilgili ortaklarıyla birlikte bu sürece ve iki devletli çözüme katkı yapmaya hazır olduğunu belirtiyor. Karşımıza çıkan fırsatı kaçırmanın bedelini ödeyemeyiz." diyerek, uluslararası topluluğun tüm üyelerini bugün dile getirilen dayanışmayı barış ve adalet için olumlu bir eyleme dönüştürmek için birlikte çalışmaya çağırdı. CİHAN