Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Biri Daha Tamamlandı. Darısı Hava alanına!

Biri Daha Tamamlandı. Darısı Hava alanına!

Yüksek Hızlı Tren’in gelişi ile KOP değil KOP’ un on ikide (on altıda deniliyor) biri olan Mavi Tünel şimdilik sadece açılmakla kalsa da…
İlerde faydalanılacağı için Konya meselelerinden ikisinin tamamlanması elbette bizlere sevinç ve kıvanç vermekte.
Diğer meselelerimizden bilhassa Sivil Hava Alanı da, peynir gemisinden laf üretmekle değil de, tatbikata başlanması ile daha da sevinmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bu bakımdan başlıkta ki “…Darısı Hava Alanına” deyişimde ki anlam budur ama…
Diğer el değmemiş veya yarım yapalak devam eder görünen diğer meselelere de el atılıp sona erdirilince…
Daha da sevinç ve kıvancımız olacağı tabiidir.
***
Şimdi olan ve olacakları bırakalım da Konya ovasının sulanması düşüncesindeki ilk adımların ana nostaljisine şöyle bir özetle değiniverelim…
Öykü değil hakikat. Tarihe ve gönüllere geçmiş başbakanlarımızdan Rahmetli Adnan Menderesin yakında kaybettiğimiz değerli oğlu Rahmetli Aydın Menderes’in (Allah rahmet eylesin) bir yazısından özet alıntı alayım.
***
XIX yüzyılın üçüncü çeyreği. Beyşehirliler bir sabah kalktıklarında Sonradan kimliğini Konya - Yarma da Kuru kafa lakaplı Mehmet Ağa olarak öğrendikleri kimse…
Elindeki kazma ile Beyşehir gölünün bu günkü köprü yeri olan kıyısı önünde kazma ile kazı yaptığını görürler.
Sorularına karşılık aldıkları “Kanal açıp Konya ovasına su götüreceğim” cevabına… 
Alay ederek “Senin ömrün yeter mi?” demelerine ciddiyetle, “ Benim yetmezse çoluğumun çocuğumun torunlarımın ömrü yeter” cevabını veren Mehmet ağa bir hayali somutlaştırmak ve insanların zihnine yerleştirmek düşüncesine girmiş görünümümde!.
O zamanlar çöl iklimi ile sınırlı olan Yarma nahiyesinde. Sadece yağacak yağmurdan istifade ile ekim yapılabilmekte diğer ürünler ekilememekte.
Onun hayali, Konya Ovası çiftçilerinin gönlüne bir ateş gibi düşer. Onlar Leyla'sını arayan Mecnun gibi bırakın tarla sulamayı, bir avuç içecek suyun bile peşinde olan insanlardır. 
Belli ki bu hayal kısa zamanda tutar ve Konyalılara mal olur.
Konyalıların böyle bir hayali ya da arzusu Sultan II. Abdülhamit Han’a kadar ulaşır. Öyle ya, padişahın jurnalcileri(!) denilenler sadece zararlı faaliyette bulunanları Sultan'a ihbar etmezler. Aynı zamanda koca imparatorluğun her yerinden halkın isteklerini, düşüncelerini ve hatta hayallerini de Sultan'a ulaştırırlar.
               Bu sırada Sultan Abdülhamit, İstanbul-Bağdat demiryolu ihalesini Almanlara vermek üzeredir. Onlara haber gönderir. “Bir şartım vardır. İhaleyi alanlar ek bir ücret istemeden Beyşehir Gölü'nden Konya Ovası'na su götürecek bir kanal yapacak.” Sonunda Almanlar razı olur. O sırada kanal işlerinde en iyileri olan İtalyanlara taşeron firma olarak bu işi verirler.
O zamanın büyük buharlı makineleriyle kanal açılmaya başlanır. Önce güneye, Seydişehir ve Bozkır'a doğru bir yol izler. Sonra Bozkır yakınlarından sola, yani doksan derece doğuya döner. Dağların arasından Konya Ovası'na ulaşır. O günün hayali, yarının gerçeğinin tohumudur.
***
Kanal projesinin eski Osmanlıca Arap harfleri ile Almanca dili karışık mavi renkli projelerini bendeniz DSİ 4. Bölge de çalışırken görmüştüm.
Demek ki Almanların yıllar evveli yazdığım ve bu gün Akdeniz üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe’nin konferansında öğrendiğim “Almanların Bağdat demiryolu yapımı tekliflerindeki amacın Petrol kazanma düşünceleri olduğu’ nu anlayan Sultan II. Abdülhamit Han bu kanal işini de ileri sürdüğünde. Petrol yeri elde etme düşünce tatbikatını kaybetmemek için bedava yapmış oldular demek ki. Ne azim!
***
Açılan bu kanal bildiğimiz gibi Çumra ve Yarma çevresini içine alan ufak bir kesimin istifadesindedir. Ve son yıllarda göl suyunun çekilmekte olması da düşünce içlemindedir.
Bu vesile ile daha geniş sahaya yayılabilecek ama aslında asıl su ihtiyacı olan Konya Cihanbeyli, Kulu, Aksaray ve Niğde ovaları sadece yağmur beklemektedir. Buraların sulanması için KOP üzerinde çalışmalar yapılmakta ve KOP idaresi kurulmuş olmakla başkanlığa da bu yönde başını koymuş Sayın Prof. Doktor Mehmet Babaoğlu getirilmiş bulunulmaktadır.
Demek istediğim şu ki; Mavi Tünel politikacılar ile bilerek bilmeyerek Medya yayınlarında belirtilen “KOP tamamlanıyor” yaygarası esas KOP işlemi tamam anlamına gelememektedir.
Mavi Tünel’e su verecek havza, çocuk ve gençliğim yanında DSİ ve TCK kurumlarındaki vazifelerim sırasında yakinen tanıdığım havaliler olmakta, ora yaşamlarını da tanımış bulunmaktayım.
Bu bakımdan, gerek bu havali gerekse Mavi Tünel oluşumları yanında yer kalırsa KOP durumlarının aslını da sizlere gelecek yazımda inşallah sunarım.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi