Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bir sabah uyanınca

Bir sabah uyanınca

İnsanların sabahları uyanınca gerek bir gün önceden kalan yapamadıkları işleri ve hayalleri gerekse de uyandıkları gün için görmek istedikleri ve yapmayı kararlaştırdıkları emelleri vardır.

Müslümanlar için yasaklanan “Tûli Emel”den saymazsanız bir sabah uyandığımızda memleketimizde görmek istenen ve istenmeyen hususları saymak istiyorum.

- Memleketimdeki nerede ise bütün şehirlerin olduğu gibi Konya’nın da tarihi binlerce seneye dayanmış iken daha tarihi nerde ise yüzyıl bile geçmişi olmayan Avrupa ve Amerika kentlerdeki yaşam biçimlerine duyulan özenti ile kapitalizmin kıta Avrupa’sındaki temel dayanağı kabul edilen protestan ahlak ve şehir rantı kavramlarıyla açıklanabilecek şekilde bir kentleşmek ile güvenlik arzusuyla getto tipi siteler görmek yerine toplumun her kesiminin ileri komşuluk ilişkileri içinde kaynaştığı bir şehir görmek istiyor insanlar. 

- Tarihte medeniyet ve şehirleşme çerçevesinde örnek olan bu milletin sözde sanayi odaklı batı kenti modelini terk ederek tarihsel çerçevesine yeniden yerleştireceği medeniyet odaklı şehirleşme çabaları ile kendisine biçilen ve batılı emperyalist şirketlerin niteliksiz işçilerinin toplandığı şeklinde ifade edilebilecek deli gömleğini yırtarak tekrar dünyaya örnek olmak üzere geleceğin dünya şehri Konya’nın kurulduğunu hayal ediyor insanlar.

- Belli bir gelir seviyesinin üstünde hayat standartları olmasına rağmen fazla mal göz çıkarmaz hırsıyla kendilerinden 7 göbek sonrasına bile yetecek mal biriktirmek için her yolu mubah gördükleri gibi siyasetteki atraksiyonları da mubah görenlerin yeni açılacak çevre yolları civarındaki kamu arsalarının yağmalamadığı ve böylelikle iş başına gelen yerel yöneticilerin yoğunlaşan karmaşık yapıdaki nüfusun insan tabiatına uygun yeni yeni mekânlarda iskân edilebilmesi için mekân genişletmesine fırsat bulabilecekleri bir şehir hayal ediyor insanlarımız.

- Ve bu şehirde bir sabah uyandığında Milletimizin huzur ve refah içinde ülkemizde kurulu fabrikalarda ibadet aşkı ile hak ettikleri ve emekleri çalınmadan tespit edilerek insanca yaşamayı sağlayan ücretle çalışmalarını hayal ediyor insanlar.

- Bir sabah uyanınca geri kalmışlık çemberini kırmış bir ülke ve toplum olarak insanların maddi ve manevi ihtiyaçlarının her yönüyle giderilmesi sonucunda varılan toplumsal mutabakat nedeniyle bir sonraki gün bir önceki günden daha fazla üretim yapılması neticesinde ihracatı 200 milyar dolarlardan trilyon dolarlara çıkan ve elde ettiği milli gelir fazlasının kendisinden daha az gelişmiş toplumlarla paylaşan bir ülke hayal ediyor insanlar.

- Ama yine bir sabah uyandığında ülkemdeki fabrikalarda ve işyerlerinde insanların idarecilerin basiretsizliği sebebiyle yaşanan ekonomik zorluklar nedeniyle işlerinden çıkarıldıklarını ve yüzde 10’ları aşan işsizler ordusuna katıldıklarını görmek istemiyor insanlar.

- Her sabahı yeni bir doğuş kabul eden insanların daha hızlı ve dinamik olmak adına kurdukları aile şirketlerinin fabrikalarında bırakın 25 ve 50 nci kuruluş yıldönümlerini 100ncü yıllarını çalışanları ile birlikte kutladıkları görmek isterken pazarlama ve finans yönetimlerindekilerin “ben bilirim” sendromu nedeniyle hisselerini alarak çekip gittikten sonra köşede yıllar sonra değerleneceği umuduyla gayrimenkule yatırım yapma hastalığına duçar olduklarını görmek istemiyor insanlar.

- Bir sabah uyanınca ülkedeki az gelişmişlik geri kalmışlık kısır döngüsünü parçalayarak tarım ve hayvancılık sektörünün dünyanın en verimli sistemleri ile yine dünyanın en sağlıklı ürünlerini ürettiğini görerek özellikle eğitim çağındaki çocuklarımızın kimyasal gübre katkılı tahıl ürünleri yerine hiçbir kimyasal ve katkı maddesi ilave edilmemiş et ve süt ağırlıklı ürünlerle beslendiklerini görüp geleceğimizden emin olmak istiyor insanlar.

- Ama yine bir sabah uyandığında yıllardır uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları sebebiyle ekilebilir tarım alanlarının daha fazla kentsel rant elde etmek adına konut ve sanayi alanına dönüştürüldüğünü ve ülkemin hayvansal varlığının yurt dışından ithal edilen canlı hayvan ve karkas et ithali nedeniyle yok edilmeye yüz tuttuğunu görmek istemiyor insanlar.

- Bir sabah uyandıklarında 1400 yıl öncesinde ayaklar altına alınan feodalizmin bu toplumdaki kalıntılarının yeni modern aşiret reisleri olarak tanımlayabileceğimiz siyasi parti liderleri veya adına sivil toplum kuruluşu denen ama devlet desteği olmadan da yaşayamayan dernek ve vakıfların başkanları tarafından yeniden ihya edildiğini görmek istemiyor insanlar.

- Buna karşın bir sabah uyanıldığında komplo teorileri, çeşit çeşit paranoyalar ve her gün yenisi üretilen algı yöntemleriyle milletin bölünmesi parçalanmaya çalışıldığını görmek yerine sevgi kardeşlik merhamet ve yardımlaşmanın ihya edildiğini görmek isteyen ve kendinden önce kardeşini arkadaşını düşünen ve adına diğergâmlık denen dostluğun hayata geçirildiği bir toplum istiyor insanlar.

Burada sayılan istenenler ve istenmeyenlerden birini seçmek elbette bizim tercihimiz ve bu tercihimizi de mart ayı sonunda yapılacak yerel seçimlere ellerimizle belirleyeceğiz.

Bir sabah uyandığımızda beklentimiz milletimiz ve ülkemiz için kardan daha beyaz bir aydınlığın gelmesi ise, bu tercihimizi belirleyecek usûl “ben varsam refah, ben yoksam kaos” ikilemi de olmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi