Bir garip sürgün

Bir garip sürgün

Sözleşmeli statüye geçmediği için KTO yönetimi ile sorun yaşayan personelden 11i ilçelere sürüldü. Kuluda görevli 3 personel bu ilçeye giderken yolda araçlarının takla atması sonucu trafik kazası geçirdi

PERSONEL SÜRGÜNDE

Ticaret Odası bünyesinde görev yapan 26 personelin kadrolu statüden İş Kanunu çerçevesinde sözleşmeli statüye geçmeye zorlanması ile başlayan süreç, çalışanlar açısından büyük bir drama dönüşüyor. Oda yönetiminin teklifini kabul etmediği için yıldırma politikalarına maruz kaldığı, ücret ve haklar açısından mağdur edildiği iddia personelin KTO’nun ilçelerde açtığı temsilciliklere, bir kısmı da şehir merkezindeki farklı birimlere sürülmüştü.
AİLELERİ PARÇALAYAN ATAMALAR
Eylül ayında KTO Meclisi’nin ilçelerde temsilcilik açma kararının ardından ekim KTO Yönetim Kurulu, 11 personelle ilgili atama yaptı. Kasım ayında da söz konusu personel göreve başladı. 13 Kasım’dan bu yana Kulu’ya 3, Cihanbeyli’ye 3, Altınekin, Sarayönü, Bozkır, Kadınhanı ve Hadim’e 1’er personel ‘sürgün’ü hatırlatan atamayla gönderildi. Bu, ‘sürgün atamalar’ aileleri parçaladı.
3 ÇOCUK ANNESİ DE SÜRGÜNDE
Kulu’ya atanan 3 personelden birisi olan üç çocuk annesi hizmetli, ilçede ev tutmak zorunda kaldı. Bir diğer bayan personel Hadim’de ailesinden ayrı kalıyor. Cihanbeyli’ye personel ise her gün 16 YTL yol parasını ceplerinden karşılayarak ilçeye gidip geliyor. Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı’na atanan personel günlük olarak gidip gelerek verilen görevi yerine getirmeye çalışıyor. Bozkır’a atanan personel ise, Öğretmenevi’nde kalıyor.

Sürgün yolunda kaza

İlçelere sürülen KTO personelinden 3’ü Kulu’ya giderken araçlarının takla atması sonucu yaralandı. Uygulama ile 11 ailenin bütünlüğü bozulurken, personelin 2’sinin bayan olması sürgüne ayrı bir anlam katıyor

Konya Ticaret Odası bünyesinde görev yapan 26 personelin kadrolu statüden İş Kanunu çerçevesinde sözleşmeli statüye geçmeye zorlanması ile başlayan süreç, çalışanlar açısından büyük bir drama dönüşüyor. Oda yönetiminin teklifini kabul etmediği için yıldırma politikalarına maruz kaldığı, ücret ve haklar açısından mağdur edildiği iddia edilen personel KTO’nun ilçelerde açtığı temsilciliklere, bir kısmı da TÜYAP Fuar Merkezi, Tekstil Pazarı, AYKENT gibi yerlerde kurulan irtibat bürolarına sürülmüştü. İlçelere kurulan temsilciliklere atanan personel, ailesinden ayrı düştüğü için büyük sıkıntı yaşıyor. Söz konusu personelden 3’ü, dün sabah Kulu’ya giderken araçlarının takla atması sonucu meydana gelen kazada yaralandı.
OLAYIN GEÇMİŞİ; NASIL BU NOKTAYA GELİNDİ?
Konya Ticaret Odası yönetimi, en başta 34 kişiyi kadrolu statüden İş Kanunu sözleşmeli statüye geçmeye zorladı. Bu personelden 8’i sözleşmeli statüye geçmeyi kabul etti. Sözleşmeli statüye geçmeyi kabul eden personelden 1’i daha sonra yaşanan ilk sorunda işten ayrılmak zorunda kaldı. Özelleştirilen kuruluşlardaki 4-C personeli gibi bir statüye sahip olamayan sözleşmeli statüye geçmeyi kabul etmeyen 26 personelden 25’i ise büyük sıkıntılar yaşadı. Yaşanan gelişmeler, oda yönetiminin hukuki zeminde hakkını arayan personel üzerinde yeni baskı yöntemleri geliştirmesi ile katlanılmaz hal aldı. Bazı yönetim kurulu üyeleri araya girerek soruna çözüm aradı, şikayetçi personelden dilekçelerini çekmesini istedi. Ancak bu girişimler de sonuç vermedi; maaşları düşürülen ve baskıya uğradığı öne sürülen personelden 22’si maruz kaldıkları uygulamalar, yıldırma politikaları neticesinde 7 Mayıs 2008’de savcılığa suç duyurusunda bulundu. İl İnsan Hakları Kurulu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Dilekçe Komisyonu’na şikayette bulunarak haklarını arayan personelin mağduriyeti buna karşın sona ermedi. KTO yönetiminin, tüm gelişen olayların ardından söz konusu personeli iki idareci ile takibe alarak baskı kurduğu öne sürülüyor. Bunun ardından söz konusu personelle ilgili ‘sudan sebeplerle savunma alma’ süreci başladı. Öyle ki işyerinde muhabbet içerisinde geçen bir cümle bile ‘alay ettin’ denilerek, savunma istemeye gerekçe haline getirildi.
İLÇELERE AİLELERİ PARÇALAYAN SÜRGÜN GİBİ ATAMA!
Eylül ayında KTO Meclisi’nin ilçelerde temsilcilik açma kararının ardından ekim ayında KTO Yönetim Kurulu, 11 personelle ilgili atama yaptı. Kasım ayında da söz konusu personel göreve başladı. 13 Kasım’dan bu yana Kulu’ya 3, Cihanbeyli’ye 3, Altınekin, Sarayönü, Bozkır, Kadınhanı ve Hadim’e 1’er personel ‘sürgün’ü hatırlatan atamayla gönderildi. Bu, ‘sürgün atamalar’ aileleri parçaladı. Örneğin Kulu’ya atanan 3 personelden birisi olan üç çocuk annesi hizmetli, ilçede ev tutmak zorunda kaldı. Cihanbeyli’ye ise personel her gün 16 YTL yol parasını ceplerinden karşılayarak gidip geliyor. Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı’na atanan personel günlük olarak gidip gelerek verilen görevi yerine getirmeye çalışıyor. Bozkır’a atanan personel ise, Öğretmenevi’nde kalıyor. Hadim’e atanan kadın personel, eşi Konya’da olduğu halde ilçede kalmak zorunda kalıyor. İlçelere sürülen personelin tamamı, herhangi bir harcırah almıyor, bütün harcamalarını cebinden karşılıyor. Sürgüne gönderilen personel kendilerine karşı yıldırma politikaları izlendiğini belirterek, iki yıl üst üste sicil notunun düşürülmesi halinde personelin işten atıldığını vurguluyor. Bu amaçla personelin idare mahkemesine götürmesinin mümkün olmadığı kınama cezaları veriliyor.
Halen KTO yönetiminin ‘sözleşmeli’ önerisini kabul etmeyen personelden 11’i ilçelerde olmak üzere 23’ü oda dışında çeşitli irtibat bürolarında görev yapıyor. Bu personelden 3’ü TÜYAP Fuar Merkezi’nde, 3’ü Tekstil Pazarı’nda, 2’si ise AYKENT’te kurulan irtibat bürolarında zaman dolduruyor. Tekstil Pazarı’nda kurulan kamera sistemi ile üç kişi sürekli takip ediliyor. İşin düşündürücü tarafı sürgüne gönderilen personelin yerine KTO’ya yeni personel alımının yapılması.
5174 Sayılı Yasa, odaların ilçelere temsilcilik açması halinde temsilci ataması yapmasını şart koşuyor. Buna karşın ilçelere temsilci atanmadan memur görevlendirmesi yapılması, her şeyi ortaya koyuyor. İlçelerde görevlendirilen personel uygun olmayan fiziki koşullarda güçlükler içerisinde çalışıyor.
KTO yönetimi ilçelere atadığı memurlardan üye ziyaretlerinde bulunmasını, üye kaydı yapmasını istiyor. Ancak o ilçedeki üyelerin listesini söz konusu personele vermiyor.
PERSONEL İZİNLERDE BİLE SORUN YAŞIYOR
KTO yönetiminin sözleşmeli teklifini kabul etmeyen personelin izinlerinin düşürülmesi, hak ettiği izinlerin verilmemesi iddiaları bile haksızlığın boyutlarını gözler önüne sermeye yetiyor.  Öyle ki eşinin-yakınlarının sağlık sorunu olması halinde bile personele izin verilmediği öne sürülüyor.  İlçelerdeki personelin sık sık ani baskınlarla kontrol edildiği iddiaları, dışarıda görevli olduğu halde bu personele yemek ücreti verilmemesi haksızlığın diğer boyutları. Diğer taraftan söz konusu personele hafta sonu ve tatilde iş olmamasına rağmen şehir dışına görevlendirme yapılıyor. Mağdur personel, bu haksızlığın sona ermesini, KTO yönetiminin hatadan dönmesini ve Konya kamuoyunun kendilerine kulak vermesini bekliyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
24 Yorum