Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Beşeri sermaye ve mobbing!

Beşeri sermaye ve mobbing!

İlim adamlarının ifadesine göre, bir ülkenin gelişmişlik düzeyi sadece ekonomik kaynakların büyüklüğü belirlemiyor. Bir başka ifade ile bir ülke sadece ekonomik sermaye bakımından büyümesi ile o ülke kalkınmış olmuyor. Ekonomik sermayenin yanında beşeri ve sosyal sermaye de o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen önemli kriterler arasında yer almaktadır.

Biz bu yazımızda beşeri sermaye üzerinde duracağız. Kanaatim odur ki bir ülke, beşeri sermaye bakımından gelişirse o ülke hem sosyal sermaye ve hem de ekonomik kaynaklar bakımından gelişir.

Uzmanlar, beşeri sermayeyi şöyle tarif etmektedir: Bir ülkenin insanların yetenek, bilgi, görgü ve birikimleri toplamının ekonomik bir değer ifadesidir. Beşeri sermeyenin ölçütü insani gelişmişlik endeksidir. 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı 2016 yılı rakamlarına göre; Türkiye; beşeri Sermaye göstergesi olan insani gelişmişlik endeksinde, yüksek insani gelişme kategorisinde yer almakta ve 188 ülke ve bölge arasında 71. sıradadır.

Türkiye bu durumda; 2023 hedefimiz olan dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına girebilir mi?  Bu hedefimizi tutturabilmemiz için Türkiye’nin sürekli olarak her yıl üst üste en az  % 5 ile % 7 büyüme sağlaması gerekiyor. Sizce bu mümkün olur mu? 

Bize göre olmaz; çünkü Türkiye’de beşeri sermayenin gelişmesine yönelik sistematik bir çalışma olmadığından dolayı ehliyet ve liyakat sahibi olmayan yöneticiler tarafından bir alt birimdeki ehliyet ve liyakat sahibi yönetici ve başarılı diğer çalışan personele makamını koruyabilmek için mobbing uygulandığı bir gerçektir.

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim görevlisi Dr. Şaban Çobanoğlu’nun çalışmalarında, Türkiye’deki mobbing mağdurlarının çalışan nüfusun % 20’sini oluşturduğu belirtmiştir.

Uzmanlar mobbing kavramını şöyle tarif etmektedir: Özel ve kamu işyerlerinde uygulanan ve kişi veya kişiler üzerinde insan onuruyla bağdaşmayan davranışların toplamıdır. Sistematik bir baskı kurarak, ahlak dışı bir yaklaşımla, iş performansını ve dayanma gücünü yok edip, kişiyi kendi isteğiyle işten ayrılmaya veya kurum değiştirmeye zorlamak için; düzenli, sürekli ve sistematik olarak yapılan psikolojik taciz davranışları, eylem ve uygulamaların bütünüdür.

Türkiye’de beşeri sermayenin gelişmesine engel olarak mobbing uygulanması ortamının hazırlanmasına sebep olan kurumlardan Konya Belediyesi’ni örnek vereceğim. Yani biz bir cüzü anlatmakla Türkiye’deki bütün kurumlardaki beşeri sermayenin gelişmesi nasıl önlendiğini anlatmış olacağız.

Fıkıh ilminde buna  “Zikr-i cüz irade-i kül” denir. Yani bir cüzü  (parçayı)  zikredip mecmuunu (tamamını) murat etmektir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.” (Bakara:43) Rükû namazın bir parçasıdır. Dolayısıyla rükû ile namaz kastedilmiştir. Yani Cenab-ı Allah bu ayet-i kerimede, “Namaz kılanlarla birlikte namaz kılın.” buyurmaktadır.  

Bu bağlamda Konya Büyük Şehir eski Belediye Başkanı Tahir Akyürek on beş yıl başkanlığı döneminde atamalarda hep çıkar ilişkisini dikkate alarak atama yapmıştır. Yani kendi reklamını yapabilecek potansiyel güce sahip olan çevrelerin isteği doğrultusunda atama yapmıştır. Bu sebeple atamalarda hiçbir zaman ehliyet ve liyakati esas almamıştır. 

Bu arada şunu söyleyeyim: Bizim söz konusu kişi ile bir alıp vereceğimiz yok. Biz burada bir gerçeği dile getirerek beşeri sermayenin gelişiminin önünü açılmasına ve 2023 hedeflerinin tutturulmasına katkıda bulunmaktır. 

Konya Belediyeleri’nde çalışan ehliyetsiz ve liyakatsiz bazı başkan yardımcıları ve daire amirleri de kendini çok yönlü yetiştirmiş alt birimdeki personele karşı mobbing uygulamıştır ve halen uygulamaktadır.  Çünkü mobbing uyguladıkları alt birimdeki personel Konya Belediyesi’ni içeride ve dışarıda temsil edebilecek kabiliyettedir.  Bu personel, kendilerini çok yönlü yetiştirdiklerinden ve İngilizce bildiklerinden dolayı Konya Belediyesi tarafından, yurt dışında, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bir görev olduğunda bu personeli görevlendirmektedir.  Bunu hazmedemeyen bazı başkan yardımcısı ve daire amirleri onlara mobbing uygulamaktadır.  

Birlik Vakfı Konya Şubesi’nde birkaç ay önce bir konuşmacı bir de Eğitim Bir Sendikası temsilcisi mobbing üzerinde bir sunum yaptılar.  Özet olarak şunları söylediler: Türkiye’de Mobbing mağdurlarının günden güne artmaktadır. Bir başkan yardımcısına veya bir daire amirine bir alt birimde çalışan bir müdür veya şube müdürü hakkında bir bilgi istendiği zaman kendi makamını koruyabilmek için olumsuz bilgi vererek onun bir üst makama gelmesini önlemeye çalışmaktadır. Öncelikle Mobbing kavramı anayasaya mutlaka girmelidir. Kamu ve özel sektörde mobbingin durdurulması için kapsamlı bir çalışma ile ülkemize has müstakil MOBBİNG KANUNU çıkarılmalıdır.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Nisa, 58 )  

Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurur: "... İş, ehil olmayana verilince kıyameti bekle. (Buhari, ilm,2)

Yani kaosu bekle…  Emaneti zayi ederek kaosun oluşumunda rol alan Tahir Akyürek’in zihniyetine sahip olan milletvekili ve bürokratlarla 2023 hedefine ulaşabilir miyiz? Ne dersiniz? 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan, beşeri sermayenin gelişiminin önündeki bu kadroyu tasfiye ederek 2023 hedefine ulaşmaya gayret edeceğine yürekten inanıyorum. Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Sadık Küçükhemek Arşivi