Erdal Özel

Erdal Özel

Bence sen de haklısın

Bence sen de haklısın

Gündem yine “Asgari Ücret…”

Ülkenin sırtındaki kambur, sanki asgari ücretliymiş gibi bir tartışmadır aldı başını gidiyor.

Kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilmeli, özellikle pandemi döneminde tavizler verilmeli dediğimizde gayet iyi durumdayız, itibardan tasarruf olmaz denilmesine rağmen, asgari ücret zammı konuşulmaya başlandığında durum birden değişiveriyor.

Hem hükümeti, hem muhalefeti, hem işçi sendikalarını eleştirerek tarihe geçmiş olabilirim.

Bu dönemde asgari ücret zammı ile alâkalı gelen önerilere bakınız;

DİSK - 3.800 TL

İYİ Parti – 3.000 TL

CHP – 3.100 TL

En yüksek öneriyi yapan işçi sendikasının teklifi pazarlıksız kabul edilse?

3.800 TL ile 2 çocuklu bir ailenin bir aylık gideri karşılanır mı?

Üstelik yıllardır enflasyona ezdirilmiş maaşları yüzünden her birinin kredi ve kredi kartı borçları varken.

Katı olma nedenim canlı yayında kurduğum ‘’asgari ücret yoksulluk sınırının altında olmamalı, çünkü ülkemizde asgari ücret genele yayılmış vaziyette. Anlamının dışında neredeyse, evli-bekâr, çocuklu-çocuksuz, diplomalı-diplomasız, tecrübeli-tecrübesiz her kesime uygulanıyor’’ dediğim için beni yayın sonrasında arayan, mesaj atan işverenler, durumu yanlı aktardığımı ve işverenlerin de çok zor durumda olduğunu belirttiler.

Haksızlar mı?

Orhan Gencebay’ın şarkısı geldi aklıma,

Bence Sen de Haklısın…

Tabi bu zor dönemin faturasını asgari ücretliye keserken, sen de hayatındaki lükslerden vazgeçtiysen…

Muhalefet içinden bir ses daha yükseldi bu süreçte, hem de çözüm önerisi sunarak.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bakın bu konu ile alakalı neler söyledi;

‘’Açlık sınırı ve yoksulluk sınırı olmak üzere iki farklı veri açıklanıyor. Türkiye’de asgari ücretin açlık sınırına paralel gitmesi garabettir. Devletin, ortada bir ekonomik sorun varsa önce kendi israfından ve giderlerinden vazgeçmesi gerekir. Bunu yapmadan asgari ücretlinin maaşı pazarlık konusu ediliyorsa…

İnsanın alın teri sadece karnını doyuracağı bir ücretle fiyatlanmaz.

Açlık ve yoksulluk sınırı arasında bu kadar uçurum olan bir ülkede asgari ücret sorunu bir yada birkaç görüşme ile çözülemez.

En az 10 yıllık bir perspektif ile bakılmalı, öncelikle asgari ücret zammı enflasyondan arındırıldıktan sonra zamlanmalı ve yıllara yayılarak 10 yıl gibi bir sürede vicdani boyutlara getirilmelidir.

Bugün asgari ücret 8085 Türk Lirası olmalı yani yoksulluk sınırında ancak bu bir anda olursa elbette işverenlerde mağdur olur. Zamana yayılarak bu sorun çözüme kavuşturulabilir. ‘’

İnsanların maaşlarının yükseltilmesi, harcamalarını daha rahat yapabilmeleri iç piyasaları canlandıracaktır. İç piyasanın canlanması ve ekonominin hareketlenmesi yeni yatırımları yanında getirecektir. Yeni yatırımlarda işsizlik sorununun çözülmesi için güzel bir fırsattır.

Hali hazırda bir sorun var ise, bu sorunu sadece işçilere ya da iş verenlere fatura edemeyiz.

Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

Başta bizi yönetenler olmak üzere.

Saygılarımla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erdal Özel Arşivi