Bekir Bozdağ: Biz, Nutuk Ve Hamaset Milliyetçisi Değiliz

Bekir Bozdağ: Biz, Nutuk Ve Hamaset Milliyetçisi Değiliz

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yeni Türkiye Dergisi’nin 'Türk Dünyası Özel Sayısı’nda yer alan yazısında Türkiye’nin Türk Dünyası olan ilişkilerini anlattı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yeni Türkiye Dergisi’nin 'Türk Dünyası Özel Sayısı’nda yer alan yazısında Türkiye’nin Türk Dünyası olan ilişkilerini anlattı. Bozdağ, 'AK Parti Hükümetleri Döneminde Yurt Dışındaki Vatandaş, Soydaş Ve Akraba Topluluklarla Kurulan Bazı Köprüler' başlıklı yazısında bazı tespitlerde bulundu.

    Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yeni Türkiye Dergisi’nin “Türk Dünyası Özel Sayısı’nda yer alan yazısında Türkiye'nin, bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan’ı tanıyan ilk ülke olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin, bağımsızlıklarının ilanından bugüne kadar geçen zaman içerisinde Türk Cumhuriyetlerine her alanda maddi ve manevi desteğini artırarak sürdürdüğünü belirten Bozdağ, sürekli yakın işbirliği ve dayanışma içerisinde olmaya da özen gösterildiğini kaydetti.

    Bekir Bozdağ, "Türk Cumhuriyetleri ile AK Parti hükümetleri öncesinde kurulan köprüler ve ilişkiler, AK Parti hükümetleri döneminde daha da geliştirilmiştir. Bir yandan eski köprüler (Kazakistan Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, TÜRKSOY, Türkçe Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi, büyük öğrenci projesi gibi, eğitim ve bilim köprüleri gibi) tahkim edilip geliştirilirken, diğer yandan yeni köprüler kurularak ülkelerimiz arasındaki ilişkiler daha da kavi hale getirilmiştir. Şöyle ki: 12 Kasım 2003 tarih ve 2003/6464 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile merkezi İstanbul olan Türk Dünyası Belediyeler Birliği'ni (TDBB) kurduk. Türk Dünyası Belediyeler Birliği; üye yerel yönetimler ile dernek, vakıf ve kişilerle işbirliği yaparak birliğe üye ülkelerdeki belediyeler başta olmak üzere gönül coğrafyamızdaki diğer ülke belediyeleriyle Türkiye’deki belediyelerimiz arasında köprüler kurmakta; şehircilik ve şehir yönetimi konusunda ortak çalışmalar yapmakta; şehir kültürlerimizdeki ortaklıklarımızı çoğaltmakta; tarihi ve kültürel mirasımızı koruyup geleceğe taşımaktadır." ifadelerini kullandı.

    İngiliz Kültür ile İngiltere, Amerikan Kültür ile ABD, İtalyan Kültür ile İtalya ve başkaca ülkelerin yurt dışında kurdukları kültür merkezleriyle kendi dil, tarih ve kültürlerini tanıttıklarının altını çizen Bozdağ, şöyle devam etti: "Nitekim ülkemizde pek çok yabancı ülkenin kültür merkezleri var. İnsanlarımızdan isteyenler oraya gidip ilgili ülkenin dilini ve kültürünü öğrenebiliyor. Ama İngiltere’deki bir İngiliz, Almanya’daki bir Alman, Amerika’daki bir Amerikalı veya yurtdışındaki bir Türk; Türk dili, kültürü ve tarihini öğrenmek istediğinde ona bu imkanı sunacak ülkemizin yurt dışında bir kültür merkezi maalesef yoktu. İşte 5 Mayıs 2007 tarih ve 5653 sayılı kanunla; Türkiye'yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye'nin diğer ülkeler ile dostluğunu geliştirmek, kültürel alışverişini artırmak, bununla ilgili yurt içi ve yurt dışındaki bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak, Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek maksatlarıyla Türkiye'de Yunus Emre Enstitüsü ve yurt dışında Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri açmak üzere merkezi Ankara'da olan Yunus Emre Vakfını kurduk. Bugün itibariyle yurt dışında 35 Yunus Emre Türk Kültür Merkezi kurmuş durumdayız. Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri’nde, Türkçe öğrenmek isteyen herkese Türkçe kursları düzenlenmekte; dilimizi, tarihimizi, kültürümüzü, sanatımızı, kısaca bizi biz yapan ve başkalarından ayıran ve birleştiren yönlerimizi doğru kişiler vasıtasıyla doğru ağızdan tanıtmak için kurslar, seminerler, sempozyumlar, konferanslar, paneller ve seminerler düzenlemekte ve Türkiye’de ve dünyada alanında marka insanları bu merkezlerde meraklılarıyla buluşturmakta; büyük kütüphaneler oluşturarak doğru kaynaklara kişilerin doğru bir adreste ulaşmalarını sağlamakta; Türk sanatını ve musikisini tanıtmak için de programlar tertip etmektedir. Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri, hem Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasında, hem Türkiye ile gönül coğrafyamızdaki ülkeler arasında ve hem de Türkiye ile dünyanın diğer ülkeleri arasında kurulmuş bir kültür köprüsüdür. Bu köprü, bizi Türk dünyasına ve bütün dünyaya daha kolay ulaştıracak, bizi onlara onları ise bize daha da yaklaştıracaktır. Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri; Türk dilini, kültürünü, tarihini, sanatını ve bizi biz yapan değerleri, doğru kişiler ve doğru kaynaklar vasıtasıyla doğru bir biçimde anlatma, öğretme ve tanıtma konusunda büyük bir görevi başarıyla yürütmektedir."

    21 Kasım 2008’de İstanbul’da Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında imzalanan anlaşmayla; Türk Dili Konuşan Ülkelerin Parlamentoları aralarındaki tarih, kültür ve dil birliğine dayanarak ulusal mevzuatların yakınlaştırılması ve diğer parlamentolararası faaliyetler konularında en sıkı işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi'ni (TÜRKPA) kurduklarını belirten Bozdağ, TÜRKPA’nın sekreteryasının, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de olduğunu belirtti. Bozdağ, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi gibi artık bir de Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi olduğunu ekledi.

    Bozdağ, yazısının devamında Türk dili konuşan ülkeler arasındaki kapsamlı işbirliğini teşvik etmek amacıyla Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’la birlikte 3 Ekim 2009 tarihinde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin (TÜRK KONSEYİ) kurulduğunu hatırlattı. Ayrıca 3 Ekim 2009 tarihinde Azerbaycan’ın Nahçivan şehrinde gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları IX. Zirvesi’nde Türk uygarlığının dünya uygarlığında aldığı yerini değerlendirerek Türk dünyasının geçmişi ve geleceğini, maddi ve manevi zenginliklerini araştıracak uluslararası ilmi araştırma merkezinin kurulmasının kararlaştırıldığını, bu karar doğrultusunda 25 Mayıs 2010 tarihinde Uluslararası Türk Akademisi'nin faaliyete geçtiğini bildirdi.

    2010'da Başbakanlık Genelgesi ile Başbakanlık Kamu Diplomasi Koordinatörlüğü oluşturduklarını belirten Bozdağ, "Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Türk dış politikasının ve yumuşak güç kapasitesinin en önemli araçlarından biri olarak Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda görünürlüğünü ve etkinliğini arttırmayı hedeflemektedir." dedi.

    Türkiye’nin yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve akraba topluluklarla ilgilenen Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kurumları olduğunu belirten Bozdağ, bu konuda örnekler verdi. Bozdağ son olarak "Bunlar, hükümetlerimiz döneminde yurt dışındaki vatandaş, soydaş ve akraba topluluklara dair yapılan çalışmalarımızın, kurulan köprülerin sadece kısa bir özetidir… Biz, nutuk ve hamaset milliyetçisi değiliz. Bizim milliyetçilik anlayışımız; milletimizin dinine, diline, tarihine, kültürüne, sanatına ve bizi biz yapan her tür değerine hem Türkiye’de hem de dünyanın neresinde olursa olsun sahip çıkmayı ve onları korumayı esas alan hizmet milliyetçiliğidir. Biz; milletimize, ülkemize, bizi biz yapan ve başkalarından farklı kılan her tür değerimize sahip çıkmaya, onları korumaya ve geleceğe taşımak için samimi çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.