Bdp’li Baluken’den Meclis’te Başörtüsü Yorumu

Bdp’li Baluken’den Meclis’te Başörtüsü Yorumu

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, başörtüsü konusundaki tutumlarının net olduğunu belirterek, “İnanç özgürlüğü kapsamında gelişebilecek böyle bir durum ülkemizin demokratik değerlerinin, demokratik çıtasının yükselmesi açısından, 90 yıllık tekçi anlay.

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, başörtüsü konusundaki tutumlarının net olduğunu belirterek, “İnanç özgürlüğü kapsamında gelişebilecek böyle bir durum ülkemizin demokratik değerlerinin, demokratik çıtasının yükselmesi açısından, 90 yıllık tekçi anlayışın aşılması açısından da önemli.” dedi.

    İdris Baluken, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baluken, burada gazetecilerin sorularını da cevapladı. Meclis’te başörtüsü tartışması ile ilgili bir soru üzerine Baluken, “Başörtüsü konusundaki görüşlerimiz nettir. Bugüne kadar defalarca ifade ettik. Geçen yıl Meclis’te başörtülü milletvekillerinin bulunması ile ilgili partimizin verdiği bir önerge vardı. Bu önerge başta AKP olmak üzere diğer siyasi partiler tarafından kabul görmemişti. Biz başörtüsü ile ilgili yaklaşımımızı temel hak ve hürriyetler kapsamında, en temel insan hakları kapsamında, inanç özgürlüğü kapsamında ele alıyoruz. Devletin, bireyin inanç özgürlüğü ile ilgili dünyasına müdahil olma hakkının olmadığını düşünüyoruz. Dolayısı ile Meclis’te bir başörtülü milletvekilinin olması konusunda da partimiz bu ilke doğrultusunda son derece nettir. İnanç özgürlüğü kapsamında gelişebilecek böyle bir durum ülkemizin demokratik değerlerinin, demokratik çıtasının yükselmesi açısından, 90 yıllık tekçi anlayışın aşılması açısından da önemli olduğu şeklinde değerlendirilir.” şeklinde konuştu.

    SURİYE’YE OLASI MÜDAHALE

    Suriye’ye dış müdahaleye karşı olduklarını ifade eden Baluken, “Türkiye’nin ve AKP’nin hem Suriye’ye yapılacak bir dış müdahaleden hem de Suriye’deki iç çatışmadan bir an önce elini çekmesini, ilk günden beri ifade ediyoruz. Bugün de aynı noktadayız.” dedi. Suriye’ye yapılacak müdahalenin bölgesel bir etnik ve mezhepsel savaşı tetikleyebileceği uyarısında bulundu.

    ANAYASADA ANA DİLDE EĞİTİM

    Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda BDP’li Üye Sırrı Süreyya Önder’in ana dilde eğitime ilişkin Bulgar modeli önerisi konusunda Baluken, “Ana dilde eğitim ile ilgili bugüne kadar MHP ve CHP’nin direkt karşıdan muhalefet eden ve cephe alan bir yaklaşımları vardı. AKP’nin de zaman zaman ana dilde eğitim ile ilgili farklı anlamlara gelebilecek farklı çıkışları vardı.” dedi. AKP’nin bu konudaki tavrının halen net olmadığını söyledi. BDP’nin çeşitli formüller üzerinde çalıştığını kaydeden Baluken, “Türkçenin öğretilmesi ile ilgili bir düzenlemenin yapılması ama aynı zamanda ana dilde eğitimin de anayasal güvence altına alınması ile ilgili bir formülasyon en azından bilinç altında ırkçı bir takım yaklaşımlarla beslenen savunmaları kırar düşüncesi ile arkadaşlarımız böyle bir arayış içindeler.” diye konuştu.

    DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

    Başka bir soru üzerine demokratikleşme paketi ile ilgili kendilerine yansıtılmış yeni bir durum bulunmadığını söyleyen Baluken, geçen hafta bir heyetin hükümet yetkilileri ile görüşme gerçekleştirdiğini aktardı. Baluken, “Maalesef o görüşmede de bugüne kadar ki genel görüntü ve genel çerçeve dışında herhangi yeni bir şey öğrenemedik. Görüşmeye gelen hükümet yetkilileri daha çok yetkisiz ve inisiyatifsiz olarak geliyorlar. Türkiye’deki demokratikleşme paketinin içinde ne var, halkın, toplumun Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak, Kürt meselesinin çözümüne katkı sağlayacak düzenlemeler var mı bilgisini öğrenmemiz için Sayın Başbakan’ın onay vermesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu uygulamanın kendisi zaten antidemokratik bir yaklaşımdır. Bu antidemokratik yaklaşımdan demokratikleşme ile ilgili ciddi reformların çıkmasını beklemek artık giderek zorlaşıyor. ” şeklinde konuştu.

    BİNGÖL’DEKİ TECAVÜZ DAVASI

    Baluken, Bingöl’de 14 yaşındaki E.A.’ya tecavüz iddiası ile suçlanan 8 uzman çavuşun yargılandığı davada son tutuklu sanığın da serbest bırakılmasını hukuk cinayeti olarak nitelendirdi. Bu süreçte meydana gelen 2 tecavüz olayında daha yargı sürecinin benzer bir tutum takındığını belirten Baluken, "Bingöl’de 3 davada benzer kararlar verilince bunun anlamı şudur: Bu devlet bu yargı mekanizması tecavüzü, cinsel istismarı, insanlığın suç saydığı bu toplum dışı uygulamayı suç olarak görmüyor. Dolayısı ile tecavüz ile ilgili, suçlar ile ilgili dolaylı yoldan bir teşvik bu insanların önüne getiriyor. Bunu kabul edilemez buluyoruz." diye konuştu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.