Batıya yüzünüzü çevirin

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 417. hafta basın açıklamasını Kayalı Park'ta gerçekleştirdi. Haftanın basın sözcülüğünü yapan Bayram Vanlı, Avrupa'nın mültecilere olan tutumunu eleştirdi. Batı'nın Macaristan'a kadar ulaşan mülteci akınını 3. Viyana Kuşatması'na benzettiğini ileri süren Vanlı, “Mültecilerle Batı'daki demografik yapının değişeceğinden endişe edip, Viyana Kuşatması'nda aşılamayan sınırların aşılacağından endişe etmektedir. Mültecileri Avrupa'ya kabul etmek istemeyen batılı zihne karşı, ülkemizdeki yöneticiler Batı'nın çirkin yüzünü deşifre eden açıklamalarda bulunmakta ve batıya insanlık dersi vermeye kalkışmaktadırlar. Bu durum malumun malumun ilanı değil midir? Her fırsatta batı'nın çirkin yüzünü deşifre eden politikacılar ne hikmetse ülkeyi batılılaştırmak sevdasından da bir türlü vazgeçmemektedirler. Ülkenin siyasi yönü Avrupa Birliği, askeri yönelimi NATO, sosyal ve kültürel yönelimi muhasır medeniyetler iken hala batının çirkin yüzü muhabbeti ne ile izah edilebilir” dedi.

SÖYLEDİKLERİ İLE ÇELİŞİYORLAR

Türkiye'nin her alanda yönünü Batı'ya çevirdiğini iddia eden Vanlı, “Batıya entegre olabilmek için de müstakil bakanlık oluşturmuş kişilerin, ikidebir batının çirkin yüzüne işaret etmesi büyük bir çelişki ve şark kurnazlığı ile açıklanabilir mi? Madem ki batı bu kadar çirkin ve bunu her fırsatta dile getiriyorsunuz. Öyleyse yüzünüzü çevirin onlardan, AB sevdasından. Heyhat ki onlarca yıldır süregelen Filistinli mültecilerin dramı ortadayken, bu mültecilere karşı aynı dinin ve aynı kültürün çocukları olmamıza rağmen batının mevcut tavırlarının bir benzeri sergilememiş midir? Bu olumsuz tutum bugün de devam etmekte değil midir? Hem İsrail zulmünden mülteci olmuş, hem Suriye'den iltica etmek zorunda kalmış Filistinliler için hala bir çözüm önerisi dahi sunulamamış olması bir garabet değil midir?” diye konuştu.

MÜLTECİLERİN SORUNLARINI ÇÖZÜN

Türkiye'deki 2 milyon sığınmacının durumunun hala belli olmadığını işaret eden Vanlı, “Bunların kalıcı olup olmayacağı ile ilgili bir politika üretilebilmiş değil. Çalışma alanları, sosyal ve kültürel imkanlar sağlanabilmiş değil. Hala onlara net bir statü verilebilmiş değil iken mültecilerin Akdeniz dramını sadece Batı'nın vahşeti ile izah etmek ne kadar doğru olabilir. Mülteci sorununun kaynağına yönelik çözümler üretilmedikçe ve mevcut mülteciler net bir statüye kavuşturulup kendi ihtiyaçlarını bulundukları bölgelerde karşılayabilecekleri duruma getirilmedikçe daha çok Akdeniz dramları yaşayacağız” açıklamasında bulundu.

MEHMET AKİF SÜTÇÜ