Başsavcının, Bozdağ’ın Yanında 'El Pençe' Durması Tbmm’ye Taşındı

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Türkiye günlerdir Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Diyarbakır Başsavcısı Ramazan Solmaz’ı ziyaretinde makamına oturduğu ve başsavcının, bakan karşısında el pençe divan durduğu fotoğrafı TBMM gündemine taşıdı.

    Başsavcının bu tutumunun hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığının gözler önüne serildiğini ifade eden Mahmut Tanal, "Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu vurgulanmakta ve 138. maddesinde; ‘’Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.’’’ şeklinde açık, kesin ve buyurucu bir kurala yer verilmektedir." dedi.

    CHP’li Tanal, yargının temsilcisi olan başsavcının bu tutumunu, yürütmenin temsilcisi olan Adalet Bakanı’na önünde el bağlar şekilde itaat etmesinin yargı bağımsızlığına ve yargı tarafsızlığına vurulmuş bir kara leke olacağını ve demokratik toplumlarda hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan yargı bağımsızlığının koşulsuz şartsız sağlanması gerektiğini dile getirdi.

    Tanal, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yazılı cevaplaması için şu soruları yöneltti:

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Diyarbakır Başsavcısı Ramazan Solmaz’ı ziyaretinde, Başsavcının ayakta ve tabiri caizse esas duruşta durması, Hukuk devletinin bir gereği olan erkler ayrılığı ilkesinin ihlali anlamına gelmemekte midir?

    Yürütmenin yargıdan bağımsız olduğu Türk Hukuk sisteminde Yargı yetkisinin temsilcisi olan Başsavcının bu tutumu yargının bağımsızlığı ve yargının tarafsızlığı kurallarını bertaraf etmesi manasına gelmemekte midir?

    Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ihlal eden Başsavcı hakkında soruşturma başlatılacak mıdır? Başlatılacak ise ne zaman başlatılacaktır?

    Demokrasinin olduğu bir hukuk devletinde yargılama makamını oluşturan bağımsız mahkemelerde seçilmiş hukukçular mı yoksa atanmış hukukçular mı göreve getirilmelidir?

    Başta Anayasa olmak üzere kanunlar ile de belirlendiği üzere bağımsız mahkemelerde atanmış hukukçuların bulunması kuralı gereği ile ifa edilmekte midir?

    Yargı organlarını temsil eden bir kimsenin yürütme organına itaat etmesi Anayasa madde 138 ve 140 hükümlerine de aykırılık teşkil etmez mi?

    Hukuk devletlerinde özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin hukuk güvencesi altında olduğunun en büyük göstergesi olan yargının temsilcisi hâkim ve savcıların anayasaya aykırı tutum ve davranışları bir suç teşkil etmez mi? Suç teşkil ediyorsa haklarında soruşturma açılmakta mıdır?

    Hakkında bu sebeple soruşturma açılmış hâkim ve savcılar kimlerdir? CİHAN