Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Basın müşaviri oluyorum

Basın müşaviri oluyorum

Müdür rahmetli Nalbantoğlu Yeni Meram Gazetesi’nde hazırladığım cemiyet sayfamı açmış…

“Ahmet bunu sen mi yazdın?” sorusunu soruyordu.

Bende şafak atmıştı. Yüzüm kıpkırmızı olurken kekeleyerek “eevet evet efendim” derken…

Bellekte yıldırım gibi hatırlamalar geldi.

***

O zamanlar memur durumunda olanların gazetelerde yazı yazması yasaktı. İşten atılırdı.

Ben DSİ ve Karayollarında memur veya işçi değildim.

10194’nolu kanun kapsamında özel bir çalışan oluyordum. Türkiye’deki bütün teknik personel bu kanuna tâbi idi.

DSİ’ye de karayollarına girdiğimde de memur olmadığım için gazetede sayfa çıkarmayı devam ettirmiş kimse de bir şey dememişti..

Peki, şimdi ne olacaktı bakalım.

***

Ben evet derken bana bakmış ki yüzümün kızardığını görünce…

“Ne o yahu neye kızardım? Ne oldu? Yaptığın bu iş, kültür hizmeti. Güzel bir işlem. Koltuğa otur da konuşalım” deyince tabiri caizse dünyalar benim olmuş güller açıvermişti içimde…

***

Müdür Nalbantoğlu ne içersin teklifiyle başladı anlatım ile sorumlara…

“Gazetede hangi günler yapıyorsun? Gazeteden ücret alma veya ücret alma oluyor mu?”

Cevaben “Cumartesi öğle sonu ve Pazar günü gazeteye gidip hazırlıyorum onlarda Pazartesi yayınlıyorlar. Ücret alma veya verme yok.”

“Peki, birde karayolları sayfası yapabilir misin?”

“Yaparım efendim. Yalnız gazeteden izin almaya bağlı.”

“Peki, o zaman şimdi gazeteye git izin almaya çalış.”

“Efendim Anadolu gazetelerinde kurşun üzerinde klişe çıkarmaları yok İstanbul Ankara’da var eğer yol makine ve çalışmalarına ait Genel Müdürlükten klişe alıp burada yazı içinde yayınlarsak izin işlemi kolaylaşır.”

“O işlem içinde Ankara’ya göndereceğim. Alırsın merkezdeki basın bürosundan.

Ayrıca sayfa için mesai dâhilinde yapabilirsin tüm işlemlerini.

Diğer taraftan bölge içince teksir ile bülten çıkaralım. Bültende her türlü yazı girebilir. Tenkit dahi.

Bundan böyle karayolları ile ilgili yazılara cevap verme işlemlerini de sana bırakıyorum tabii benim ağzımdan.

Uzun lafın kısası sana “Gayri resmi Karayolları 3. Bölge Basın Müşaviri” vazifesi veriyorum.

Haydi bakalım. Kolay gele.” Diyerek sözünü bitirdi.

***

İnşallah başarırım düşüncesiyle ayrılıp gazeteye yollandım.

Yeni Meram Yazı İşleri Müdürü rahmetli Tacettin Önay “Sana açmayacağımız sayfa yok” diyerek kabul etti. 15 günde bir Karayolları sayfası çıkacaktı.

Müdür beye müjdeledim ve yarın Ankara’ya gideyim dedim. Ertesi gün bir pikapla Ankara’ya gittim.

Genel Müdürlükteki basın müşaviri rahmetli Vedat Bey’le görüşüp durumu anlattım.

“İyi iyi de neye kendi bültenimize yazı yazmıyorsun” serzenişine…

“Bilmiyordum ama bültene de göndereceğim” dedim.

Hayli resim klişesi alırken birde benim ve müdürümün resmine klişe yaptılar. Teşekkürle Konya’ya döndüm.

Bu arada bölge binasına ek kısmı tamamlanmış yapım yeni geniş kısımda mutemet ve yazıcı ilave etmiştik.

***

Bölge içi bülten için çalışmaya da başladım.

İlk nüshasın çekinmeden tenkide başladım. Bir kaçını aynen nakledeyim.

***

Mevsimlik işçinin zamanı gelmiş servis şefine yalvarmakta.

“Ne olur efendim işten çıkarmayın. Çok güç duruma düşeceğim. Altı evlat var bunlara bakılacak. Ne olur devam edeyim çalışmaya…”

“Kardeşim elimden gelmez ödenek yok ne ödeyeyim ki sana kusura bakma imkânsız.”

İşçi gittikten biraz sonra aynı servis şefi…

Mehmet buraya gel. Şu masa küçük ve eski yeni masa alalım keza koltuklarda değişsin”

Mehmet Bey cevaplıyor.

“İyi fendim ama ödenek yok galiba” sorusuna şefi…

“Var var ben hallederim. Siz hemen alın..”

Ve bültende birde servis otobüsünün sıkışıklığı ayakta gidenlerin karikatürü ile iş yerinde kağıt oynayan işçilerin ekskavatör operatörüne “Bak bakalım mutemet geliyor mu? Sorusuna…

Ne mutemedi? Şef Geliyor Şef…” deyince işçilerin acele iş başına dönmeleri ne ait karikatür bulunmakta idi.

***

Bunları teksirle daire içi kısımlara dağıttık.

Müdürden hiçbir ses çıkmadı gülerek geçmiş. Demek ki anlayışlı adammış.

Bu müdür daha ileri gidip basınla ilgisini ilerletti. Gelecek yazımda izleriz inşallah.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi