Bakan Şimşek enflasyonda düşüş devam edecek
Şimşek, NTV yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Katar ve Kuveyt ziyaretlerinin detaylarını paylaşan Şimşek, iki ülkenin de Karma Ekonomik Komisyon Eş Başkanı olduğunu söyledi.
Şimşek, kasımda Katar ile bir zirve yapılmasının planlandığını, Körfez ülkelerinin Türkiye için ciddi fırsatlar barındırdığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bizim ekonomilerimiz birbirini tamamlayıcı nitelikte. Biz sektörel çeşitliliğe sahip bir ekonomiyiz. Bu bölgenin de alım gücü oldukça yüksek. Dolayısıyla imalat sanayimiz ve sektörlerimiz açısından önemli bir bölge ancak başka fırsatlar da içeriyor. Örneğin turizmde. Körfez ülkelerinin turizmde iddialı hedefleri var. Biz kendilerine şunu diyoruz, 'Turizmde dünyada ilk 5'teyiz.' Bu ciddi bir başarı. 1980'li yıllarda turizm haritasında yoktuk. Turizm gelirlerimiz 300 milyon dolar civarındayken bugün 60 milyar doların üzerine çıkacak. Bizim turizm sezonu bittiğinde onların ki başlıyor. Dolayısıyla bizim tur operatörlerimiz, turizm sektörümüz birçok açıdan güçlü şekilde paydaş olabilir. Bu turizm sektörü için önemli bir fırsat içeriyor. Bu ülkeler kendi ekonomilerinin petrole, doğal gaza bağımlılığını azaltmaya çalışıyorlar. Ekonomilerini çeşitlendirme çabasındalar. Biz bu anlamda çok iyi bir modeliz. Çünkü bizim zamanında petrolümüz, doğal gazımız zamanında olmadığı için biz mecburen ekmeğimizi taştan çıkartan bir ülkeyiz. Sektörel çeşitliliği başarmışız. Bu konuda da biz özellikle imalat sanayisinde iyi bir paydaş olabiliriz."
"Çok ciddi fon fazlaları var"
Şimşek, yakın ülkelerden tedarikin de artık önemli bir konsept olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin bu anlamda büyük bir avantajı olduğunu anlattı.
Körfez bölgesiyle ilgili farklı bir yaklaşım içinde olduğunu vurgulayan Şimşek, "Burada önemli olan ekonomide bir model olarak iki tarafın menfaatine tamamlayıcılık ilkesi. Bizim diyaloglarımız bu çerçevede. Ben inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda yatırımcıların kaygıları azaldıkça büyük bir potansiyel var. Ben Katar'da önde gelen firmalardan 250'ye yakın üst düzey yöneticiyle bir araya geldim. Çok kapsamlı bir sunum yaptık. Türkiye'nin sanayide, enerjide, dijitalde dönüşümünü anlattım. 'Bunun bir parçası olun' dedim. Biz makro finansal istikrarı pekiştirdikçe inanıyorum ki oradan muazzam ilgi olacak. Çünkü çok ciddi cari ve fon fazlaları var. Bunu ihraç etmek zorundalar. O fon fazlalarının tamamını kendi ekonomilerinde absorbe etme imkanları yok."
ABD'de yoğun gündem
Şimşek, gelecek hafta ABD'de katılacağı toplantılara ilişkin de bilgiler vererek, IMF-Dünya Bankası Toplantıları marjında bütün yatırım bankalarının etkinlikler yaptıklarını söyledi.
Katılacakları toplantının uzun olacağını aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
"Hem G20 hem IMF Dünya Bankası Yıllık Toplantıları var. ABD Hazine Bakanı ile görüşeceğiz, ikili toplantı talebinde bulunan bakanlar da var. Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası, IBRD ve Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası gibi aklınıza gelen bir sürü bankayla bir araya geleceğiz. Onlara hem Türkiye ekonomisini anlatıyoruz hem de onlar Türkiye ekonomisine önemli paydaşlar. Yapısal dönüşümümüzü finansal olarak destekliyorlar. Bu ilişkileri sürekli sıcak tutuyoruz. Son 1 yılda da çok güçlü destek gördük, ciddi bir fon akışı var. Bu fonlar piyasaya göre hem daha ucuz kaynak hem de daha uzun vadeli. Bu bahsettiğim uluslararası çok taraflı bankalarla yoğun diyalogumuzu devam ettireceğiz. Atlantik Konseyinde, Uluslararası Finans Enstitüsünde programlarımız olacak, burada Türkiye ekonomisini anlatacağız. Dünyanın önde gelen bütün yatırım bankalarının etkinliklerine ve yatırımcı toplantılarına katılacağız. Günde bazen 15'e yaklaşan toplantılarımız olacak, yaklaşık 5-6 günümüz ABD'de geçecek."
Cari açıkla ilgili projeksiyon yapısal dönüşümden geçiyor
Şimşek, cari açığın Türkiye'nin yumuşak karnı olarak bilindiğine işaret ederek, ülkedeki makro finansal istikrarsızlıkların birçoğunun da temelinde dış kırılganlıkların yattığını anlattı.
Geçen yıl programı uygulamaya almadan önce cari açığın çok yüksek seviyelerde olduğunu anımsatan Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:
"Gelinen noktada cari açık neredeyse yüzde 1'in altına indi. Yani bizim 'Yüzde 3 olsa çok iyi olur' diye düşündüğümüz cari açık. Hatta hem kuzeyde hem güneyde bu bölgesel sıkıntılar olmasaydı büyük ihtimalle Türkiye'de cari açık dengede olurdu. Cari açığı biz kalıcı şekilde milli gelire oranla yüzde 2-2,5'in altına çekmek istiyoruz. Bu seviyelere indiğiniz zaman Türkiye'nin dış borcunun milli gelire oranı düşmeye başlıyor. Size kalıcı rezerv biriktirme imkanı sunuyor. Türkiye'nin dış kırılganlığını kalıcı bir şekilde çözmek istiyoruz."
Son bir yıla bakıldığında, altın dengesindeki iyileşme ve enerji fiyatlarındaki yumuşak seyrin cari dengede etkili olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Bizim esas cari açıkla ilgili projeksiyonlarımız, geleceğe ilişkin tasavvurumuz yapısal dönüşümden geçiyor." dedi.
Bu konuda çok önemli adımlar attıklarını vurgulayan Şimşek, geçen yıl aralık ayında 284 ürün belirlediklerini hatırlattı.
Şimşek, bu ürünlerin Türkiye'nin dış ticaret açığının yarısından fazlasına tekabül ettiğini, yurt içinde üretilmeleri için yatırım çekmek istediklerini dile getirdi.
Sanayide dönüşümün diğer ayağının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı olduğunu söyleyen Şimşek, bu sürecin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümü de içerdiğini anlattı.
"Cari açıkta hakikaten önemli bir eşikteyiz"
Yenilenebilir enerjide yıllık ortalama 2 bin 700 megavat eklendiğini vurgulayan Şimşek, bu tutarın 7-10 bin megavata çıkartılması durumunda yıllık enerji ithalatının 1,5-2 milyar dolar azalacağını bildirdi
Şimşek, bunların kalıcı olarak cari açığı düşüreceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye katma değer zincirinde yukarı çıkacak. Daha yüksek teknoloji, daha katma değerli ürünler üretecek ve dışarıya satacak. Onun için cari açıkta hakikaten önemli bir eşikteyiz. Son bir yılda öngörülerimizden çok daha iyi gitti cari açık. 10 Ağustos itibarıyla yıllık cari açık 11,3 milyar dolara düştü. Bu tutar, 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomide yüzde 1'in altında. Bunu nasıl burada tutarız konusu, biraz orta vadeli bir konu."
Şimşek, HIT-30 gibi 284 ürünün Türkiye’de üretilmesini içeren projelerin hayata geçmesiyle 5-6 yıl sonra Türkiye’de cari fazlanın konuşulacağını bildirdi.
Bu konuda samimi ve ciddi olduklarını vurgulayan Şimşek, “Devletin yönlendirdiği, devletin içinde olduğu, devletin desteklediği bir yapısal dönüşüm var sanayide. Dijital dönüşüm var, yeşil dönüşüm var. Bunlar bizim esas politikalarımız."
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.