Bakan Çelik: Son 50 Yılda Yaşanan Katliamların Toplamı Suriye'de Yaşanıyor

Bakan Çelik: Son 50 Yılda Yaşanan Katliamların Toplamı Suriye'de Yaşanıyor

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Suriye'de kimyasal silah kullanılmasını kınadı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Suriye'de kimyasal silah kullanılmasını kınadı. Çelik, "Bunun karşısında durması gereken öncelikli organ olan BM Güvenlik Konseyi ise kınamanın ötesine geçen bir tutum alamıyor. Bu aslında uluslararası toplumun hukuk açısından, meşruiyet açısından ve uluslararası barış idealine katkı açısından tam anlamı ile bir krizidir.” dedi. İnsanlığın son 50 yılda yaşadığı katliamların toplamının sadece Suriye’de gerçekleştiğini belirten Çelik, "Maalesef hiçbir ses çıkmıyor." ifadesini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Suriye’deki olayların hatırlatılması üzerine Çelik, “Daha önce bütün bu süreci takip ettiğimizde Batı’nın, uluslararası toplumun, uluslararası organların Suriye ile ilgili kırmızı çizgileri belliydi. Suriye’de Esed rejimi hava kuvvetlerini kullanırsa bu bizim kırmızı çizgimiz, demişlerdi. Sonra Esed rejimi hava kuvvetlerini kullandı, bunun karşısında uluslararası toplum, uluslararası organların hiçbiri harekete geçmedi.” dedi. Uluslararası toplumun bu gelişmelerin ardından, ‘esas kırmızı çizgimiz kimyasal veya nükleer silahların kullanılması’ açıklamasını yaptığını kaydeden Çelik, “Uzun zaman boyunca kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığına dair birtakım belirtiler ortaya çıktı. Hangarlardan bu silahların çıkartıldığı, bu silahların yerinin değiştirildiği, kullanıma hazır hale getirildiği şeklinde pek çok yayın yapıldı. Buna rağmen kimsenin kılı kıpırdamadı.” şeklinde konuştu. Gelinen noktada kimyasal silah kullanıldığına dair güçlü deliller ortaya çıktığını aktaran Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Bir rejim kimyasal silah kullanarak kendi halkını katlediyor, çocukları katlediyor. Bunun karşısında durması gereken öncelikli organ olan BM Güvenlik Konseyi ise kınamanın ötesine geçen bir tutum alamıyor. Bu aslında uluslararası toplumun hukuk açısından, meşruiyet açısından ve uluslararası barış idealine katkı açısından tam anlamı ile bir krizidir.”

Uluslararası toplumun her iki kırmızı çizgisinin de aşıldığını söyleyen Çelik, “Esed rejimi zaten gayri meşru bir rejimdir. Artık bundan sonrası BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası organların meşruiyetinden götürmeye başlar. İnsanlığın önünde bir Bosna katliamı gerçekleşiyor, bir Halepçe katliamı gerçekleşiyor, insanlığın son 20 yılda 50 yılda yaşadığı katliamların toplamı sadece Suriye’de gerçekleşiyor ve maalesef hiçbir ses çıkmıyor.” diye konuştu.

“ABD’NİN CEVAP VERMESİ YADIRGANMALIDIR”

Çelik, Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki darbenin arkasında İsrail olduğu yönündeki açıklamalarının ardından ABD, Mısır ve İsrail’den gelen açıklamaların hatırlatılması üzerine, sözlerine şöyle devam etti: “Burada enteresan olan şudur. ABD’nin kendisinin içinde devlet olarak ismi geçmeyen bir tutum karşısında cevap vermesi yadırganmalıdır. Herhalde eğer ABD ile ilgili bir iddia ortaya koyulmuş olsa idi, buna cevap vermesi anlaşılabilirdi. İsminin geçmediği, yönetimden bahsedilmediği bir açıklamadan sonra, başka bir devlet ile ilgili açıklamadan sonra ABD’nin cevap vermesi yadırganmalıdır. Bu tabi ki kabul edilemez. Mısır ve İsrail’in yaptığı açıklamalara zaten cevap vermeye devam ediyoruz.”

Bir gazetecinin, 'MİT Müsteşarının, Mursi ile görüşmesi ile ilgili size yansıyan bilgiler var mı?' sorusuna karşılık Çelik, darbenin ‘göstere göstere’ geldiğini söyledi. Türkiye’nin gördüğü tehlikeler ile ilgili çeşitli ülkeler ile normal istişareleri çerçevesinde Mısır ile de görüşlerini paylaştığını kaydeden Çelik, “Bu görüşmeyi bu bağlamda değerlendirmek gerekir.” dedi.

“SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI İÇERİDE AMA ELİ KANLI DİKTATÖR SERBEST”

Mısır’da devrik lider Hüsnü Mübarek’in serbest bırakılması ile ilgili ise Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu tam bir trajedi. Seçilmiş Cumhurbaşkanı içeride, ama eli kanlı bir diktatör serbest bırakılıyor. Şimdi bunun karşısında da uluslararası organların sesi çıkmıyor. Bundan sonra demokrasi adına, insan hakları adına, hukuk devleti adına uluslararası toplumun meşruiyetini oluşturan, uluslararası toplumun meşruiyetini oluşturan temel değerler adına bundan sonra kim ne söyleyecek merak ediyorum.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.