Bakan Avcı: Ücretli Etüt Merkezleri Kapatılacak (2)

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, şu an piyasada üç tip etüt merkezi bulunduğunu belirterek, ücretli olan etüt merkezlerinin kapatılacağını söyledi. Bakan Avcı, "Hiç kimseden izin almadan, birileri özel etüt eğitim merkezi diye tabela asıyor ve ücreti karşılığında orada dershanecilik yapıyor. Bu şimdi dershanecilere de ayıp, çünkü netice itibariyle de bugünkü dershaneler de bizim kontrolümüzde belli standartlara göre açılıyor ve vergi veriyor. Bunlar vergi de vermiyor. Güya bir gönüllü kuruluş gibi tabela asıyor. Ama aslında ücretli bir faaliyet yürütüyor. Bunları kapatıyoruz." dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, daha önce dershanelerle ilgili çalışmalar hakkında bilgi vermek için bir araya geldiği AK Parti milletvekilleri ile ikinci kez buluştu. Salı günü AK Parti Grup Toplantısı sonrasında gerçekleştirilen toplantının ardından bugün ikinci kez vekillere bilgi veren Bakan Avcı, çıkışta da gazetecilerin sorularını cevapladı.

TASLAK PAZARTESİ GÜNÜ BAKANLAR KURULU'NDA GÖRÜŞÜLECEK

Kendisine dershaneler ilgili taslağın pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na gelip gelmeyeceği sorulan Bakan Avcı, “Evet, biz bir sunum yapacağız.” cevabını verdi.

'Paydaşların görüşleri üzerinden yeniden düzenlenen bir taslak mı?' diye bir başka soru sorulan Avcı, şöyle devam etti: “Yok, biz hazırladığımız taslağı bütün bu görüşlerle zenginleştirerek Bakanlar Kurulumuza, alternatiflerimizi de zenginleştirmiş olarak… Mesela biz açık lise düşünüyorduk, ‘akademik lise olsun, oraya başka liselerden, özellikle meslek liselerinden, spor liselerinden, güzel sanatlar lisesinden… Oralarda kültür dersleri az. Çocuk istiyor ki hem spor lisesine devam edeyim hem üniversite sınavına hazırlanayım. Onlar da buradan ders alabilirler, alsalar iyi olur’ gibi bir öneri geldi sektörden. Makul. Biz de onu değerlendirelim diye notumuzu aldık.”

'Bakanlar Kurulu’nda imzalar tamamlanıp hükümet tasarısı haline gelebilir mi?' şeklinde bir başka soru yöneltilen Bakan Avcı, “Olabilir. Bakanlar Kurulu'na sunacağımız konular onaylanır ve tasarıya dönüştürüyoruz derlerse biz hazırlığımızı yaparız. Maliye Bakanlığı da bizim bu konularda ne tür beklentiler ve önerilerle geleceğimizi biliyor. Onlar da kendilerine göre hazırlıkları vardır.” diye cevap verdi.

ÇALIŞMALARIN MALİYETİ

Bakan Avcı, 'Bütün bu çalışmaların maliyeti nedir?' şeklinde bir soru yöneltilmesi üzerine de “Maliyet, yüzde kaçı özel okula, ne kadarı akademik liseye dönüşecek, ne kadarı ‘biz bu işi tamamen bırakıyoruz’ diyecek. Bunları bilmeden bir maliyet çıkarılamaz, ama Türkiye’ye maliyeti iyi olacak.” ifadelerini kullandı. Avcı, şöyle devam etti: “Bugün yapılan sınavlardan da söz edeyim isterseniz. Biliyorsunuz SBS’yi kaldırdık. Yerine bazı yazılı sınavların merkezden gönderilen sorularla ve kendi okullarında yapılmasını sağlayan bir düzenleme yaptık. Bugün o düzenlemenin ilk uygulamasını yapıyoruz. Çocuklarımız şimdi bu yazılılardan çıktılar. Bana gelen bilgilere göre Türkiye genelinde herhangi bir sorun çıkmadı. Yarın da diğer derslerin yazılıları olacak.”

"BU KURUMLAR DÖNÜŞTÜKLERİ STATÜLERLE GÜZEL HİZMETLER YAPACAKLAR"

Avcı’ya ardından bir gazeteci, 'Bu bir kapatma değil dediniz, ama etüt merkezlerinin çocukları bir üst öğretim kurumuna hazırlayamayacağını söylediniz. Bu bir anlamda kapatma anlamına gelmiyor mu?' şeklinde bir soru yöneltti. Avcı, “İlla kapatma dedirtmeye çalıştığınızın farkındayım, ama yapmayın bunu. Meseleyi çarpıtmaya çalışmayın. Meselenin kamuoyu tarafından doğru anlaşılmasında büyük yarar var. Dönüşecekleri statüleri şimdiden dejenere etmeyelim. Bu kurumlar dönüştükleri statülerde çok güzel hizmetler yapacaklar. Bütün dünyada özel okullaşma oranı ortalaması yüzde 15. Türkiye’de yüzde 3. Bir de bu yatırımı dershaneler gibi paralel bir düzenlemeye hasredersek asıl eğitim alanı olan okulları zor durumda bırakırız. Onun için bırakalım girişimciler de gerçekten paralel değil milli eğitime entegre okullaşsınlar. İster özel okul olarak, şartları elvermiyorsa akademik lise formülü üzerinden okullaşma yolunda adım atsınlar. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı’nın derslik sorununun çözümüne katkıda bulunmuş olurlar hem de atıl kapasiteye… Dershanelerde 55 bin derslik var. Yazık günah. Çocuk hem okula hem dershaneye gidiyor. Bu 55 bin dersliğe milli sermaye olarak bakalım ve daha verimli değerlendirelim. Buralar okullaştığı zaman çocuklar bu ikili koşuşturmadan kurtulmuş olacak. Dershaneler ocak ayından itibaren yeni kayıt alamayacak. Orada yalnız işletmecilerin bir sorunu var. 'Biz ocak ayından itibaren kayıt alırız ve bir sonraki yılı planlarız. Siz ocak ayından itibaren kayıt alamazsa müsaade etmezseniz biz bir sonraki yılı finansman açısından planlayamayabiliriz.' Bu sorunu da nasıl çözeriz, üzerinde çalışıyoruz. Açık lise veya akademik liseye dönüşenler için nasıl bir ön finansman kolaylığı sağlanabilir? Bu durumda olan dershaneler için ne tür ek tedbirler geliştirilebilir? Verginin yapılandırılması gibi seçenekler de bu bağlamda düşündüğümüz konular. Bunların hepsini Bakanlar Kurulu’nda konuşma imkanı bulacağız.” şeklinde açıklama yaptı.

ÜCRETLİ ETÜT MERKEZLERİ KAPANACAK

Bakan Avcı’ya 'Etüd merkezleri ücretli olmayacak demiştiniz. Bu geçerli mi?' diye soruldu. Bakan Avcı, şöyle konuştu: “Evet, ama burada üç tip etüt eğitim merkezi oluşmuş. Birincisi; çalışan anne babaların küçük yaştaki çocuklarını bıraktıkları etüt eğitim merkezleri. O çocuklara bir takım bakım hizmetleri ve derslerine yardım yapılıyor. Karşılığında ücret alınıyor. Bu anlaşılabilir bir durum. İkincisi; biraz önce söylediğim gibi Kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülen SODES projeleri kapsamında açılmış olan etüt eğitim merkezleri var. Bunlar özellikle Güneydoğu’da ve Doğu’da hizmet veriyorlar. Buralarda açılmış 1222 etüt eğitim merkezinin finansmanı doğrudan Kalkınma Bakanlığı tarafından valilikler ve kaymakamlar marifetiyle ya doğrudan açılıyor veya bir STK geliyor, 'ben şurada şöyle bir etüt merkezi açacağım, şöyle bir altyapıda hizmet vereceğim, bana destek olun' dediği zaman da onlara destek veriliyor. 1222 etüt eğitim merkezinin büyük bir kısmı sivil toplum kuruluşlarına verilen finansman desteğiyle açılmıştır. Yani parasını devlet olarak biz veriyoruz, ama işletmeyi ve kuruluşu sivil toplum kuruluşu yapıyor. Bunlardan da ücret alınmıyor ve bunlar da devam ediyor, edecek. Bir de üçüncü kategori var. Hiç kimseden izin almadan, birileri özel etüt eğitim merkezi diye tabela asıyor ve ücreti karşılığında orada dershanecilik yapıyor. Bu şimdi dershanecilere de ayıp, çünkü netice itibariyle de bugünkü dershaneler de bizim kontrolümüzde belli standartlara göre açılıyor ve vergi veriyor. Bunlar vergi de vermiyor. Güya bir gönüllü kuruluş gibi tabela asıyor. Ama aslında ücretli bir faaliyet yürütüyor. Bunları kapatıyoruz. Bunların dönüşmesi falan değil. Bunlar etüt eğitim merkezi değil, kaçak dershane. Mevcut dershanelere de haksızlık yapan kaçak dershane. Bunlar olmayacak. Ama okuma salonları devam edecek. Zaten onlarla ilgili yasal düzenleme yoktu. Onlar gönüllü hizmetlerdir. Küçük çocuklara, çalışan anne babaların çocuklarını emanet ettikleri, çocukların belli bakımlarının yapıldığı yerlere, bir tür kaçak dershaneye dönüşmemesi için 12 yaş sınırı getirmek istiyoruz. Gerçekten bakıma muhtaç, çalışan anne babaların çocuklarını bırakabilecekleri, bıraktıkları zaman emniyet içinde olacakları belki derslerine ödevlerine yardımcı olacak özel etüt eğitim merkezleri bu kapsamda devam edecek. Diğerleri de SODES kapsamında ve ücretsiz olan etüt eğitim merkezleri devam edecek. Bütün bunlar olurken, ben her şeye rağmen takviyeye ihtiyaç duyuyorum, ama özel okula gidemiyorum, akademik liseye gitmiyorum, gidemiyorum veya gitmek istemiyorum, kendi okulumda okumaya devam etmek istiyorum, ama takviyeye ihtiyacım var diyenler için de biz MEB’e bağlık halk eğitim kurslarında ve kendi okullarımızda takviye dersleri vereceğiz. Takviye dersleri neden, nasıl? Çocuk kendi öğretmeninden alamadığını belki başka bir öğretmenden alabilir. Hiçbir öğretmen kendi öğrencisine özel ders veremez, zaten etik de değildir."

"DERSHANE HOCALARI BİZİM KURSLARIMIZDA GÖREVLENDİRİLECEK"

Dershanesi dönüşememiş yerlerde görev yapan öğretmenlerin durumuna da değinen Avcı, şöyle devam etti: “Dolayısıyla okullarımızda açacağımız takviye kurslarla da öğrenciler, muhtemelen, çok az sayıda da olsa, dershanesi dönüşememiş veya dönüşmüş ama kendisine orada görev verilmemiş dershane çalışanı eğitimciler de özel etüt merkezlerinde, bizim açtığımız etüt eğitim merkezlerinde, halk eğitim merkezlerinde ve bizim açtığımız okullardaki kurslarda görevlendirilebilecekler. Onların ileride atanmayı düşünen öğretmen adaylarıyla rakip gibi gösterilmesi, sanki onların kontenjanlarından bir şeyler yiyeceklermiş gibi takdim edilmesi çok doğru değil. Onlar en tecrübeli oldukları bu alanda takviye kurslarında, halk eğitim merkezlerinde, bizim açtığımız kurslarda ve dönüşebildilerse etüt eğitim merkezlerinde, akademik liselerde ya da özel okullarda görevlerine devam edecekler.”

"AKADEMİK LİSE ÖĞRETMENE İHTİYAÇ DUYACAK"

Akademik lise uygulamasıyla birçok kurumun, buna dönüşecek dershanenin, akademik liseye dönüştükten sonra, ayrıca öğretmen ihtiyacı duyacaklarını düşündüklerini belirten Nabi Avcı, “Çünkü 15-20 saat yüz yüze eğitim şartı getiriyoruz. Dershane sektöründen bir grup '20 saat bizim için uygun' derken, bir grup '15 saat yüz yüze, 15 saat de uzaktan eğitim olsa daha kolay yaparız bu dönüşüm daha rahat gerçekleşir' diyorlar. Onu çalışıyoruz. Ama her halükarda 15 saat de 20 saat de olsa akademik liselerde yüz yüze eğitimi getirdiğimiz zaman ayrıca bir öğretmen ihtiyacı da doğabilir o kurumlarda. Dolayısıyla o kurumlara öğretmen takviye etmek gerekir.” dedi.

"BOŞLUK YOK"

Maliye Bakanı’nın açıklamaları hatırlatılarak, 10 yıldır üzerinde bir çalışma yapılan dershanelerle ilgili planın bir boşluk taşıyıp taşımadığı sorulan Bakan Avcı, “Boşluk taşımıyor. Sadece zamanlamayla ilgili belki bir yanlış anlama olabilir. Onları Bakanlar Kurulu'nda görüşeceğiz. Orda bir sorun yok.” cevabını verdi.

"YENİ BİR SINAV İCAT ETMEDİK"

Bugün gerçekleştirilen merkezi sınavlarda özellikle yapılan aramalarla ilgili yeni bir durum olup olmadığı sorulan Bakan Avcı, “Başka bir durum yok. Normal olarak çocuklarımızın geleceği yazılılardı. Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, ama yine söyleyelim. Yeni bir sınav icat etmedik. Çocuklarımız zaten yazılılara giriyorlar. Bu yazılılardan her dönemde birer tanesini biz kontrollü yapalım. Soruları biz gönderelim, cevapları burada değerlendirelim, her çocuk kendi sınıfında girsin, ama başındaki öğretmen başka bir okulun öğretmeni olsun ki kendi öğrencileriyle olmasınlar. Ama bunu olabildiğince sıradan, gündelik hatta velilerimizden rica ettik, çocuklar yazılılara girecekler çok böyle hayat memat meselesiymiş gibi her günkünden farklı olarak elinden tutup okula götürmeyin çocukları, gerilime sokmayın dedik. Normal okullarına gitsinler, sınıflarında sınavlarına girsinler. Bir de emniyet görevlilerine çok teşekkür ediyorum, gerek soruların ulaştırılmasında, gerek merkeze alınmasında, güvenliğinde bize çok yardımcı oldular. Bugün sınavlarda görev alan bütün öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum. Gerçekten çok başarılı bir uygulama oldu. Hatta bazı öğretmenlerimizden de böyle bir düzenleme yapıldığı için, uygulamada bunu gördükleri için ayrıca bir teşekkür mesajları geliyor. Ben de onlara çok teşekkür ediyorum. Güzel sakin bir sınav yapıyoruz. Bunu böyle olağanüstülüklerle şey yapmamak lazım. O yüzden arama marama olmaz. Normal yazılıya giriyor çocuklar işte. Buna rağmen kopya çekenler varsa onları buluruz.” değerlendirmesini yaptı.

"AKREDİTASYON YOK"

Bakan Avcı açıklamasının sonunda da “Milli Eğitim Bakanlığımızın kapısı hepinize açık, akreditasyon yok. Her zaman yani gece birde de gelmeyin, ama her zaman kapımız açık. Normal mesai saatlerinde bekleriz, akreditasyon yok.” diye ekledi. CİHAN